Birleşik Haziran Hareketi’nin Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunları Derneği Vişnelik Tesisleri’nde düzenlediği Laik Eğitim Kurultayı'nda, aydınlık bir gelecek için laikliğin olmazsa olmaz olduğu vurgulanarak, “Okulları terk etmeyeceğiz. Gerici vakıf ve dernekleri okullardan atmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz” denildi.
Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre eğitimde dinselleştirmenin bütün boyutlarıyla masaya yatırıldığı kurultay iki gün sürdü. “Eğitimde Dinselleştirmenin Yapısal Boyutu” başlığıyla tartışılan ilk gün oturumlarında CHP Milletvekili Gaye Usluer ve Eğitim-Sen’den Özgür Bozdoğan’ın yanı sıra gazetemiz yazarı Ünal Özmen konuşmacı olarak yer aldı. Açılış konuşmasını Bayazıt İlhan’ın yaptığı ilk oturumunda, büyük tepki çeken müfredat değişikliğinin eğitimdeki “gericileştirme hareketi” son halkası olduğu vurgulanarak, “Türkiye 12 Eylül Darbesi’nden bu yana neoliberal siyasal İslamcı politikalarla sürükleniyor” denildi.
"Mücadele edeceğiz"
İkinci gün oturumlarında, “Eğitimde Dinselleştirmenin İdeolojik Boyutu” ve “Laik ve Bilimsel Eğitim Mücadelesi” ile “Tarihsel ve Güncel Boyutlarıyla Laiklik Mücadelesi” başlıkları tartışıldı.
İkinci oturumda, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, akademisyen Güven Gürkan Öztan, Turan Eser, Fevziye Sayılan, Ahmet Yıldız ve Taner Timur konuşmacı olarak yer aldı. Dün sona eren kurultayın sonuç bildirgesinde de, “Okulları terk etmeyecek, gerici vakıf ve derneklerle var gücümüzle mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
Aydınlık bir gelecek, çağdaş, demokratik bir Türkiye için “Laiklik”in olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Birleşik Haziran Hareketi’nin Laik Eğitim Kurultayı Sonuç Bildirgesi’nde, “Gerici cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerle Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) işlevi fiilen bu yapılara devredilmekte, kamunun kaynakları bu cemaat ve tarikatlara peşkeş çekilmektedir” denildi.
TÜRGEV ile MEB arasında sosyal, kültürel, sportif, mesleki ve teknik kurslar açılması kapsamında düzenlenen protokolünün anımsatıldığı bildirgede, “Toplumun topyekun dinselleştirilmesine karşı laik bir düzeni ve laik, bilimsel, kamusal eğitimi savunan eğitim ve bilim emekçileri KHK’lerle atılmakta, açığa alınmakta, sürülmektedir” ifadelerine yer verildi.
"Laik ve bilimsel eğitim için…"
Birleşik Haziran Hareketi tarafından kurultayın ardından açıklanan bildirgede, AKP’nin toplumsal hayatı dinselleştirme amacıyla eğitimi kullandığı kaydedilerek, “Bu nedenle de eğitimin herkes için ulaşılabilir, eşit, parasız, bilimsel ve laik olması, kamusal bir hizmet olarak sunulması gerektiğini savunanlar açısından da eğitim en önemli barikattır” ifadeleri kullanıldı.
Gerici vakıf ve derneklerle yapılan tüm protokollerin ve imam hatipleştirme yönünde çıkarılan bütün yasa ve yönetmeliklerinin iptal edilmesi gerektiğinin altı çizilen açıklama şöyle devam etti:
“Müfredat değişiklilerinin iptal edilerek toplumun tüm kesimleriyle birlikte çocukların yetenekleri doğrultusunda, aklın ve bilimin ışığında kendilerini gerçekleştirebilecek, eşit, özgür bireyler olarak yetişmeleri için çoğulcu, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, demokratik, laik bir müfredat oluşturulması için adımlar atılması, gerici vakıf ve yurtların kapatılarak, öğrenciler için barınma hizmetinin kamusal bir şekilde verilmesini laik ve bilimsel eğitim mücadelesi için talep ediyoruz.
"Okulları terk etmeyeceğiz"
Toplumun tüm kesimlerini 17 Eylül 2017’de İstanbul Kartal’da gerçekleştirilecek olan Laik Eğitim Mitingi’ne davet eden Birleşik Haziran Hareketi, okulların açılmasıyla birlikte okul aile birliklerinde yer almak, seçmeli ders dayatmalarına karşı çıkmak, gerici vakıf ve derneklerin okullarındaki faaliyetlerine engel olmak ve protokoller ile özelleştirmelere karşı kamusal eğitimi kazanmak için eylem ve etkinlikler gerçekleştirileceğini duyurdu. Laik Eğitim Kurultayı sonuç bildirgesinde, çocukların hayallerini ve geleceğini dert edinen bütün kesimlerle yan yana mücadele edileceği vurgulanarak, “Okulları terk etmeyeceğiz, gerici vakıf ve dernekleri teşhir ederek okullardan söküp atmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.”
Bildirgede, AKP’nin eğitim alanına yönelik saldırılarının son derece planlı ve uzun süren bir projenin sonucu olduğunun altı çizilerek şöyle devma edildi:
“Bu projenin bir amacı dindar, kindar, cihatçı nesiller yaratarak toplumun tamamını dinselleştirmek iken bir diğer amacı da neoliberal ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilen politikaları engelsiz, muhalefetsiz bir biçimde hayata geçirmektir. 4+4+4 eğitim sistemi ve müfredat değişiklikleriyle eğitimden koparılan kız çocukları erken evliliklere sürüklenmekte, okuldan uzaklaştırılan, parası olmadığı için eğitim hakkı gasp edilen çocuklar küçük yaşta işçiliğe mahkum edilmekte, üstelik güvencesiz ve sağlıksız çalışma koşullarında iş cinayetlerine kurban edilmektedir. Meslek liselerinde gerçekleştirilen dönüşüm ile patronların çıkarları için çocuklar ucuz iş gücü olarak görülmekte ve emekleri sömürülmektedir. Bunun yanı sıra üniversitelerin de sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılması dinselleşme ve piyasalaşma arasındaki ilişkileri açıkça ortaya koymaktadır. Eğitim artık satın alınan bir metaya dönüşmüştür ve kamu okulları dahi paralı hale getirilmiştir.
"Ayrımcılığın olmadığı bir Türkiye için"
Haziran’ın Laik Eğitim Kurultayı Sonuç Bildirgesi’nde, bilimin ve aklın ışığında, nitelikli kamusal eğitimi kurmak için ve ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, bir arada yaşamanın mümkün olduğu bir toplumda yaşamak için toplumun tüm kesimleri Laik eğitim mücadelesini yükselmeye davet edilerek, “Aydınlık bir gelecek için, demokratik bir Türkiye için Laiklik şart” ifadelerine yer verildi.