Gündem

Bir gün herkes tutuklanacak

Mumcu, Hüseyin Edemir'in 4. duruşmasında tutukluluğun devamına karar verilmesini eleştirdi.

16 Haziran 2011 03:00

T24- Radikal yazarı Özgür Mumcu, terör örgütüne üye olduğuna dair tek delilin bir sayfalık bilgisayar çıktısı ve bir diskette isminin geçmesi gösterilen Hüseyin Edemir'in 4. duruşmasında tutukluluğun devamına karar verilmesini eleştirdi. Edemir'in "tutuksuz yargılansaydım, eğitimimi tamamlasaydım bunun kime ne zararı olurdu?" sorusu köşesine taşıyan Mumcu, Türkiye’deki tutuklu sayısının 2005 ile 2009 yılları arasında % 92 arttığını belirtti ve "Demokrasinin ilerlemesi için oy yüzdeleri kadar tutukluluk yüzdelerindeki artışa da odaklanmak gerek" dedi.

Mumcu'nun köşesinde yayımlanan (16 Haziran 2011) yazarı şöyle:

Bir gün herkes tutuklanacak

Hüseyin Edemir geçen sene ocak ayında tutuklandı. Sokakta bir kimlik kontrolüne takıldı ve bir sol örgüte üye olmaktan arandığı gerekçesiyle önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı. O gün nişanlanacaktı, haliyle olmadı.
Edemir’in yargılanmasında delil olarak gösterilen belgelerin biri 1999, diğeri 2001 tarihli.

Belge denilenlerden biri, 1999’da Belçika’da bir örgüt evinde bulunduğu iddia edilen bir sayfalık bilgisayar çıktısıyla, 2001’de Gençlik dergisinde yapılan bir aramada çıkan bir diskette bulunan ismi. Geçen sene ocaktan beri Edemir’in avukatları bu belgelerin delil olarak kullanılamayacağını, dergideki aramanın usulsüz olduğunu, belgelerde tahrifat yapıldığını söylüyor.

10-11 yıllık, geçerliliği tartışmalı belgelere dayanarak tutuklanan biri Edemir. ODTÜ Tarih Bölümü mezunu. ODTÜ ile Humboldt Üniversitesi’nin ortak düzenlediği bir yüksek lisans programında öğrenci. Tutuklanmasa Almanya’da stajda olacaktı.”

Bitmeyen tutukluluk

Bunu şubat ayında bu köşede yer alan ‘Bitmeyen tutukluluk’ başlıklı yazıdan alıntıladım. Aynı yazıda Edemir’in mart ayında bir duruşması olduğunu da belirtmiştim.

Bu, Edemir hakkındaki dördüncü duruşmaydı. Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan Edemir hakkındaki tek delil, bir bilgisayar çıktısında ve bir diskette isminin geçmesi. Delillerin yetersizliği bir yana, o tarihten bu yana Hüseyin Edemir’in herhangi bir terör örgütüyle bağlantılı olduğunu ortaya koyan bir emare de yok.

Zaten daha ilk duruşmada mahkeme heyetinin başkanı oyunu tutuksuz yargılama ve tahliyeden yana kullanmış ancak diğer üyeler tutukluluğun devamına karar vermişti.

Son duruşmada ise davanın iddia makamı yani savcısı şöyle dedi: “Sanığın üzerine atılı terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkûmiyeti için yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi, soruşturmanın genişletilmesinin talebimizin reddi ile suçun yasal unsurlarının oluşmayacağının açıkça anlaşılması nedeniyle sanığın beraatına, Sanık Hüseyin Edemir başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse tahliyesine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.”

Savcının görüşünün bu olmasına rağmen mahkeme heyeti tutukluluğun devamına karar verdi. Hüseyin Edemir bir buçuk senedir tutuklu. Deliller, 10 sene öncesinin bilgisayar çıktılarında geçen ismi. Nişanlanacağı gün gözaltına alınan bu yüksek lisans öğrencisi için arkadaşları bir internet sitesi kurdu: www.huseyineozgurluk.net Bu siteden seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Edemir, kamuoyuna yazdığı bir mektupta bir soru soruyor: “Bu süre içinde tutuksuz yargılansaydım, eğitimimi tamamlasaydım bunun kime ne zararı olurdu?” Bu sorunun cevabını bilen var mı?

% 92

Hakkında taktığı puşi haricinde delil olmadan aylardır tutuklu yargılanan Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül, savcının ve ilk mahkeme heyetinin tahliyesini istemesine rağmen bir bilgisayar çıktısındaki ismi nedeniyle tutuklu yargılanan Hüseyin Edemir.

Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargâh gibi bilinen davalardaki tuhaf tutukluluk halleri istisna değil. Medyaya çok yansımayan böyle çok vaka var.

Türkiye’de tutuklu sayısı 2005 ile 2009 yılları arasında % 92 artmış durumda.

Bu demokrasinin ileri versiyonunda sizce de bir sıkıntı yok mu? Hüseyin Edemir’in bir sonraki duruşması 23 Haziran’da. Mektubunda şöyle yazmış:

“Biliyorum bu haksız ve hukuksuz uygulamalara maruz kalan tek kişi ben değilim. Ve belki de çok daha trajik hikâyeler vardır. Daha fazlası olmasın, başkalarının da hayalleri ve gerçekleri yalan olmasın diye bu mücadelede sizi de benim yanımda olmaya, adalet ve özgürlük mücadeleme destek vermeye çağırıyorum.”

Çağrısı sahipsiz kalmasın. Çünkü böyle giderse bir gün herkes tutuklanacak gibi görünüyor. Demokrasinin ilerlemesi için oy yüzdeleri kadar tutukluluk yüzdelerindeki artışa da odaklanmak gerek.