T24 - 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasında ilk kez hakim karşısında savunma yapan Albay Dursun Çiçek, imza özürlü olduğunu söyleyerek 28 Şubat hatırlatması yaptı. Çiçek, ''Genelkurmay, irtica tehlikesi varsa, bunu MGK'ya götürür" dedi. Çiçek savunmasında bir ara gözlaşlarına hakim olamadı.
Türkiye'nin gündemini değiştiren "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nın altında imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek, ilk kez bugün mahkemede savunma yaptı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Çiçek, çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu, 6 yıl yatılı öğretmen okulunda eğitim gördükten sonra harp okuluna girdiğini söyledi.
Görev yaptığı Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda birinci şubenin teröre, ikincinin irticaya, kendisinin görev yaptığı üçüncü şubenin de NATO, tatbikatlar gibi konulara baktığını dile getiren sanık Çiçek, ''Bu gerçekler ortadayken şube müdürlerinin ifadeleri varken, soruşturma savcısı bunları görmüyor. Çünkü senaryoya uygun değil. Bu mu hukuk, bu mu vicdan?'' dedi.
Gizli evrakların çift kilitli dolapta yer aldığını belirten Çiçek, ''Buraya gelene kadar 5 kilit var. Bu ihbarcı bunların hepsini açıyor. Ben yokken, planı yağdan kıl çeker gibi alıyor. Buna itibar ediliyor. Ben taciz ediliyorum'' diye konuştu.
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı''nı elinde gösteren Çiçek, planda yer alan bazı kelimelerin askeri literatüre uygun olmadığını söyledi. Çiçek, şu ifadeleri kullandı:
''Bu planda bir sürü boş yer var. Ben bunu 3 sayfada bitirirdim. Biz düşman unsuru değil, 'düşman kuvvetleri, dost kuvvetleri, bilgilendirme ve bilinç faaliyeti, bilgi ve evrak güvenliği' deriz. Faraziler geçekleşmezse o plan çöpe atılır. 'Dursun Çiçek şerefsiz albay plan yapmış' diyene o şerefsizliği iade ediyorum. Biz, Fethullah Gülen, AKP falan demeyiz. Özel isimleri kullanmayız. Kullanırsak adli müşavirlik imzalamaz. Çünkü suç unsuru olur."
ALNINI KARIŞLARIM
Belgedeki bazı ifadelere sinirlenen Çiçek, ''Bunu kurmay söyledi diyenin alnını karışlarım. Türkçesi varken yabancı kelime söylemek yasaktır. Komutanı, belgeyi albayın yüzüne atar'' şeklinde konuştu.
''Genelkurmay Başkanlığının kolluk kuvveti mi var? Genelkurmay ne yapsın böyle bir planı?'' diyen Çiçek, ''Genelkurmay, irtica tehlikesi varsa, bunu MGK'ya götürür. 28 Şubatta böyle olmadı mı? Başbakana imzalatılmadı mı? Niye böyle bir plan yapsın?'' ifadelerini kullandı.
Savunmasını yaparken sinirlenen Albay Çiçek, bağırarak ''Bu planı bir albay yazacak, imza atacak. Kargalar güler. Plan için komutandan onay alınır. Ona göre astlarım plan yapar, bana getirir. Ben bütün bilgi birikim ve tecrübemi katarak daire başkanına sunarım. Daire başkanı harekat başkanına, o da ikinci başkana sunar... Şube müdürü plan yapmaz. Emrimde çalışan 16 tane subay var'' dedi.
''Millete Komplo'', ''İhanet Belgesi'' diye haberler yapıldığını, ancak kendilerine ifade tutanaklarının bile verilmediğini dile getiren Çiçek, ''Bu plan değil, pilav, iftira, komplo belgesi. Yargısız infaz belgesi. Yapanları şiddetle kınıyorum. Bana çektirdiklerinin hesabını soracağım'' diye konuştu.
EN ZAYIF NOKTAM İMZAM
Çiçek, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Sahte belge üzerinde tek gerçeğe yakın olan şey imzam. Çünkü taklit edilebilen bir imza. Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK, 'Bu imzanın taklidi kolay, değişken, imzalar birbirini tutmuyor' diyor. Ben imza özürlüyüm. En zayıf noktam bu. Ben de bunu kabul ediyorum. İmzam değişken ve taklit edilmesi kolay. TÜBİTAK, 'Bu imzalar yargılamaya esas olamaz' diyor. Ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü bunu kabul etmiyor. Çünkü Emniyet Müdürlüğü de tertibin bir parçası.''
Güvenliği sağlamak için 12 Haziranda askeri savcılıkta imzasını değiştirerek attığını aktaran Çiçek, ''Bunu askeri savcılığa da söyledim. 2 gün sonra bu olay manşetlere taşınıyor'' dedi.
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Çiçek savunmasını verirken duygusal anlar da yaşadı. Dursun Çiçek, "Keşke burada yargılanmak yerine Güneydoğu'da şehit olsaydım" dedi. Çiçek bu ifadeleri kullanırken gözyaşlarını tutamadı.