Gündem

"Bir anne olarak evlat acısını çocuğum hayattayken öğrendim"

"Arkadaş ortamında hayatı karardı"

06 Eylül 2017 13:31

Türkiye’de uyuşturucu kullanma yaşı 13’e kadar düşerken, aileler çocuklarının bu bataklıktan kurtulması için büyük bir mücadele yürütüyor. Yaklaşık yedi yıldır uyuşturucu kullanan oğlu 24 yaşındaki M.K.’yi uyuşturucu alışkanlığından kurtarmaya çalışan Neriman K., “Yaşadığım sıkıntıları bir ben bir de Allah biliyor. Akıttığım gözyaşının haddi hesabı yok. Oğlumuz kafasında uyuşturucuyu bitirmiyor. Kafasında bitirse, her şey bizim için daha kolay olabilirdi. Bir anne olarak evlat acısı yaşamanın ne demek olduğunu, çocuğum hayattayken öğrendim" diyor.

"Sorunlu büyüdü"

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre oğlunun, çocukluktan bu yana sorunlu bir çocuk olarak büyüdüğünü anlatan Neriman K., “Eşim bir kurumda işçi olarak çalışıyordu. Ben ise evde çocuklarımla uğraşıyordum. M.K. benim ikinci çocuğum. Ondan küçük iki kız kardeşi ve bir ağbisi var. Diğer çocuklarım sıkıntısız, sorunsuz çocuklardı. Bu oğlum ise çok yaramazdı. İlkokulda durmadan derslerden kaçardı. Bir ayağım evde, diğer ayağım okulda kalmıştı. O derslerden kaçmasın diye her gün okula gidiyordum. Okuldaki öğretmenler bizim verdiğimiz emeğe karşın çocuğumuzun yaptıkları karşısında üzülüyordu” dedi.

Okul dönemindeki arkadaşlarını hiç onaylamadıklarını ancak verdikleri tüm mücadeleye karşı onlardan ayıramadıklarını söyleyen anne, “Çevresindeki arkadaşları ailelerinden kopuk çocuklardı. Ben oğlumu kurtarmak için adeta diğer çocuklarımı unuttum. Küçük çocukları evde bırakıp okula ve mahallede onu arıyordum. Ama verdiğim tüm emeklere karşı onu o çevreden kurtaramadık” diyerek çektiği acıları özetliyor.

"Hiçbir şey eskisi gibi olmadı"

Çocuğunun madde kullanmaya başladığını bir akrabasından öğrendiğini ve o an başından kaynar sular aktarıldığı hissini yaşadığını söyleyen Neriman K. o günleri şu sözlerle anlatıyor:

“Yaşadığımız memleket küçük bir yer. Herkes birbirini tanır. Görümcemin oğlu bir gün bize geldi. ‘Yenge sana bir şey diyeceğim. Ama aramızda kalsın’ dedi. Hiç aklıma gelmedi bu kadar kara bir haber vereceği. ‘Yenge arkadaşlarım M.’yi madde kullanırken görmüş. Sana demeden önce araştırdım. M. esrar kullanıyor. Haberin olsun’ dedi. O sözlerin ardından fenalaştım ve o günden beri tansiyon hastasıyım. Eşime anlatamadım. Sabaha kadar ağladım. Oğlumu takibe başladım. Doğruydu söylenenler madde kullanıyormuş. Nasıl fark edemedim oğlumdaki değişimleri diyerekten kendime kızıp durdum. Eşim ile bu durumu paylaştım. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.”

"İtiraf etmedi"

Çocuklarını karşılarına alıp konuştuklarını ve her seferinde uyuşturucu madde kullandığını inkâr ettiğini anlatan Neriman K, verdikelri mücadeleyi şu sözlerle ifade etti:

“Konuştuk. Ama madde kullandığını bir türlü itiraf etmedi. Sürekli yalan söylüyordu. Eve gelince kendinde değildi. Geceleri sık sık uyanıyordu. Eşim oğlumun cebinde esrar yakaladı. O gün oğlum itiraf etti. Ağlamaya başladı. ‘Yardım edin bırakayım. Bırakmak istiyorum’ dedi. İnandık çocuğumuza, inanmak istedik. Bırakacak dedik. Tedavi için Elazığ’a götürdük. Günlerce hastanede kaldık. Eve döndük. Telefonunu vs. elinden almamıza, arkadaş çevresinden uzak tutmamıza rağmen yine başladı. Bu süreç birkaç kez daha tekrar etti.”

Yıllar geçtikçe umutlarının da yok olduğunun altını çizen Neriman K., “Çocuğum daha da değişmeye başladı. Bir baktık ki bonzai denilen bir şey çıkmış onu kullanıyor. Bu kez alıp İstanbul’a Balıklı Rum Hastanesi’ne götürdük. Yatıracaktık. Ama oğlum oraya madde sokmaya çalıştı. Güvenlikler etrafımızı sardı. Böylelikle oraya yatışı yapılmadı” diyor.

Neriman K. şehir şehir gezdiklerini ama oğullarının uyuşturucu maddeyi bırakmadığını aktararak şunları söylüyor:

“Artık maddi ve manevi olarak tükendik. İnsanlar kapımıza gelip oğlunuz borç yaptı ödeyin diyor. İnsanların yüzüne bakamıyoruz. Oğlumuzu çok seviyoruz. Gözümüzün önünde eriyor ama bir şey yapamıyoruz. Oğlumuz kafasında uyuşturucuyu bitirmiyor. Kafasında bitirse, her şey bizim için daha kolay olabilirdi. Bir anne olarak evlat acısı yaşamanın ne demek olduğunu, çocuğum hayattayken öğrendim.”

Arkadaş ortamında hayatı karardı

Eroin bağımlısı Ş.A. henüz 20 yaşında. Babası matbaa işçisi, annesi ise ev hanımı. Ş.A. uyuşturucu madde ile 13 yaşındayken arkadaş ortamında tanışmış. 7 yıl boyunca defalarca hastaneye yatmasına rağmen vücudunu esir alan illetten bir türlü kurtulamamış. Şimdi ise daha bir umutla ve inançla yeniden tedavi olmaya başlamış. Vücudunun birçok yerinde iğne izleri olan Ş.A. yaşadığı zorlu günleri bir hastane odasında anlattı:

"Artık mutlu olmak istiyorum"

Ş. A. uyuşturucu maddeye bir arkadaş ortamında başladığını söyleyerek, “Nasıl bir şey olduğunu merak ettim. Folyo ile denedim. Sonra devamı geldi. 16 yaşında ise eroine başladım. 3-4 saatte bir madde alıyordum. Bu arada bir çocuğa âşık oldum. Evlendik. O da eroin kullanıyordu. Beraber, bu maddeyi bırakacağız, kurtulacağız diye hayaller kuruyorduk. Mücadele ettikçe daha dibe battık. Olmadı, bırakamadık. Zaten sonrasında ise boşandık” diyor. Ş.A. yeniden tedavi olma gerekçesini ise şu ifadeler ile anlatıyor: “Ailemin güvenini yeniden kazanmak istiyorum. Ablamın, abimin uyuşturucu madde ile hiç işleri olmaz. Hayatımda başka bir erkek var. O madde kullanmıyor. Mutlu olmak istiyorum.”

Madde kullanan çocuklardaki işaretler

* Madde kullanmaya başlayan kişilerdeki ilk değişiklik çevrelerinde yapmış oldukları değişikliklerdir. Eski arkadaşların yerini yeni arkadaşlar alır. Maddeye daha rahat ulaşım sağlayabilecek kişilerle yakınlaşır.

* Duygu durumu çok çabuk değişiyorsa çok dikkatli olunmalı. Bu süre içerisinde bazen çok neşeli, bazen de çok öfkeli, huzursuz, keyifsiz olabilir.

* Ders durumunda ani değişiklikler olur. Notları düşmeye başlar, okula devamsızlık görülür.

* Evde tek başına kalmak istiyorsa ya da arkadaşları ile birlikte dışarıda nerede olduğunu söylemeden buluşmaya başladıysa dikkat.

* Ailesi ile olan ilişkileri mümkün olduğunca mesafeli tutmaya başlar. Evde daha az zaman geçirmek ister ki ailesiyle çatışmasın.

* Kılık-kıyafet ya da görünür bir şey almadığı halde, fazla para harcamaya başlar.

* Kişisel bakımı azalmıştır. Giyimine dikkat etmez. Gözleri kızarır, şişer, vücudunda değişiklikler başlar.

* Sinirlilik, gerginlik, kişiler arası ilişkilerde sorunlar yaşar, dalgınlık, dikkatsizlik başlar.

* İçine kapanır. Uyku düzeni değişir.

* Psikolojisinde karamsarlık, umutsuzluk ya da inançsızlık gibi