Gündem

'Bu kalleşlikse, neden gazetelerin yapıyor'

27 Mayıs 2010 03:00

T24 - Deniz Baykal, istifasına neden olan ve kendisinin olduğu iddia edilen kaset ile ilgili olarak Aydın Doğan'ın "dostları arasında kalleşilik" ifadelerini kullanmasına karşın bunun gazetelerin manşetlerine taşınmamasını eleştirdi. Baykal, "Madem bu komployu kalleşlik olarak görüyor, niye bu tavır gazetelere yansımıyor? Benim aleyhime yazı yazılabilir, manşet atılabilir, benim bunlara lafım yok ama yalan haber yapılamaz" derken yalan habere tekzip olmadığını ifade etti. Aydın Doğan'ın bu duruma müdahele etmemesini de sert dille eleştiren Baykal, "Aydın Doğan da bunlara müdahale etmek zorundadır. Ahlaki görevi budur" dedi.



Taraf gazetesi yazarlarından Rasim Ozan Kütahyalı'nın kaleme aldığı "Baykal’dan Doğan’a: Bu kalleşlikse neden gazetelerin yapıyor" (27 Mayıs 2010) başlıklı yazısı şöyle:



Baykal’dan Doğan’a: 'Bu kalleşlikse neden gazetelerin yapıyor'



Dünkü Taraf’ta iki CHP milletvekilinin bana söylediklerine yer vermiştim. Bu CHP’liler “Kılıçdaroğlu-Sav ikilisi Aydın Doğan ile anlaştı. Bu proje sonunda CHP iktidara gelirse Doğan’ın vergi cezaları halledilecek, Hilton arazisine de imar izni çıkacak” demişlerdi. Bu CHP’li vekillerin iddiasına göre Önder Sav Aydın Doğan’a söz vermişti, Doğan da bu sözün üstüne Baykal’ı bitirmeye yönelik medya operasyonunu başlatmıştı. Deniz Baykal’la da bu “medya operasyonu” konusunda ilk kez ben konuşmuştum. Baykal Taraf’a özel “Bu komplonun içinde medya da var izlenimindeyim” demişti. Bu açıklamaların ardından Ali Kırca bu konuyu canlı yayında Baykal’a sormuş, Baykal da “Medya operasyonu olduğu tarafını kimse inkâr edemez. Herkes kendisini biliyor. Siz de biliyorsunuz. Biz de biliyoruz” açıklamasını yapmıştı... Baykal isim vermiyor ama Doğan Medyası’na yönelik ciddi bir tepkisi olduğu çok açık.


Doğan: Kılıçdaroğlu ile mahkemeliğim, Önder Sav’ı bir kez bile görmedim


Dün CHP’lilerin “Kılıçdaroğlu, Aydın Doğan ile anlaştı” iddiasını yazmam üzerine Ertuğrul Özkök beni aradı, epey konuştuk... Aydın Doğan, bu iddiaya yönelik herhangi bir resmî açıklama yapmak istemiyor, haliyle çok öfkelenmiş. Özkök’ün ilettiğine göre Aydın Doğan Kılıçdaroğlu ile hayatında sadece bir kez görüşmüş, o da Kılıçdaroğlu’nun Doğan aleyhine yaptığı bir basın açıklaması vesilesiyleymiş. Şu an halen Aydın Doğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir dava varmış. Kılıçdaroğlu “mali müfettiş” kimliğiyle Doğan aleyhine de bir şeyler yapmış zamanında, bunun üzerine de Aydın Doğan Kılıçdaroğlu’nu dava etmiş. Önder Sav’ı ise hayatında hiç ama hiç görmemiş Aydın Doğan. Dolayısıyla CHP’lilerin bu iddiasının baştan sona iftira, baştan sona yalan olduğu ifade ediliyor...


Ayrıca Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan’ın Baykal’a düzenlenen komplodan ötürü çok üzgün olduğunu da ifade ediyor. Kalleş komplonun ortaya dökülüp, gündeme geldiği günlerde Doğan ile Özkök birlikteymiş. Aydın Doğan da Baykal’a yapılanın kalleş ve alçak bir komplo olduğu kanaatindeymiş. Bu komplo yüzünden Baykal’ın istifa etmesi gerektiği fikrine şiddetle karşıymış Aydın Doğan, kişisel görüşü bu yöndeymiş. Nitekim Ertuğrul Özkök de bu alçak komplo bahanesiyle “Baykal istifa etsin” çağrılarına karşı bir yazı yazmıştı. Onu da hatırlattı bana konuşmamızda.


Özkök: Baykal'ı nehrin kenarında şarap içmeye davet ediyorum


Dolayısıyla beyanlardan hareket edersek Aydın Doğan’ın Kılıçdaroğlu’yu desteklemek gibi bir tavrı yok, aksine bu süreçte Baykal’a büyük haksızlık yapıldığını düşünüyor... Peki, niçin Deniz Baykal, isim vermeden de olsa Doğan medyasını suçluyor? Komplonun patladığı günden bu yana Doğan’ın üç gazetesinin manşetleri ortada. Dolayısıyla Baykal çok haklı. Bu noktada Özkök “Gazetecilere karışılmaz Doğan grubunda” diyor. Özkök’e Hürriyet’in salı günkü yalan manşetini hatırlattım... “Emniyet ‘Kasettekilerin kimliği tesbit edilememiştir’ diyor ama sizinkiler Baykal ve Baytok’un kimliği tesbit edilmiş de, diğer başka kısımlar montajdır diye yazmışlar. Baykal tepkisinde haklı” dedim... Bunun üstüne Özkök “2 ocaktan beri yazı işlerine adımımı atmıyorum. Ben nehrin kenarındayım, Deniz Bey’e de buyurun nehrin kenarına her zaman beklerim, sizin için en iyi şarabımı açarım dedim, bu kriminal rapor konusunda da haklı Deniz Bey, orada bir karışıklık olmuş herhalde” diye cevap verdi...


Baykal’ın yakınları ise bu açıklamaları tatmin edici bulmuyor, onlara göre Deniz Baykal “Siyasete devam edeceğim” dediği için malum medya yıpratmaya yönelik manşetler attı. Baykal’ın yakınları Ciner medyasında çıkan haberleri de buna bağlıyorlar. Baykal’ın yakınlarının bu açıklamaları Baykal’ın bizzat söylediği “Bu sistemli bir medya operasyonudur” sözüyle de örtüşüyor...


Doğan medyası gereken ahlaki tavrı koyacak mı


Bu noktada bence Doğan medyasına düşen görev, bu kasetin tamamen bir tezgâh olduğunu manşetlerden daha net bir dille belirtmektir. Aydın Doğan’ın “Ben karışamam” deme lüksü yok. Ortada bir insanın onuru ve haysiyetiyle ilgili yapılmış bir yalan haber var. Üstelik Aydın Doğan da Baykal’a kurulan bu tezgâhı kalleşçe buluyor ve gerçekliğine inanmıyor. Oysa dün Hürriyet, Emniyet Kriminal’in gerçek raporunu çok küçük bir haber olarak gördü, birçok okurun aklında o yalan haber kaldı. Hürriyet, Milliyet, Vatan Baykal aleyhine manşet attı, şu gelişmelerden sonra “Kasettekilerin kimliği belirsiz” diye büyük manşet atmaları gerekmez mi? Medya ahlakı bunu gerektirmez mi?


Yalan habere tekzip yok


Özkök’ün ardından Baykal’la görüştüm. Özkök’ün Aydın Doğan’ın Baykal’a yapılanı kalleşlik olarak gördüğünü, çok üzüldüğünü ifade ettiğini söyledim. Baykal’ın bu konudaki açıklaması şöyle:


“Madem bu komployu kalleşlik olarak görüyor, niye bu tavır gazetelere yansımıyor? Benim aleyhime yazı yazılabilir, manşet atılabilir, benim bunlara lafım yok ama yalan haber yapılamaz. Oysa Aydın Bey’in gazetelerinde günlerdir bunlar yapılıyor. Hürriyet hakkımda yalan haber yaptı ve bunu tekzip etmedi. Aydın Bey bu duruma karışamayacağını söylemesin, kimse inanmaz. Resmî kriminal rapor 'Görüntüdekilerin kimliği belirsiz' diyor, niye bunu manşete çekmiyorlar o zaman? Öbür yalan haberi çekmeyi biliyorlar. Dostları arasında bana yapılanın kalleşlik olduğunu söylemesi neye yarar? Milyonlar öbür haberleri okuyor, bu haberler de Aydın Bey’in kalleşlik dediği komplonun lehinde. O zaman bu gazetelerin bu komplonun içinde olduğu da söylenir elbette. Beni herkes eleştirsin ama yalan ve belaltı haber yapılamaz. Aydın Doğan da bunlara müdahale etmek zorundadır. Ahlaki görevi budur.”


'Altaylı hâlâ yalan söylüyor'


Fatih Altaylı’nın “Deniz Baykal, 340 bin dolarak tekne aldı” iddiaları üzerine Deniz Baykal Taraf’a açıklamada bulunmuştu. “Bu baştan sona yalan bir haberdir” demişti. Baykal, Altaylı’ya özür dilemesi ve yazdıklarının yalan olduğunu itiraf etmesi için 24 saat süre tanımıştı. Altaylı dün de bu iddialarını sürdürdü, dahası “Baykal benden özür dilesin” bile dedi. Bunun üstüne Baykal’a bu konuyu sordum. Baykal bu konuya ilişkin Taraf’a şöyle konuştu:


“Kendisine 24 saat süre verdim. O ise yalan söylemeye devam etti. Avukatlarım yarın (bugün) hem ceza davası, hem de tazminat davası açıyor. Bu yalan haberin tekzip edilmesi için hukuki süreci yarın başlatıyoruz. Bir zerre doğruluğu olmayan, baştan sona yalan ve uydurma bu haberi nasıl yazabildiklerini anlayabilmiş değilim. Utanmadan hâlâ yalan söylüyor. Hiçbir kanıtı yok, belgesi yok, varsa göstersin. Tamamen palavra, maksatlı, kötü niyetli yalan haber bu.”


Altaylı’nın “Baykal benden özür dilesin” sözünü hatırlatmam üzerine Baykal “İnsaf diyorum, daha fazla konuşturma beni bu konuda” dedi...