Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, düğün ve nişanlarda görevlendirilecek gözlemcilerin halay, oyun söz konusu olduğunda uyaracağını, maske kontrolü yapacağını söyledi.
Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün açıkladığı 'düğün ve nişan törenlerinde gözlemci bulundurulması' tedbirini değerlendirdi. Prof. Dr. Yamanel, düğünlerde gözlemci görevlendirilmesi işinin il ve ilçe sağlık müdürlükleri tarafından yapılacağını kaydederek, "Tabii gözlemci sosyal mesafenin korunup korunmadığını, maske takılıp takılmadığını tespit edecek. Bunlara bakıp uyarılarda bulunacak. Düğünlerde daha ziyade gelin ile damadın ön planda olması gerekiyor. Halay, oynama gibi şeylerin mümkün olduğu kadar olmaması lazım. Sosyal mesafeyi aşacak şeyleri mutlaka yapmamak gerekiyor. Zaten gözlemci de bu yüzden var. Tabii ki uyaracak. Yani eğer bir halay, oyun söz konusu olursa gözlemci uyaracak. Yine maske takmayanları da uyarması gerekiyor" diye konuştu.
"Kurallara uymayan yüzde 10'luk kesim var"
Türkiye’de toplumun salgın tedbirlerine büyük ölçüde uyduğunu; ancak sayıca az bir kesimin kuralları uygulamamak için direndiğini anlatan Prof. Dr. Levent Yamanel, "Gördüğüm kadarıyla çok büyük bir kesim bu tedbirleri algıladı ve çok güzel şekilde uyguluyor; ama uygulamayan yüzde 5'lik, 10'luk bir kesim var. Tabii ki bunları da vatandaşlarımız uyarıyorlar, mümkün olduğu kadar yaptırmaya çalışıyorlar; ama bir kesim de buna tepki gösteriyor. Bu tepki gösteren kesimi de kamu görevlileri olarak uyarmak ve gerekirse cezalar vermek uygun olacaktır. İleri yaşta uyum daha yüksek. Tabii ki gençler biraz daha delikanlılar, o nedenle uyumu göz ardı edebiliyorlar. Bu nedenle daha çok uyarmak ve gerekirse cezalar vermek gerekecek" dedi.
"Hafıza kaybı, algılama bozukluğu olabilir"
Prof. Dr. Yamanel, Koronavirüs hastalığının iyileşme döneminde akciğerlerde yapışıklıklar meydana geldiğini dile getirerek, "Yapışıklıkların sonunda da akciğer kapasitesi düşüyor ve nefes almada uzun süreli güçlük yaratabiliyor. Yine beyinde de kalıcı hasarlar yaratıp davranışsal bozukluklar yaratabilir ve bunlar uzun sürebilir. Uykuya meyil, tam olarak algılamada bozukluklar gibi bozukluklar yaratabilir. Tabii ki hafıza kaybı gibi şeyler de yaratabilir. Çok ciddi damar bozuklukları yapıyor, damarda pıhtılaşmalar oluşuyor. Bu pıhtılaşmalar da kalıcı olabiliyor. Bu nedenle de beyin kapasitesi azalıyor. Tabii ki bir de post travmatik stres bozukluğu dediğimiz durumu da ortaya çıkarabilir. Geçirilen çok ağır bir enfeksiyon var, çok ciddi bir yoğun bakım süreci var. Bundan sonra tabii ki hem depresif bozukluklar oluşabiliyor ve bunlar da uzun sürebiliyor" ifadelerini kullandı.
"Beyin fonksiyonlarında azalma olabiliyor"
Prof. Dr. Yamanel, "Yaygın bir pıhtılaşma bozukluğu söz konusu. Hem akciğerlerde yaygın bir pıhtılaşma söz konusu hem de beyin damarlarındaki pıhtılaşmalardan da bahsedebiliriz. Bunlar tabii ki hem akciğer hem beyin kapasitesini azaltıyor. Buna yönelik de hem nefes almada güçlük hem de beyin fonksiyonlarında azalma gibi durumlar oluşabiliyor. Covid-19 hastalarının yaklaşık üçte birinde beyin fonksiyonlarında gerileme tespit edilmiş. Bunlar tabii kalıcı hasarlar oluşturabiliyor. Beyin fonksiyonları tam olarak yerine gelmeyebilir. Felç durumları oluşabilir. Bunları çok dikkatle tedavi etmek gerekir" yorumunu yaptı.