Gündem

Casusluk çetesinden TSK'ya ait 165 belge çıktı

Casusluk örgütünün, TSK içindeki teröre karşı projeleri durdurmaya, olmazsa yavaşlatmaya çalıştığı belirtildi.

24 Şubat 2011 02:00

T24 - “Casusluk” iddianamesinde TSK, TÜBİTAK ve HAVELSAN’da gizli faaliyet yürüten casusluk örgütünün, TSK içindeki teröre karşı projeleri durdurmaya, olmazsa yavaşlatmaya çalıştığı belirtildi. Çetenin fuhuş ve özel hayatı bilgi edinmede bir silah gibi kullandığı da iddia edildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “şantaj ve askeri casusluk” iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında aralarında emekli Albay İbrahim Sezer’in de bulunduğu 16’sı tutuklu 56 kişi hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. İddianemede suç örgütünün TSK, TÜBİTAK, HAVELSAN ve GES Komutanlığı gibi devletin en stratejik kurumlarında örgütlenerek ayrı hücre yapılanmalarına gittiği belirtildi. 

Stratejik kurumlara sızıp belge almışlar

Sanıkların özellikle TÜBİTAK tarafından TSK içinde yürütülen ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları, casusluk faaliyeti kapsamında elde ettikleri bazı belge ve projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları vurgulandı.
İddianamede, Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan cevabi yazılarda, belgelerle ilgili gizlilik derecelerinin yanı sıra, ‘yabancı bir devletin eline geçmesi durumunda yabancı devlete yarar sağlayacak bilgilerden olduğu’ özellikle belirtildi. 

Ele geçirilen bazı fotoğraf ve videolarla ilgili olarak da “radara düzenlenebilecek saldırı ve sabotajlara yönelik keşif bilgisi sağlayacak nitelikte olduğu”nun bildirildiği ifade edildi.
TÜBİTAK’tan gelen cevabi yazıda ise gizlilik derecelerinin yanı sıra, “Bu belgelerin şüphelide bulunmaması gerekmekte olup, açıklanmaları güvenlik güçlerimizin terör örgütlerine karşı verdikleri mücadelede zafiyet yaratacaktır” denildi. 


68 müşteki var

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’in, emekli Albay İbrahim Sezer’in de aralarında bulunduğu 56 kişi hakkında hazırladığı 250 sayfalık iddianameyle ilgili incelemesini tamamladı. Mahkeme heyeti, dün oy birliğiyle iddianamenin kabulüne karar verdi. 

Davanın ilk duruşmalarının 20 ve 21 Nisan 2011’de yapılması hükme bağlandı. 

Toplam 56 sanığın ve 68 müştekinin yer aldığı iddianamede şüphelilerin, “haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak ve örgüte yardım ve yataklık etmek, devletin güvenliğine, iç ve dış yararlarına ilişkin belgeleri yok etmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek, siyasal veya askeri casusluk” suçlarından cezalandırılması istendi.
İddianamede emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Balyoz davası kapsamında tutuklanan Kurmay Albay Muharrem Nuri Alacalı, Tümamiral Fikret Güneş’in eşi Manolya Güneş’in de aralarında olduğu 68 müşteki yer aldı. 


Projeleri engelleme

İddianamede suç örgütünün ayrı ayrı hücre yapılanmasına sahip olduğu ancak tüm faaliyetleri birlikte koordine içerinde hareket ettiklerinin tespit edildiği belirtildi. Yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak kaydedildiğinin yer aldığı iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

“Suç örgütünün TSK, TÜBİTAK, HAVELSAN ve GES Komutanlığı gibi devletin en stratejik kurumlarında örgütlenerek ayrı hücre yapılanmalarına gittiği, örgütün özellikle telefon görüşmesi yapmamaya özen gösterdiği, diğer hücre yapılanmasındaki örgüt mensuplarını tanımadıkları ya da irtibat kurmadıkları, bilgileri örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer’e gönderdikleri, evlere yerleştirdikleri gizli kamera düzenekleri ile bazı kişilerin bayanlarla cinsel ilişkilerini gizlice kaydettikleri ve daha sonra şantaj amaçlı kullandıkları, şüphelilerin şantaj amaçlı elde ettikleri bu materyallerle istifa etmesini ya da emekli olmasını istedikleri askeri personelin şantaj yaparak emekli olmasını, bazen de terfisini engellemek istedikleri kişilerin görev yaptığı kuruma ihbar ve posta yolu ile göndererek hakkında soruşturma başlatılmasını temin ettikleri ve böylelikle terfi etmesini engelledikleri, bazı belge ve projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları anlaşılmıştır.”


‘Gizli proje Çipli’de’

TÜBİTAK’ta daire başkanı olan tutuklu sanık Yücel Çipli’nin, kurumunda hazırlanan gizli projeleri örgüte sızdırdığının tespit edildiği belirtildi. Çipli’nin örgüt ile temasının tutuklu sanık teğmen Emrah Küçükakça aracılığıyla sağladığını belirtildi.
İddianamede, tutuksuz sanıklarından astsubay Adnan Yılmaz’da, TSK-Net ağı üzerinden gönderilen mail kayıtlarının bulunduğu belirtildi. Söz konusu maillerin kişilerin özel hayatları ve cinsel yaşamlarına ilişkin yazışmalar olduğunun belirtildiği iddianamede, “Bu mail eklerinde ise TSK’ya ait devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken belgeler bulundu” ifadesine yer verildi. 





Tümamiral Mücahit Şişlioğlu davada şikayetçi.


‘Teröre karşı projeleri yavaşlatın’ 

Sanık Emrah Küçükakça’dan ele geçirilen 78 nolu CD’de, “HAVELSAN, ASELSAN ve yavaşlatılacak projeler bize paslanacak, projelerin belirlenmesi, eleman alımı” şeklinde bir not da yer aldı. 

Aynı CD içinde “prj.list” isimli Excel belgesinde ülke güvenliği ve terörle mücadeleyle ilgili çok önemli bilgiler yer alıyor. Alınan notlar arasında dağ kadrosu için tehlikeli olduğu için TSK içerisindeki telsiz haberleşmesini sağlayan projenin durdurulması gerektiği belirtildi. 

“Dağ kadrosu için tehlikeli, hava yer haberleşmesi kriptolu olacak, durduralım, hiç olmazsa yavaşlatalım, kripto kodlarını ele geçirmeliyiz” deniliyor. 

Birçok projeyle birlikte terör örgütleriyle mücadelede kullanılan  “İnsansız Hava Aracı (IHA)” isimli proje ile ilgili olarak ise “Yavaşlatılması talimatı var” denilmiş. 

Sanıklar arasında bulunan Savunma Sanayi Müsteşarlığı Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Lütfi Varoğlu’nun çeteye bilgi sattığı iddia ediliyor. 


Komutan eşinin fotoğrafı

İddianamede Tümamiral Fikret Güneş’in eşi Manolya Güneş de müşteki olarak yer alıyor. Örgüt yöneticisi emekli Albay İbrahim Sezer’de ele geçen belgeler arasında Manolya Güneş ve ailesine ait fotograflarla birlikte, Güneş hakkındaki cinsel içerikli notlar da yer alıyor.


‘Fuhuş yoluyla gizli belge alındı’

Emekli Albay İbrahim Sezer’den ele geçirilen 9 numaralı DVD’de devletin güvenliğine ilişkin belgelerin fuhuş yoluyla elde edildiği belirtiliyor. Erdek Deniz Üs Komutanlığı’na ait kroki ve fotoğrafların bu yöntemle ele geçirildiği tespit edilmiş. Ayrıca İzmir Hava Radar Komutanlığı’na ait fotoğraflar, Gölcük Askeri Tesisleri’nin video görüntüleri, İstanbul Tersane Komutanlığı’na ait kroki ve güvenlik kamerası görüntüleri, 165 bin 386 adet gizli belge ve 43 adet askeri üslere ait görüntüler, birlikler içerisinde yer alan kameralara ait noktaları belirtir krokiler, askeri gemilere ve helikopterlere ait gizli çekilmiş video görüntüleri, uçak hangarı ve bakım yerlerine ait gizli çekilmiş video görüntüleri örgüt tarafından ele geçirilmiş.  Yabancı bir ülkeye verileceği belirtilen gemi seyir çizelgesi de örgüt tarafından ele geçirilmiş.


Tuğamiral sanık

İddianamede tutuklu sanık olarak İbrahim Sezer, Tamer Zorlubaş, Zeki Mesten, Mehmet Seyfettin Alevcan, Yücel Çipli, Mehmet Emrah Küçükakça, Mehmet Emre Sezenler, Alper Eylem Ersoy, Merdan Metin, Yiğit Ali Adlığ, Burak Çetin, Deniz Mehmet Irak, Ali Haydar Eser, Erem Saltuk Baysal, Esin Tolga Uçar, Necmi Yıldırım yer aldı. Tuğamiraller Şafak Yürekli ile Fahri Can Yıldırım’ın da sanıkları arasında bulunduğu iddianamede, 28 Nisan 2010’da emniyet birimlerine gelen bir mail ihbarında “Vika, Dilara ve Gül isimli kadınların liderliğinde bir fuhuş çetesinin yurtdışından bayan getirerek zorla fuhuş yaptırdığı, bu çete içerisinde 18 yaşından küçük bayanların da bulunduğu ve fuhuş yaptırılan bayanların uyuşturucu bağımlısı yapılarak kullandığı” şeklinde bilgiler olduğu belirtildi. 

Bu ihbar sonucu başlatılan teknik takipte emekli Albay İbrahim Sezer’in Kadıköy’deki eve getirdiği kadınlara fuhuş yaptırdığı ve hamile kalanların da kürtaj olduğunun tespit edildiği belirtildi.