-BMGK KIBRIS TOPLANTISI SONA ERDİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER(A.A)- 01.12.2010 - BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, Cenevre'de Ocak ayının sonunda yapılacak üçlü görüşmeler öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Rum lideri Dimitris Histofyas'ın müzakerelerde önemli ilerlemeler yapabilmelerini umduklarını söyledi. Downer, BM Güvenlik Konseyi'ne BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs'taki iyi niyet misyonu ile ilgili geçen hafta yayımlanan raporuyla ilgili bilgi verdi ve toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Adada iki liderin müzakereler kapsamında 6 Aralıkta yine görüşeceklerini hatırlatan Downer, hem Aralık hem de Ocak aylarında iki lider arasındaki görüşmelerin devam edeceğini belirtti. Genel Sekreterin 25 Ocak ya da 26 Ocakta Cenevre'de iki liderle yeniden üçlü görüşme yapacağını ifade eden Downer, Genel Sekreter Ban'ın Cenevre'deki toplantıda, iki liderden, 18 Kasımdaki üçlü görüşmenin ardından iki ay içinde yaptıkları müzakerelerde kaydettikleri ilerlemelerle ilgili bilgi alacağını bildirdi. BM olarak müzakere sürecine yardımcı olabilmek için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Downer, şöyle konuştu: "İki liderin müzakerelerde önemli ilerleme yapabilmelerini umuyoruz. Her zaman bu sürecin sahibinin Kıbrıslılar olduğunu ve sürecin Kıbrıslılar tarafından yönetildiğini söyledik. Kıbrıslılara istemedikleri bir anlaşmayı dayatmanın bir anlamı yok, çünkü herhangi bir anlaşma iki tarafta aynı anda yapılacak referanduma sunulacak. Anlaşmanın Kıbrıslılar tarafından kabul edilmesi gerekiyor, o yüzden onlara istemedikleri bir şeyi dayatma olasılığı yok." Müzakere sürecinde sıkı zaman dilimi koymasalar da müzakere sürecinin "gerçek ivmeyi korumasının" son derece önemli olduğunu her zaman belirttiklerini ifade eden Downer, son 2-3 ayda müzakere sürecindeki bu ivmenin oldukça yavaşladığını, ancak 18 Kasımda BM'deki üçlü görüşmeyle birlikte bu ivmenin yeniden hızlandığını, bu kapsamda iki liderin bu ivmeyi gelecekte de korumaları konusunda sorumlulukları olduğunu söyledi. Downer, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. -SÜREÇ YENİ İVME KAZANDI- Downer, bu yılın sonunda müzakerelerin başarıyla tamamlanacağına yönelik bir beklenti olduğu, ancak bunun gerçekleşmediği hatırlatılarak, sürecin bir anlamda çökmekte olup olmadığının sorulması üzerine, "Hayır süreç kesinlikle çökmüyor, sürecin iyi bir yapısı var, bence Genel Sekreterin iki liderle görüşmesinin ardından süreç yeni bir ivme kazandı. Ancak müzakereler son derece karmaşık bir konu olan mülkiyetle ilgili olarak kilitlenme aşamasına gidiyordu, o yüzden sürece ivme vermek önemliydi" dedi. Sürece ilişkin katı bir takvim uygulamadıklarını yineleyen Downer, iki liderin, 2009 yılının sonunda müzakerelerin bu yılın sonunda bir anlaşmayla sonuçlanmasını umduklarını dile getirdiklerini, ancak bunun şu an zor göründüğünü söyledi. Genel Sekreterin iki liderle Ocak ayının sonunda yapacağı görüşmede bir anlaşmaya varan iki lideri tebrik etmesini görmenin "harika" olacağını, ancak bunun pek mümkün gözükmediğini ifade eden Downer, iki liderin hem süreçteki ivmeyi, hem de Kıbrıs'ta iki toplumun bir anlaşmanın yapılabileceğine yönelik iyimserliğini korumaları gerektiğini vurguladı. Downer "Önemli olan bu, yoksa belirli bir tarihte müzakereleri bitirmeleri değil, bir ivme var ve iki liderin özlü meselelerde giderek daha da yakınlaştıklarını biliyoruz, bütün bunlar yapılabilir ve onların da bunu yapabilmelerini umuyoruz" diye konuştu. Downer, Genel Sekterin raporuyla ilgili bir soru üzerine raporun son derece açık ve dürüst yazıldığını, raporda zaman dilimlerinden değil, "risklerden" söz edildiğini belirtti. Genel Sekreterin raporunda müzakere sürecinin ivmesini koruması yönündeki endişesini dile getirdiğini bildiren Downer, Güvenlik Konseyi'nin de genel olarak bu sürecin ivmesinin korunmasının önemini anladığını kaydetti. "Risklerden" söz ederken sonuçta bu müzakere sürecinin başarılı olamayabileceği riskinin altının çizildiğine işaret eden Downer, "Bunu insanların akıllarında tutmaları önemli, bu müzakereler ille de başarıya ulaşacak diye bir şey yok ve ivme olmazsa başarıya ulaşamaz. Kıbrıs sorununun çözülmesini isteyen tüm Kıbrıslılar sürecin ivmesinin korunması istiyorlar, Sayın Eroğlu ve Sayın Hristofyas'ın her hafta ilerleme yapmalarını istiyorlar. Bizim de bunun için çalışmamız gerek" dedi. -KIBRISLI TÜRKLERE KARŞI İZOLASYONLAR- Kıbrıslı Türklere karşı izolasyonların devam ettiğinin ve Rumların çözüme hevesli olmadığının belirtilerek izolasyonların kaldırılıp kaldırılmayacağının sorulması üzerine Alexander Downer, iki tarafın da sorunun çözülmesini istediğini, Kıbrıs'ta iki tarafta da hangi kafeye gidilirse gidilsin genel olarak "tüm Kıbrıslıların bu sorunun çözülmesini istediklerini" vurguladı. Downer, o tarafın ya da bu tarafın çözüme hevesli olmadığı yönündeki düşüncenin doğru olmadığına inandığını ifade ederek şöyle konuştu: "Hepsi değil herhalde ama çoğu Kıbrıslı, adadaki statükoyu tatmin edici bulmuyor ve değişim görmek, sorunların çözümlenmesini görmek istiyor, bu hem Kıbrıslı Türk, hem de Kıbrıslı Rumlar için geçerli. BM olarak eğer bu sorunun çözülmeyeceğini düşünseydik bu kadar enerji sarf etmezdik, ama çözülmesi için büyük bir siyasi irade ve cesaret gerekiyor, çözülmesi kolay olsaydı yıllar önce çözülürdü." İzolasyonların kaldırılmasının BM'nin işini kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağını sorulması üzerine ise Downer, "Bence şu anda devam eden süreç muhtemelen en iyi çalışma biçimi, müzakerelere bu aşamada temel bir değişiklik getirmenin işe yarayacağını sanmıyorum" dedi. -OLUMLU KONUŞMANIN ÖNEMİ- Genel Sekreter Ban'ın raporunda iki liderin toplumlarına daha fazla bilgi vermelerinin istendiğinin hatırlatılarak daha fazla nasıl bilgi verebileceklerinin sorulması üzerine Downer, Genel Sekreterin, iki liderin müzakere süreciyle ve birbiriyle ilgili olarak ne kadar çok olumlu konuşurlarsa o kadar çok iyi olacağını düşündüğünü, toplumların sürece güven duymalarını sağlamanın önemli olduğunu ifade etti. Downer, yardımcısının bilgisayarından çalınan belgelerin basına sızdırılmasıyla ilgili olarak başlatılan soruşturmanın devam edip etmediği sorusunu, "Size bu aşamada yeni olarak söyleyebileceğim birşey yok" diye yanıtladı. -"SÜREÇ ZOR"- Downer, Wikileaks internet sitelerinden sızan belgelerde, kendisinin BM'deki Kıbrıs müzakere sürecinden hayal kırıklığı duyduğunu söylediği yönündeki haberlerle ilgili olarak ne düşündüğü sorusunu yanıtlarken, Wikileaks belgeleriyle ilgili yorum yapmak istemediğini belirterek, "Ben şu durumda hayal kırıklığı sözünü kullanmak istemem, ama süreç zor" diye konuştu. Başka müzakere süreçlerinde görülebileceği gibi elbette iki tarafın da birbirlerini daha fazla çaba sarf etmemekle daha fazla taviz vermemekle suçlayabildiklerini ifade eden Downer, bu durumun anlaşılır olduğunu, ama önemli olanın insanların hayal kırıklığı duyup duymadıkları ya da kötümser olup olmadıkları değil, bir sonuca varmanın olduğunu vurguladı. "Kıbrıslılara sorulsa 1974'ten beri, 36 yıldır bir anlaşmanın yapılamadığını söyleyeceklerini" kaydeden Downer, Kıbrıs meselesinin son derece zor bir konu olduğunu, o yüzden son derece sabırlı davranılması gerektiğini söyledi. -AB'NİN İLGİSİ- Rum tarafının AB'ye alınmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, Alexander Downer bu kararın doğru olup olmadığının değerlendirmenin kendi misyonuyla hiçbir ilgisi olmadığını, bu konuyu tarihçilerin değerlendirmesi gerektiğini bildirdi. AB'nin müzakere sürecine yardımcı olduğunu belirten Downer, zaman zaman AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ve şu anki dönem başkanı Belçikalı yetkilerle konuştuğunu, tüm AB'nin konuyla ilgili olduğunu ve bu kapsamda Kıbrıs meselesinin ve müzakerelerinin Doğu Akdeniz'in geleceği açısından önemli bir mesele olduğunu kaydetti. Downer, daha sonra Türk gazetecilerle sohbet ederken bir soru üzerine Cenevre'deki müzakerelerin sonucuyla ilgili tahmin ya da yorum yapmak istemediğini söyledi.