T24 - 12 Eylül’den sonra gözaltına alınan Cemil Kırbayır’ın işkencede öldürülüşünü arkadaşı Çetin Aşula, TBMM komisyonuna anlattı. Aşula “Bir ses geldi ‘dank’ diye. Tahminen kafasını duvara vurdular. Sonra bir sessizlik. Bir inilti başladı. Cemil Ağabey ‘Ben ölüyorum’ dedi” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Sayın'ın haberine göre; Cemil Kırbayır ve Tolga Baykal Ceylan’la ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan “gözaltında kayıplar”la ilgili alt komisyon incelemesini tamamladı.
Alt komisyon raporunda 12 Eylül darbesinden hemen sonra gözaltına alınan Cemil Kırbayır’ın “işkencede öldürüldüğü” saptamasına yer verilirken bu görüşe, Kırbayır’ın ölümüne tanıklık eden arkadaşları ile sorgulayan ya da o dönemde görev yapan güvenlik görevlilerinin ifadeleri dayanak gösterildi.
Vatan gazetesinde yer alan komisyonun raporunda şu ifadelere yer verildi:
Kırbayır işkence sonucu öldü
Komisyonumuz, arkadaşlarının tanıklığı ile Cemil Kırbayır’a sorgu sırasında başta kaba dayak, falaka ile dövüldüğünü ve elektrik şoku verilmek suretiyle işkence gördüğüne dair ifadeleri yeterli delil olarak kabul etmiş ve Kırbayır’ın bu işkence sonucu yaşamını yitirmiş olduğuna kanaat getirmiştir.
Örtbas senaryosu
Kırbayır’ın gözaltında öldürülmesi ile ilgili bu kanaatimizin tersini ifade eden, şahsın sorgu için getirildiği Dedekorkut Eğitim Enstitüsünün 2 veya 3’üncü katından pencereden atlayarak kaçtığı şeklinde, orada bulunan kamu görevlilerince ileri sürülen iddianın ortaya çıkan ölüm olayını örtbas etmeye yönelik bir senaryo olduğu kanaati komisyonda oluşmuştur. “
Askere eleştiri
Raporda, “Haklarında şikâyet bulunan dönemin askeri personelinin belirlenmesine ve dinlenilmesine yönelik komisyonun yazılı ve sözlü çabalarına Milli Savunma Bakanlığınca raporun yazım aşamasına kadar henüz cevap verilmemiş olmasının işkenceye resmi hoşgörü endişesini güçlendirdiği” değerlendirmesi de yapıldı.
Gözleri kapalı, elleri kelepçeliyken nasıl kaçtı
Raporun sonuç bölümünde, “Komisyonumuz, Cemil Kırbayır’ın ailesinin iddia ettiği gibi gözaltında öldürüldüğü ve bilinmeyen bir şekilde yok edildiği, kamu görevlilerinin iddia ettiği şekliyle gözaltından kaçmadığı düşüncesindedir. Dönemin resmi makamlarınca iddia edilen, gözaltından kaçtığı yönündeki açıklamalar, şahısların gözlerinin kapalı olması, ellerinin arkadan kelepçeli olması ve bilmedikleri bir yere götürülmeleri sorgu için kullanılan bu yerin etrafında güvenlik alınması gerçeği karşısında inandırıcılıktan uzaktır” denildi.
Cesedini sorgulamayı yapanlar yok etti
Kırbayır ve benzerlerinin o dönem polis, MİT ve asker olmak üzere üç birimin koordinasyonunda sorgulandıkları kaydedilen raporda, “Kırbayır’ın gözaltı biriminden sorgu yerine alındıktan sonra tekrar gözaltı birimine getirilmediği büyük olasılıkla sorgu esnasında yapılan işkenceye dayanamayarak yaşamını yitirdiği ve ortadan bu sorgulamayı yapan şahıslarca yok edildiğidir” vurgulaması yapıldı.