Gündem

Çatışmalar başladı, bölge ekonomisi "dip" yaptı

22 yıldır turizm sektöründe çalışan turizm şirketi sahibi, çözüm sürecinde sektörün tavan yaptığını belirtti

12 Ekim 2016 17:02

Türkiye'de 30 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışmalı süreç, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da ağır tahribatlara yol açtı. Resmi verilere göre 1990’lı yıllarda, 4 bin 500 köy "güvenlik" gerekçesiyle boşaltıldı, 3 milyon kişi yerinden edildi, 50 bin kişi hayatını kaybetti.

2002 yılında iktidara gelen AKP hükümetinin ilk uygulamalarından biri olağanüstü hali kaldırmak olsa da Kürt sorunu 14 yıl sonra yine başa sardı. Oysa hükümet, AB üyelik süreci ile birlikte demokratikleşme adımları, açıkladığı reform paketleri ve son olarak 21 Mart 2013 newrozuyla başlatılan "çözüm süreci"yle büyük umutlar yaratmıştı.

Sosyal yaşamı da bitirme noktasına getiren çatışmalar nedeniyle ciddi yaralar alan Doğu ve Güneydoğu ekonomisi, bu tarihi fırsatla, özellikle 2013-2014 döneminde turizmde patlama yaptı. Yerli ve yabancı yatırımcı bölgeye akın etti.

Yatırımcıları cesaretlendiren adımlardan biri de hükümetin teşvik paketleri oldu. Kalkınma Ajansları da bu konudaki en önemli ayaklardan biri oldu.

7 Haziran seçimleri öncesi IŞİD'in Ortadoğu'daki saldırıları ve Kobanê süreciyle tersine dönen olumlu hava, en çok ekonomiyi etkiledi. 1 Kasım seçimleri sonrası bölgeyi yangın yerine çeviren gelişmeler, hendekler, çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları son 1 yıldır sıkıntıda olan çok sayıda işyerinin kapanmasına, binlerce kişinin işsiz kalmasına neden oldu. Bölge illeri, batıdaki yatırımcı için yine “kırmızı” kalemle işaretlendi, var olan yerli/yabancı yatırımcı planlarını askıya aldı, son 2 yılda gelenler de batıya göç etmeye başladı. 

Geleceğe dair kaygılar yaşamın her alanında kendini gösterir oldu. İnşaat sektöründe konutlar elde kaldı, yeni yaşam planları ötelendi ve beyaz eşya sektörü durdu, turizm acenteleri kapıya kilit vurdu, lokantacılar, tatlıcıların ürünleri elde kaldı.

Çöken ekonomide "domino etkisi"

2015 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesi başta olmak üzere Mardin’in Nusaybin, Dargeçit, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ile Hakkari’nin Yüksekova ilçelerinde kazılan hendekler sonrası yaşanan çatışmalar, ölüm ve yıkımın yanı sıra ekonomiye deçok ciddi darbeler vurdu. Sadece Diyarbakır’ın ihracat kaybı 2015'te 120 milyon lira oldu.

DTSO Başkanı Ahmet SayarDiyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) çatışmalardan sonra yaptığı saha çalışmasına göre çatışmaların ilk başlangıcından 3 aylık sürece dek 108 firma terkini verdi. Kentte ekonominin “dip” yaptığını söyleyen DTSO Başkanı Ahmet Sayar, son iki yılda kurulan dış kaynaklı yaklaşık 100 firmanın ticaretten çekildiğini, on binlerce kişinin işini kaybettiğini söylüyor. Sayar’a göre inşaat sektörü yüzde 50 oranında durdu, işletmeler maaş, vergi ve sigorta primlerini ödeyemez duruma geldi. "2015 ihracatını 120 milyon liralık kayıpla kapattık” diyen Sayar, ekonomideki “domino etkisi”ne dikkat çekiyor.

İşletmelerin aktardıkları sorunlar

DTSO’nun saha araştırmasına katılan işletmelerin genel olarak aktardıkları sorunlar şöyle;

* Bankalarda kredi kullanmada risk faktörünün yüksek olduğunu, bu nedenle ödeme planlarının kısa vadeli ve faizlerin yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

* İhracat firmaları karayolu ile taşımada yolda karşılaştıkları uygulamalar, kapıların kapanması ve fiyatların olayların etkisi ile artması nedeni ile ihracat işlemlerinde zorlandıklarını ve maliyetlerin arttığını ifade etmişlerdir.

* Toplumsal olayların kamuoyunda yarattığı güvenlik algısı ve toplumsal tepkiler nedeni ile tedarikçilerden aldıkları ürünleri bölgeye getirmekte zorlandıklarını ifade etmişlerdir. Özellikle batı illerinden bölgemize araç bulmakta zorlandıklarını, fiyatların çok yüksek olduğunu, yüksek fiyatları kabul etmelerine rağmen nakliyecilerin bu bölgede ulaşım ve taşımada isteksiz oldukları, hizmet vermek istemedikleri ifade edilmiştir.

* Nakliye sorunu nedeni ile sevkiyatların yavaşladığı ve bunun da üretimi ve ödemeleri olumsuz etkilediği ifade edilmiştir.

* Yeni kredi kullanamama, teminatların ve faiz oranlarının yüksek olması, mevcut kredileri ödemedeki güçlükler, kredilerin geri çağrılması, ödemelerdeki gecikmeler nedeni ile çeklerin yazılması gibi finansal sorunlar ile karşılaştıklarını ifade etmişlerdir.

* Yatırım planlarının askıya alındığı, mevcut üretimi, personeli ve müşterileri korumaya yönelik çalışma yapıldığı, ancak sürecin devam etmesi ile artık mevcudun da korunamayacağını ifade etmişlerdir.

* Özellikle Türkiye’nin batısına ürün satan işletmeler, oluşan bölge ve il algısı nedeni ile satışlarda zorlandıklarını, mevcut müşteri ilişkilerini de kaybetmeye başladıklarını ifade etmişlerdir.

* Daha önce vadeli ödeme planına sahip oldukları tedarik anlaşmalarında, bugün ancak önceden peşin ödeme ile girdi tedarik edebildiklerini ve bu durumunda tüm üretim ve finansal yönetim sürecini, rekabet edebilirliği olumsuz etkilediğini ifade etmişlerdir.

* Habur Sınır Kapısı’nın bir aydan fazla bir süre kapalı kaldığı, Irak’ta yaşanan savaş nedeni ile düşen ihracatın, ülkemizde de gelişen olaylar nedeni ile ciddi düşüş yaşadığı ve mevcut satışlarda da, ödemeler de sorunlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Kapının kapalı olduğu süreçte zamanında ürün teslimi yapamadıkları için müşterileri ile sorun yaşadıklarını ve iş kaybına uğradıklarını ifade etmişlerdir.

* Üretim kapasitesinin düşmesi nedeni ile çalışanlarını işten çıkarmak zoruna kalan işletmeler, yetiştirdikleri nitelikli çalışanları bu dönemde kaybettiklerini, ödeme güçlüğü çeken işletmeler de personel ödemelerindeki gecikmeler nedeni ile motivasyon ve verimliliğin azaldığını ifade etmişlerdir.

* Bayiler üzerinden satış yapan firmalar, Türkiye’nin farklı yerlerinde bulunan bayilerinde satışların %90 oranına kadar azaldığını, kamuoyunda oluşan algının ilimizde üretilen ürünlere yönelik bir önyargı oluşturduğunu, bayilik anlaşmaları, satış ve dağıtım noktalarında sorun yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

* Servis bakım, danışmanlık hizmetleri için yurt içinden ve dışından müşteri ve uzmanların bölgeye ve ilimize gelmek istemedikleri belirtilmiştir.

* Yatırım teşvik belgesi, TSE belgesi gibi üretim için ilgili kamu kurumlarında yürüttükleri işlemlerde de, inceleme için uzman taleplerinin uzun süre karşılanmadığı, bu nedenle üretim ve satış süreçlerinde ciddi gecikmeler ve sorunlar yaşadıklarını aktarmışlardır.

İşletmelerin talep ve önerileri

*Yaklaşık 1 yıldır yaşanan toplumsal olaylar ve güvenlik sorunları nedeni ile oluşan kayıpların giderilmesi için ilimize ve bölgemize pozitif ayrımcılık yapılması ve özel politika ve önlemlerin uygulanması,

*Finansmanda yaşanılan sorunlara ilişkin işletmeleri rahatlatıcı teşvik ve desteklerin sunulması ve bankaların kredi kullandırmadaki, döneme göre gelişen uygulamalarının önlenmesi için görüşmeler yapılması,

*Üretilen ürünlerin yerelde, bölgemizde ve Türkiye’nin batısında satışı, tanıtımı ve mevcut algının kırılması için reklam ve tanıtım çalışmalarının yapılması,

*Nakliye, ulaşım, lojistik alanında yaşanan ve işletmelerin girdi tedariki ve satış süreçlerini olumsuz etkileyen sorunların aşılması için çalışma yapılması,

*İşletmelerin yaşanan sorunlar nedeni ile kaybettikleri çalışanlar ve henüz bünyesinde çalışan personellerin sürekliliğinin sağlanması için uygun desteklerin sunulması,

*Mevcut kredilerin ertelenmesi ve daha uygun koşullarda kredi kullanımının sağlanması,

*SGK, Enerji, vergi maliyetleri için devlet desteklerinin arttırılması.

Turizmin çöküşü

DTSO’nun otel işletmecileriyle yaptığı görüşmelerden de çarpıcı sonuçlar çıktı. Hazırlanan rapora göre otellerde ciro kaybı yüzde 50’lere ulaştı. Rapordaki çarpıcı tespitler şöyle:

* 2015’de UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'ne Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin alınması ile özellikle turizm sektöründeki işletmelerimiz kapasite artışına ve yeni yatırımlara yönelmişlerdir. Ancak yaklaşık bir yıldır yaşanan olaylardan en çok turizm sektörü ve bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerimiz etkilenmiştir.

* Yerelde oteller ile yapılan görüşmelerde; toplumsal olaylar ve güvenlik sorunları ile birlikte doluluk oranlarının düştüğü, otellerin doluluk oranlarının %10 - %50 arasında değiştiği görülmektedir. Aynı şekilde çalışan sayılarında da düşüş olduğu görülmüştür. Bu dönemde firmaların büyük çoğunluğunda %10 - %60 arasında ciro kaybı söz konusudur.

* Otellerdeki ziyaretçilerin %90-95 oranında yerli, %5-10 oranında yabancı oldukları belirtilmiştir. Ciro kayıplarının 2016 yılının 2. çeyreğinde daha fazla artış göstermiştir. Tur organizasyonları ile ilgili, 2014 yılında çalıştıklarını, 2015 yılından itibaren bir düşüş yaşandığı ve şu an hiçbir tur organizasyonunun düzenlenmediğini belirtilmiştir.

* Belirtilen sorunlar, Sur’da sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgenin dışında kalan diğer otellerde gözlenmiştir.

* Şu an ilde ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm toplantı ve programların, fuarlar da dahil iptal edildiği belirtilmiştir.

* Turizm sektörünün salt yasakların sona ermesi ile yeniden gelişmesinin mümkün olmadığı, yaşamın normale dönmesinin ardından ilin turizm stratejisine yönelik özel işletmeler ve ilgili kurumların ortaklığında kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiği belirtilmiştir.

* Sonuç olarak; görüşme yapılan tüm işletmeler ekonomik alanda oluşan sorunlara ilişkin alınacak çeşitli önlemler ile çözüm üretilmesi gerektiğini, ancak ilin ekonomisinin gelişmesi ve rekabet edecek bir düzeye ulaşması için güvenlik algısının kırılması ve uygun yatırım ortamının sağlanması gerektiğini ve bunun da ancak yeniden barışın tesis edilmesi ile mümkün olacağını ifade etmişlerdir.

Sur'da 5 bin kişi işsiz kaldı

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı (DESOB) Alican EbedinoğluDiyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı (DESOB) ve TESK Yönetim Kurulu Üyesi Alican Ebedinoğlu, içler acısı tabloyu gözler önüne seriyor. DESOB’a bağlı 42 meslek odası ve 64 bin kayıtlı üye bulunuyor. Ancak Ebedinoğlu, ağır çatışma ve sokağa çıkma yasağının uygulandığı Şırnak ve Mardin’deki esnafların da TESK’teki tek temsilcisi. Çatışmalı sürecin bölge ekonomisinde “domino etkisi yarattığını” ifade eden Ebedinoğlu, “Örneğin Sur’daki Vakıflar Hanı’ndaki toptancılarımızın yüzde 90’ı Mardin ve Şırnakla çalışıyor. Diyarbakır adeta bir lojistik merkezi. Dolayısıyla çatışmalardan hepsi etkilendi” diyor.

Ebedinoğlu, Sur’da DESOB’a kayıtlı 2 bin 167 esnafın yüzde 20’sinin işyerini kapattığını belirterek, şöyle devam ediyor: “Diyarbakır’da resmi işsizlik sayısı yüzde 20 görünse de gerçeği yüzde 40’tır. Doğu ve batı esnafı arasında ayrımcılık yapılıyor. Örneğin Reyhanlı’da bir bomba patladı afet kapsamına alındı ancak burada her gün patladı, patlıyor. Israrlarımıza rağmen afet kapsamına alınmadı. Sadece Sur’da 5000 kişi işsiz kaldı. Yüzlerce işyeri kapandı. Diğer ilçelerde kent esnafının cirosunda yüzde 50-60 oranında bir düşüş yaşandı.  Bir savaş korkusu var, insanlar temel ihtiyaçlarının dışında alışveriş yapılmıyor. Küçük esnaf çek ve senedini ödeyemiyor.”

Yatırımlar durdu

Sektördeki durumu saha çalışması yaparak ortaya koyan Diyarbakır Ticaret Odası (DTSO), şu çarpıcı sonuçlara ulaştı: “Çözüm sürecinde yeni yatırım alanlarında konaklama tesisi yatırım taleplerinde önemli bir artış sağlanmıştır. Bu dönemde başlatılan yatırımların bir kısmı tamamlanmıştır. Haziran 2015’de UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nin alınması ile özellikle turizm sektöründeki işletmelerimiz kapasite artışına ve yeni yatırımlara yönelmişlerdir. Ancak bir yıldır yaşanan olaylardan en çok turizm sektörü ve bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerimiz etkilenmiştir. Yerelde oteller ile yapılan görüşmelerde; toplumsal olaylar ve güvenlik sorunları ile birlikte doluluk oranlarının düştüğü, otellerin doluluk oranlarının %10 - %50 arasında değiştiği görülmektedir. Aynı şekilde çalışan sayılarında da düşüş olduğu görülmüştür. Bu dönemde firmaların büyük çoğunluğunda %10 - %60 arasında ciro kaybı söz konusudur. Otellerdeki ziyaretçilerin %90-95 oranında yerli, %5-10 oranında yabancı oldukları belirtilmiştir. Ciro kayıpları 2016 yılının 2. çeyreğinde daha fazla artış göstermişti. Tur organizasyonları ile ilgili, 2014 yılında çalıştıklarını, 2015 yılından itibaren bir düşüş yaşandığı ve şu an hiçbir tur organizasyonunun düzenlenmediğini belirtilmiştir. Belirtilen sorunlar, Sur’da sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgenin dışında kalan diğer otellerde de gözlenmiştir.”

Turizm "dip" yaptı

22 yıldır turizm sektöründe çalışan Asur Turizm Sahibi Doğan Şan, çözüm sürecinde sektörün tavan yaptığını ancak sürecin sona ermesi ve Ortadoğu’daki gelişmeler ve Irak’a Türkiye’nin getirdiği vize uygulaması nedeniyle şu an “dip” yaptıklarını anlatıyor. 7 ay öncesine kadar otellerde yer bulamadıklarını, her gün GAP turları düzenlediklerini anlatan Şan, “9 ayda sadece Van’dan 8 kişilik bir grup geldi. Bölgeye gelen olmayınca biz de Karadeniz ve Batum turlarına başladık” diyor.  

Şırnak

Şırnak ve Hakkâri'de büyük kayıp

Suriye ve Irak'taki kaos ve iç çatışmalar nedeniyle askıya alınan bölgedeki ihraçlar, üreticiyi ve yatırımcıyı iflasa sürükledi. Diyarbakır'dan sonra "ekonomisi dip" yapan kentlerin başında Hakkari/Yüksekova, Şırnak/Silopi/Cizre ilçeleri geliyor. 

Doğu ve Güneydoğu'nun Ortadoğu'ya kadar açılan pencereleri olarak tanımlanan Silopi’deki, Habur Sınır Kapısı, Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Esendere Sınır Kapısı ve Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Nusaybin Sınır Kapısı da bu süreçten en çok zarar gören yerlerden. Yüzlerce kişinin öldüğü, binlerce ev ve işyerinin hasar gördüğü kentlerde kısa sürelerle açılıp kapanan sınır kapıları, "çözüm süreci"ndeki ticaretinden bir hayli uzak. 

İran ve Irak’a sınırı bulunan Hakkari’de en çok zarar gören yerlerden biri 100 bin nüfuslu Yüksekova. En uzun süresi 78 gün olmak üzere toplamda 88 gün sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilçede 8 bin hane hakkında yıkım kararı verdi, göç eden 60 bin kişiden 20 bini kentine dönmedi. Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı ve aynı zamanda TESK Denetim Kurulu Üyesi olan İrfan Sarı’nın verdiği bilgiye göre, 1800 işletme zarar gördü, 600’u tamamen kullanılamaz hale geldi. Sarı, çatışmaların kent ekonomisine kaybettirdiklerini şöyle anlatıyor:
“Bu süreçten her ne kadar Hakkari geneli etkilense de kentimizin dinamosu olan Yüksekova çok büyük tahribatlar yaşadı. 1800 işletmemiz zarar gördü. 600 işyeri kullanılamaz durumda, bir kısmı ağır hasarlı. Hafif hasarlı olanları esnaf kendisi onarıp faaliyetlerine başladı. Hayat normale döndü ancak çatışmalar sürdüğü için etkisi devam ediyor. Son bir yılda kentimizin ekonomik kaybı 80 milyar liradır.”

Yüksekova’da sokağa çıkma yasağı mayıs ayında kaldırılmasına rağmen yaralar henüz sarılmış değil. Harabe kentte zarar görülen yapılar, esnaflar tarafından onarılmış.

Hükümetin açıkladığı ekonomik paketi de değerlendiren İrfan Sarı, “78 günlük sokağa çıkma yasağı süresince kontaklarını açamayan taksiciler için 1500, küçük işletmeler için de 3000 lira ödeme yapılacağı açıklanmıştı. Esnaf için bugüne kadar ödeme yapılmadı. Açıklanan paket hayata geçirilirse elbet önemli ancak bizlere inandırıcı gelmediğini belirtmek isterim. Barış ve istikrar olmadan kimse bu topraklara yatırım yapmaz. Ekonomi öncelikle huzur ister…”

Yüksekova’da bir süre önce açılan Esendere Sınır Kapısı ve hükümetin açıkladığı ekonomik paket bir umut yaratsa da kent, “çözüm süreci”ne dönüşü bekliyor.

Şırnak ekonomini ayakta tutan Habur Kapısı’nın aylarca kapalı kalması ve “çözüm süreci”yle birlikte kaldırılan yayla yasaklarının çatışmalarla tekrar yasak kapsamına alınması kent ekonomisine oldukça daraltmış durumda. Habur Sınır Kapısı’nın bulunduğu Şırnak’ın Silopi ilçesinde de tablo vahim. Aylarca kapalı kalan sınır kapısı, ticarete büyük darbe vurmuş. Şırnak merkezde 14 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürdüğü için tahribatın boyutu henüz tespit edilmiş değil. Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 500 üyenin bir çoğu işyeri terkini vermiş durumda. Silopi Ticaret ve Sanayi Odası Yöneticisi Menduh Deniz, “Silopi ticareti kan ağlıyor” diyor.