Bahçeli: "Başbakan yolsuzluklara yataklık yapmaktadır ve çatırdayan hanedanlığını kurtarmak telaşı içindedir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'a yönelik eleştirilerini, "suçüstü psikolojisi" olarak nitelendirdi.
Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasının Türkiye ayağı için savcıların harekete geçmesini isteyen Bahçeli, Devlet Denetleme Kurulu'nun görevlendirilmesi gerektiğini belirterek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de "Devreye gir" mesajı verdi.
Bahçeli, dün yaptığı yazılı açıklamada, AKP'nin, iç siyasette aldatma, kandırma, istismar, çatışma ve partizanlığı, dış siyasette de teslimiyetçilik ve ilkesizliği siyaset anlayışının temel ekseni haline getirdiğini savundu.
'AKP'nin kokuşan siyaseti'
Bahçeli, ülkenin silkinip ayağa kalkma hamlelerinin her defasında bir AKP skandalıyla kesintiye uğradığını belirterek, "Türkiye, AKP'nin yozlaşan ve kokuşan siyasetiyle, sürekli güç ve enerji kaybetmektedir" dedi. AKP'nin, iktidar olmanın getirdiği imkanları, yandaşlarına utanmadan peşkeş çektiğini iddia eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"AKP'li bazı belediyelerin oluşturduğu ihale ve imar çetelerinin organize yolsuzlukları, AKP üst düzey yöneticilerinin bulaştığı utanç verici rüşvet olayları, yandaş medyayı beslemek için kamu kaynaklarının ulufe olarak dağıtılması tek tek ortaya çıkmaktadır. Türk milleti, kul ve yetim hakkına el uzatan ve bundan da hiç rahatsızlık duymayan AKP'nin yolsuzluk kervanının son yolculuğunu izlemektedir".
Paralar AKP için kullanıldıParanın teslim yeri başbakan
'Diktatörlük hevesi' "Siyaset hiçbir dönemde bu kadar kirlenmemiş, Türkiye hiçbir dönemde yolsuzluğu ve kanunsuzluğu kendisi için bir hak ve imtiyaz olarak gören böylesine lekeli bir iktidar tarafından yönetilmemiş ve diktatörlük hevesleri hiç bu kadar gemi azıya almamıştır" diyen Bahçeli, Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasına da değinirken "Uzantısı Türkiye'de bulunan bir yardımlaşma derneğiyle ilgili ortaya çıkan usulsüzlük iddialarının, yargıya intikali ve konunun Erdoğan'a kadar uzanması vahim bir durumu daha ortaya çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Başbakan'ın Aydın Doğan'a yönelik tavrını da şu sözlerle değerlendirdi:
"Erdoğan'ın önünü alamadığı panik ve asabi tavrı, hırçın ve şantaja uzanan konuşmaları bir anlamda da suçluluk psikolojisinin tezahürleri olarak değerlendirilmelidir.
Bütün kontrolünü kaybeden Başbakan, yolsuzluklara yataklık yapmakta ve çatırdayan hanedanlığını kurtarmak telaşıyla, siyasi ve ahlaki ölçülere sığmayan yöntemlere sarılmayı beyhude bir kurtuluş yolu olarak görmektedir.
Devlet kurumlarını, varolan sorunların halli hususunda sevk ve idare etmesi gereken Sayın Başbakan, bunun yerine, bir suçüstü psikolojisi altında telaş ve aceleyle bir medya grubuyla seviyesi düşük bir polemiğin içine girerek gerilimi yükseltmektedir. Bundan sonra hiçbir şeye göz yumulmayacağını dile getiren Başbakan, bu zamana kadar nelere göz yumduğunu, hangi çıkar ilişkilerinden beslendiğini kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde açıklamalıdır."
'Akıbetleri belli'
"Bilinmelidir ki, korku ve baskı yöntemleriyle basın ve haber almak özgürlüğünü kısıtlama girişimleri geçmişte hiçbir iktidara bir şey kazandırmamıştır.
Buna yeltenenlerin akıbetleri ve bu yolla demokratik kültüre verdikleri zararın olumsuz bilançosu hafızalardaki tazeliğini korumaktadır" diyen Bahçeli, AKP'nin mahsurlu demokrasi anlayışı nedeniyle artık hükümet olmanın; yağmacılığın, zenginleşmenin vasıtası olarak görülmesine yol açtığını kaydetti.
Bahçeli, yolsuzlukları önlemek ve etkin mücadele etme politikalarını belirlemek, ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak için bir "Yolsuzlukla Mücadele Kurulu" oluşturulması önerisini de yineledi.