Birleşmiş Milletler'in yıllık raporunda, Türkiye'deki insan hakları durumunun kötüleştiği belirtildi. Raporda, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin'de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı'nın sivilleri tehlikeye attığı belirtilirken; keyfi tutuklamalar, görevden el çektirmeler ve cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen işkence vakalarına da dikkat çekildi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin, BM'nin yıllık insan hakları raporunu Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Raporda 50'dan fazla ülkede insan haklarının tehdit altında olduğuna ve şiddet kullanılarak ihlal edildiğine dikkat çekildi. Bu durumdan "tehlikeli özellikleri" olan politikacıların sorumlu olduğunu ifade eden BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri el-Hüseyin, bu politikacıları "siyasi emelleri uğruna fesat ve hoşgörüsüzlük tohumları eken, insanlıktan uzak, dar görüştü, otoriter ve pişkin politikacılar" şeklinde tanımladı.
Avrupa Birliği'nin mülteci politikası ve Suriye'deki duruma da değinen BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, 400 bin kişinin hayatta kalma mücadelesi verdiği Doğu Guta'nın abluka altına alınmasına haklı gerekçe gösterilemeyeceğini ve bu gidişata mutlaka "dur" denmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'deki durum kötüleşiyor
Türkiye'nin Afrin'de başlattığı operasyonun sivil halkı tehdit ettiği ifade edilen raporda, Türkiye'deki insan hakları durumuna da dikkat çekildi. Türkiye'de insan haklarının durumunun kötüleştiğini belirten Zeyd Raad el-Hüseyin keyfi tutuklamalar, keyfi görevden el çektirmeler ve cezaevlerinde işkence vakaları yaşandığına işaret etti. El-Hüseyin işlendiğinden şüphe duyulan münferit suçlardan aile fertlerini sorumlu tutma gibi uygulamalara başvurulduğuna dair haberler aldıklarını da ifade etti.
BM'nin raporunda ayrıca Türkiye'deki OHAL koşulları altındaki insan haklarının durumu ile ilgili daha ayrıntılı bir rapor açıklanacağı da vurgulandı.
AB'nin göçmen politikasına eleştiri
Libya, Yemen, Filipinler ve Myanmar'da da insan haklarının ihlal edildiğini ve Myanmar'daki etnik temizliğin devam ettiğine dair işaretlerin bulunduğunu belirten BM yetkilisi, Myanmar hükümetinin Müslüman azınlığın köylerini ve toplu mezarlarını buldozerlerle düzlemeye çalıştığını ve bunun insanlığa karşı işlenen suçları örtbas etme teşebbüsü olduğunu söyledi.
Birçok Avrupa Birliği ülkesinin mülteci politikasını da eleştiren Zeyd Raad el-Hüseyin, göçmenlerin Akdeniz'i geçmesini önlemeye çalışılmasının sorgulanması gerektiğini ve mültecilerin, kendilerini işkence ve şiddetin beklediği Libya'ya gönderilmesinin doğru olmadığını söyledi. Avrupa Birliği'nin tutumunun kaygı verici olduğunu ifade eden BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, her üç AB ülkesinden ikisinde mülteciler konusunda radikal görüşleri benimsemiş siyasi partilerin temsil edildiğini belirtti.
Zeyd Raad el-Hüseyin, "ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve nefret kışkırtıcılığının bazı ülkelerde siyasi manzaraya hâkim olduğunu" belirtirken İtalya'daki genel seçim kampanyasını buna örnek gösterdi. Zeyd Raad el-Hüseyin, Avusturya'yı kaçak göçmenleri suçlu gibi göstermeye çalışmakla ve entegrasyon ve vatandaşlığa almada göçmenlere son derece kısıtlayıcı davranmakla suçladı.
Zeyd Raad el-Hüseyin, ABD'nin Meksika sınırında yakalanan kaçak göçmenleri çocuklarıyla birlikte tutuklamasını da eleştirdi.
DW,dpa/AG,ÖC,HS
© Deutsche Welle Türkçe