T24 - Türkiye’deki resmi ziyaretini tamamlayıp Moskova’ya dönen Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Vladimir Vısotski, Rus Eho Moskvı radyosunun canlı yayın konuğu olarak ziyaretin detaylarını aktardı.Türkiye ile Rusya’nın Karadeniz’de çıkarlarının örtüştüğünü vurgulayan Visotski, “Boğazların statüsünü düzenleyen 1936 tarihli Montrö anlaşmasında herhangi bir değişiklik söz konusu olamaz”. Tam da tüm dünyanın Meksika Körfezi’nde yaşanan çevre felaketine odaklandığı bir dönemde bu demeç, 'hayati bir konuyu' gündeme taşıması açından önemli. İstanbullular artık uyanmalı!" dedi.
Cihan Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, Eho Moskvı radyosunun canlı yayın konuğu olan Amiral Visostki, Karadeniz bölgesinde Rusya – Türkiye askeri işbirliğine de değindi. Visotski, “Aramızda kesin bir anlayış mevcut. Bu anlayışın özü şudu; Karadeniz’in sorunlarını sadece Karadeniz ülkeleri çözmeli. Buradaki hukuki zemin ise Montrö anlaşmasıdır” dedi.
Montrö anlaşmasının değiştirilmesinin kabul edilemez olduğuna işaret eden Rus komutan, “Bu anlaşma kesinlikle doğru, apaçık şekilde Rusya ve Türkiye dahil ilgili çevrelerin temsilcileri tarafından destekleniyor” diye konuştu.
Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı, Türkiye’nin Ağustos 2008′de Kafkasya’da patlak veren Rus-Gürcü savaşında doğru bir adım attığını kaydederek, “Dolayısıyla biz sözde değil, fiiliyatta ilgili adımları atıyoruz. Bizim için büyük önem arz eden 8 Ağustos’ta Türk tarafı tam doğru bir anlayış ve adım sergiledi. Türkiye Deniz Kuvvetleri bugün konuştuğumuz gibi davrandı” dedi.
Sorunu ortaya doğru koymak lazım. Türkiye’nin yıllardır talep ettiği de özünde Montrö’nün kökünden değişitirilmesi değil. Yani “serbest geçiş” değil tartışmaya açılan öncelikli konu... Ortada “Boğazların güvenliği” sorunu var. Bunu Başbakan Putin bile itiraf etti. Türkiye’nin Samsun-Ceyhan petrol boru hattında ısrar etmesinin önemli bir nedeni bu.
Meksika Körfezi’ni petrole bulayan felaketi “canlı yayında” izliyoruz. Telafisi imkansız zarar ortada. Şimdi bunun bir benzerinin her an İstanbul’un başına gelmemesi bir mucize. Boğaz’dan geçen devasa petrol tankerlerinin yarattığı tehlike ortada. 1936’da Montrö Anlaşması imzalanırken var olan petrol tankerlerinin kapasitesi ile bugünküler sinek ile fil kadar orantısız.
UNESCO’nun “dünya kültür mirası” ilan ettiği İstanbul, her tankerin geçişini yüreği ağzında takip ediyor. Yarın çok geç olacak. Bir tanker kıyıya vuracak, güzelim Boğaziçi’nden bugünkü Meksika Körfesi manzaralarını izleyeceğiz. Önlem almak için o günü mü bekliyoruz?
Rus komutan “Montrö değişemez” derken kasettiği bu olamaz. Boğazlar’ı koruyacak düzenlemeler için Montrö’yü revize etmek sadece Türkiye’ni hakkı değil, uygar dünyanın boynunun borcu olmalı.
Bu talebi Türk hükümeti gündeme getirdikçe “siyasi taleplere” bağlanacaktır. Ama İstanbul’da yaşayanlar, sivil toplum kuruluşları gün geçirmeden bu konuyu barıçı eylemlerle gündeme taşımalı.
Tam da Meksika Körfesi küresel çevre bilincini doruğa çıkarmışken.
Boğazlar, ardından ağlamak için beklenen bir felaketin tam eşiğinde...