Dünya

'Bizim gelin' Viyana'ya dönüyor

Başbakan Erdoğan'ın 'bizim gelin' dediği Avusturya Büyükelçisi Heidemaria Gürer, bu hafta Viyana'ya dönüyor

11 Aralık 2011 02:00


T24- Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 'bizim gelin' dediği Avusturya Büyükelçisi Heidemaria Gürer, bu hafta Viyana'ya dönüyor.




Ankara'da geçirdiği 5 yılı Zaman gazetesine anlatan sefire hanıma 'bizim gelin' denmesinin altında yatan sebep, sadece bir Türk'le evli olması değil. Olayın hikâyesi bir çöp arıtma tesisinin açılışına dayanıyor. Makineler Avusturya'dan olunca Gürer'den konuşma yapması isteniyor. Ortam bir hanım büyükelçiye uygun olmadığı için, konuşması sırasında Erdoğan'ın dikkatini çekiyor. AB Bakanı Egemen Bağış durumu anlatınca, "Maşallah, tam bize göre bir gelin." diyor. Sefire hanım, bu hitaptan gayet memnun. Türkçe olarak verdiği röportajda da, Türkiye'den övgüyle söz ediyor: "Çok aktif bir ülke oldu."


Avusturya, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı çıkarak, "imtiyazlı ortaklık" fikrinin hararetli savunucularındandı. Heidemaria Gürer böyle zor bir dönemde görev yaptı. Bu süre zarfında başka krizler yaşanmadı da değil. Türkiye'nin eski Viyana Büyükelçisi Kadri Ecvet Tezcan'ın bir röportajda Avusturya'nın yabancılara yönelik uyum politikasını eleştirerek, ülkedeki "Türklerin gettolaşmaya zorlandığını" söylemesi büyük tepki çekmişti.


AGİT Genel Sekreterliği seçiminde de Türkiye, Avusturya'nın adına karşı çıktı. Bu kriz görüntülü havaya rağmen esasında son beş senede iki ülke ilişkileri gelişme gösterdi. Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer 2008 ortasında Ankara'ya ziyarette bulundu. Bu, cumhuriyet tarihinde Avusturya'dan cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleşen ikinci ziyaret. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu sene iade-i ziyarette bulundu.


Türk Büyükelçi 'anlaşmalı' geri çekilmiş


Avusturyalı sefire, bu kriz görünümüne rağmen özellikle ekonomik ilişkilerin çok iyi seviyede olduğunu vurguluyor. Avusturya enerji şirketi OMV, 600 milyon Euro'luk doğalgaz kombine çevrim santralinin temelini Samsun'da attı. Kahramanmaraş ve Balıkesir başta olmak üzere birçok rüzgâr enerjisi tesisi Avusturyalılara ait.


Gürer, "Türkiye'deki 4 barajın üçünün en az bir parçası Avusturya'dan ithal edilmiştir." diyerek ülkesinin Türkiye'de enerji sektörüne büyük yatırım yaptığını anlatıyor. Karadeniz Bölgesi'nde yatırımların süreceği mesajı veriyor. Gürer, krize sebep olan Büyükelçi Tezcan'ın açıklamaları konusunda ise "İyi bir röportaj değildi. Birlikte böyle bir çözüm bulduk." dedi.


Kriz sonrası Türk Dışişleri, Tezcan'ı hemen geri çekmemiş, bu sene ise görev süresi dolmadan başka bir yere atamıştı. Gürer'in sözlerinden iki ülke arasında böyle bir anlaşma yapıldığı anlamı çıkıyor. Tezcan'ın eleştirileri konusunda ise yorumu şöyle: "Tabiî ki problemlerimiz var; yok demiyoruz. Ama çözüm için birlikte çalışmamız gerekiyor. Röportajdan sonra birlikte çalışmamız mümkün değildi."

Büyükelçi Türkiye'nin dış politikasında son 6 senede inanılmaz bir değişime dikkat çekiyor. "Türkiye çok aktif bir ülke oldu." diyor. Komşularla sıfır sorun politikasının komşularla diyalog kurmak için ortaya konulduğunu; bunun özellikle ekonomik anlamda işe yaradığını anlatıyor. Türkiye'yi nasıl gördüğü konusunda ise değerlendirmesi şu: "Bugünkü Türkiye dünya için önemli. İyi bir köprü. Dinamik bir ülke. Tarihî o kadar derin ki büyük bir medeniyeti var."


Nadir Bey diplomatlığı değil, aşkı seçmiş


Eşi Nadir Bey, 1980 yılında genç bir üniversite öğrencisiyken yaz okulu için Avusturya'ya gider. Hedefi iyi bir diplomat olmaktır. Viyana'daki diplomasi akademisinde dersler görür. Burada Heidemaria ile tanışır. Birbirlerine âşık olurlar. Evlenme kararı alırlar ama bir sorun vardır. O dönemde Türk diplomatların yabancılarla evlenmesi yasaktır. Nadir Gürer, Dışişleri Bakanlığı'na girmekten vazgeçmeyi göze alır ve evlenirler. Büyükelçi Türkiye'yi karış karış gezmiş, 76 ili ziyaret etmiş.


"Ege'yi çok seviyorum" diyor. Türkiye'de yaşasa İzmir'i tercih edecek. Hatay, Mardin ve Antep de favorilerinden. Misafirlerini bu şehirlere mutlaka götürüyor. "Medeniyet derinliğinin ve din mozaiğinin genişliğini görmek için özel yerler." diyor. Unutmadığı acı bir hatırası ise Hrant Dink'le ilgili. O gün İstanbul Valisi Muammer Güler'i makamında ziyaret etmektedir. Valinin önüne bir not verirler. Güler'in suratı bembeyaz olur. Sorduğunda "Dink'i kaybettik." cevabını alır.