MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada Erdem Gül'le birlikte yargılanan Can Dündar, savunmasında, 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine hitaben "Vereceğiniz karar Türk yargısının bağımsız olup olmadığını da kanıtlayacak" dedi. Can Dündar, duruşma öncesinde gazetecilere dağıtılan yazılı savunmasında tutuklanmalarına yol açan haberle ilgili olarak, "Bir devletin polis, jandarma ve istihbaratçıları, silah dolu bir TIR önünde güpegündüz, ortalık yerde, birbirine silah çeker ve çatışmanın eşiğine gelirse, kusura bakmayın, bu, dünya çapında bir skandaldır ve çok büyük bir haberdir. Dünyanın her yerinde gazetecilere sorabilirsiniz. Bu haberi yapmayana gazeteci denmez" ifadelerine yer verdi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada yargılanıyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın kapalı görülmesine karar verilen davada Dündar ve Gül, duruşma öncesinde gazetecilerle paylaştıkları savunmalarında tüm suçlamaları reddetti. Davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a erteledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve MİT'in davaya müdahil olması kabul edildi.
"Siyasi ve askeri casusluk", "devletin gizli bilgilerini temin etme yayımlama" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs, terör örgütüne yardım"la suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklamayla "kişi hürriyeti, kişi güvenliği, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" karar vermesiyle tahliye edilmişti.
Can Dündar'ın savunmasından öne çıkan kısımlar şöyle:
"Bugün vereceğiniz karar dünyanın gözleri önünde Türk yargısının bağımsız olup olmadığını da kanıtlayacak.
Bir devletin polis, jandarma ve istihbaratçıları, silah dolu bir TIR önünde güpegündüz, ortalık yerde, birbirine silah çeker ve çatışmanın eşiğine gelirse, kusura bakmayın, bu, dünya çapında bir skandaldır ve çok büyük bir haberdir. Dünyanın her yerinde gazetecilere sorabilirsiniz. Bu haberi yapmayana gazeteci denmez.
Hükümet işlediği suçun, istihbarat teşkilatı beceriksizliğinin hesabını vereceği yerde, suçu ortaya çıkaranlara saldırmayı tercih etti. Suçlular değil, biz karşınıza geldik.
Bu ortamda hem adil karar vermek, hem yargının en kudretli şahsiyetten bile bağımsız olduğunu ispat etmek hem de basın özgürlüğünü gözetmek sorumluluğuyla karşı karşıyasınız. Ve bunu bütün dünyanın gözünün çevrildiği bir duruşma salonunda yapacaksınız.
Hayatı boyunca adil olmaya özen göstermiş bir gazeteci olarak, sadece şahsım değil, aynı zamanda mesleğim adına, tarih ve yargı huzurunda beraatımı talep ediyorum."