BURSA, (DHA)- BURSA Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından kadına ve çocuklara yönelik şiddet, taciz ve istismar olaylarına karşı tepki amaçlı yapılan açıklamada, \"Sanıklara idam cezası, kimyasal hadımlık veya kamunun vicdanını rahatlatacak en ağır ceza ne ise o ceza verilmelidir\" denildi.
Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından kadına ve çocuklara yönelik şiddet, taciz ve istismar olaylarına karşı tepki amaçlı basın açıklaması Bursa Kent Konseyi ofislerinde gerçekleştirildi. Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi, siyasi partilerin kadın kolları, ilçe kadın meclisleri, kadın muhtarlar, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyeleri, Engelliler Meclisi’nin ve kadın STK temsilcilerinin katılımıyla kadına ve çocuklara yönelik şiddet, taciz ve istismar olaylarına lanet okundu. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Zehra Sönmez, Bursa Kent Konseyi Başkanvekili Şuayip Toprak, Yerel Gündem Şube Müdürü Mahmut Turunç ile Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Murat Başlar’ın da katıldığı basın açıklamasını Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Mihrimah Kocabıyık okudu.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
\"Bugün maalesef çok acı bir olay neticesi, yüreklerimizdeki ateşi paylaşmak için bir araya geldik. Hepimizin bildiği gibi hemşerimiz olan, Bursa’da yaşayan Yağlıkara ailesinin biricik evlatları 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara, ne yazık ki çok elim bir şekilde vefat etmiştir. Acımız soğumadan Ağrı’da da kaçırılarak açlığa terk edilen minik Leylamızın da ölüm haberini aldık. Küçücük bedenlere yapılan bunca eziyeti söylemeye bile dilimiz varmıyor. Fakat ne yazık ki Eylülümüz ve Leylamız bu acıların hepsini yaşadı ve bu kötü dünyayı bize bırakıp cennete gitti. Son zamanlarda sıkça tekrarlanan bu olaylar artık hepimizin sabrını tüketmiştir. Bizler Bursalılar olarak, kadınlar olarak, anneler olarak artık dayanamıyoruz. Dünyadaki hiçbir kız veya erkek çocuk böyle olaylarla karşılaşmamalı. Hiçbir aile bu acıyı yaşamak zorunda kalmamalı. Bizler Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız. Ama söz konusu çocuklar olduğunda içimiz daha çok yanıyor. Hepimiz çocuklarımıza daha iyi bir dünyada büyütmek ve onlara güzel bir dünya bırakmak için çabalıyoruz. Nitekim Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak 17 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ‘Bursa Kadınları Konuşuyor Çalıştayı’ sonucu hazırladığımız raporda da ‘kadına ile çocuklara yönelik şiddet ve taciz istismar olaylarına’ karşı çözüm önerilerimizi ilgili mercilere sunmuştuk. Bursalı Kadınlar ve anneler olarak bizim artık böyle bir vahşete kurban verecek yavrumuz yoktur. Eylül’ün olayından başlayarak tüm mağdurlarımız için yargı sistemimizin çok hızlı şekilde işletilerek, adli rapor alınması, delil toplanması ve tüm süreçlerde çok hızlı davranılarak, sanığın tespit edilmesini ve en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz. Yürürlükteki, Türk Ceza Kanunu\'na göre verilecek ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ bizim ve mağdur ailelerin acısını azaltmamaktadır. ‘Sapık ve vahşi sanıklara’\' verilecek cezalar tekrar gözden geçirilmeli, idam cezası, kimyasal hadımlık veya kamunun vicdanını rahatlatacak en ağır ceza ne ise o ceza verilmelidir.\"
‘DOĞUŞTAN SUÇLU İNSAN YOKTUR’
Açıklamada, eğitici çalışmaların gerekliliğine de vurgu yapılarak, \"Tüm kurumlarımızın kendi alanlarına göre bu konularda eğitici çalışmalar yapmalarını, tüm vatandaşlarımıza, erkek, kadın ve çocuklarımıza bilinç oluşturacak eğitimler verilmesini istiyoruz. Hepimiz bilmeliyiz ki, doğuştan suçlu insan yoktur, yanlış eğitilmiş insan vardır. Baştan tedbirimizi alırsak bu acı olayları bir daha yaşamayız. Gerek yerel idarecilerimizden, gerekse TBMM’deki milletvekillerimizden, bakanlarımızdan ve Cumhurbaşkanımızdan bu konu ile ilgili artık çok acil olarak harekete geçilmesini istiyoruz. Hepimiz elimizi taşın altına koymadan bir şeyleri değiştiremeyeceğimizin bilincinde olmalıyız. Artık Leylalar ve Eylüller ölmesin\" denildi.
FOTOĞRAFLI