Gündem

Büyükanıt, 27 Nisan e-muhtırasından sonra Dolmabahçe'de Erdoğan'a ne dediğini ilk kez açıkladı

"O basın açıklaması tamamıyla tarafımdan kaleme alınmıştır"

16 Aralık 2015 13:15

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde 27 Nisan 2007’de yapılan ve ‘e-muhtıra’ diye anılan açıklamaya ilişkin soruşturma kapsamında talimatla şüpheli sıfatıyla ifade veren dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, metnin yürütme organına yönelik bir eylem olmadığını iddia etti. Büyükanıt, 2007 yılında Dolmabahçe'de sönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'la yaptığı ve kamuoyuna açıklanmayan "sır" görüşmede neler konuşulduğunu da ilk kez açıkladı. 

Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, 'e muhtıra'ya ilişkin iki sayfalık ifadesinde Büyükanıt, 27 Nisan bildirisinin “TSK’nın laiklik konusundaki hassasiyetini vurgulamak" amacıyla hazırlandığını ve bunun dönemin başbakanı Erdoğan'a da iletildiğini ifade etti. Büyükanıt, "Bu tutumun bile asıl kamuoyunu yanıltma amacıyla istismar edildiği ve değişik yorumlarda bulunduğu bilinen bir gerçektir" dedi.

Büyükanıt ifadesine şunları söyledi:

KİMSENİN HABERİ YOKTU: “Bu konuda 27 Nisan 2007 tarihli basın açıklamasına yönelik olarak TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu davetine atfen ayrıntılı açıklamalarda bulundum. Bu basın açıklaması tamamıyla tarafımdan kaleme alınmış olup, TSK bünyesinde hiçbir personelin katkısı, haberi olmamıştır.

LAİKLİKLE BAĞDAŞMAYAN FAALİYETLER: İfa ettiğim görevin sınırları başta anayasamız olmak üzere meri kanunlarla çizilmiş olup o tarihte yürürlükte olan TSK İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği’nin, TSK’nın görevlerini belirleyen hükümler çerçevesinde o tarihte içinde bulunduğumuz ortamda Atatürk ilke ve inkılaplarıyla, laiklik ilkesi ile bağdaştırılması bile olanaksız faaliyetler konusunda TSK’nın hassasiyetini belirtmek, bu konuda adli, mülki makamların gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekliliğini işaret etme amacına yöneliktir. Bu konuda kamuoyunu da bilgilendirme saikiyle hareket edilmiştir."
Büyükanıt, bu konudaki TSK’nın hassasiyetini, en yüksek komuta kademesinde bulunması nedeniyle vurgulamak istediğini belirterek şöyle devam etti:

DÜZENE YÖNELİK DEĞİLDİ: "Yürürlükteki kanunlar kapsamında Cumhuriyetimizin temel niteliklerini koruma ve kollama görevi ile hareket edilmiştir. Kesinlikle yürütme organına yönlendirilmiş bir eylem veya anayasal düzenimize yönelik bir girişim değildir.

ANAYASAYI İHLAL ETMEDİM: Anayasamızı ihlal şeklinde bir eylemde bulunmam söz konusu dahi olamaz. Askeri darbe şeklinde nitelendirmeyi de kabul etmem olanaksızdır.

BAŞBAKAN'A DA İLETİLDİ: Böylesi bir basın açıklamasının yasalar kapsamında TSK’nın görevleri arasında bulunduğu, hassasiyetimizi göstermesi açısından Genelkurmay Başkanı'nın kamuoyunu bilgilendirme görevi gerekleri arasında olduğu aşikârdır. Kaldı ki bu hassasiyet bilahare Sayın Başbakan'a da iletilmiş olup bu tutumun bile asıl kamuoyunu yanıltma amacıyla istismar edildiği ve değişik yorumlarda bulunduğu bilinen bir gerçektir."