Gündem

Beşiktaş'taki bombalı saldırı davasında 'Kürtçe savunma' krizi

Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park yakınlarında düzenlenen bombalı saldırıda 39'u polis, 46 kişi şehit olmuştu

26 Şubat 2018 20:05

İstanbul’da 10 Aralık 2016’da oynanan Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park yakınlarında düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili davanın duruşması, Bakırköy Adalet Sarayı’nda bulunan konferans salonunda görülüyor.  39’ polis , 46 kişinin şehit olduğu , 243 kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili 10 sanığın yargılandığı davanın duruşması Kürtçe savunma kriziyle başladı. 

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma bağlanan sanıklar Kürtçe savunma yapmak istediklerini söyledi. Mahkeme heyeti, talebin oy birliğince reddine karar verdi. Tutuklu sanıklardan Rıdvan Döner, Kürtçe savunmaya başlayınca mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Sanık Döner, Kürtçe savunma yapmasının kanuni hak olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı da “Kanunu senden iyi biliyoruz merak etme” diyerek sanığı yerine oturttu.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’ tarafından Bakırköy Adalet Sarayı’nda bulunan konferans salonunda görülen duruşmaya 6 tutuklu sanık SEGBİS ile tutuklu bulundukları cezaevinden bağlandı. Saldırıda hayatını kaybenlerin yakınları ile yaralananlar da duruşmaya müşteki sıfatıyla katıldı. Tutuksuz sanık Nazım Beyhan da duruşma hazır bulundu.

Kürtçe savunma yapmak için dilekçe verdiler

Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıklardan Tufan Beyhan ve Hikmet Ölçer’in mahkemeye dilekçe sunduklarını ve Kürtçe savunma yapmak istediklerini açıkladı. Beyhan ve Ölçer bu taleplerini duruşmada sözlü olarak da dile getirdi.

Mahkeme, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 202’nci maddesini gerekçe göstererek talebin oy birliğince reddine karar verdi. 

"Neden yargılandığımı bilmiyorum"

Tutuklu sanıklardan Hikmet Ölçer, “25 senedir İstanbul’dayım. Askere sadece Iğdır’a gittim. Başka hiçbir şey yapmadım. Ben hayretler içindeyim” dedi.

Sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı iddia edilen resim ve videolarının sorulması üzerine sanık Ölçer “Ben paylaşmadım. Ben telefonumu yemekhaneye bırakıyorum, bekçiye bırakıyorum. 1500 – 2000 kişinin çalıştığı işyerinde. Kimsenin günahına girmek istemiyorum. Bu davada neden yargılandığımı bilmiyorum. Gözaltına alındığımda eşim ameliyat olmuştu, çocuklarım okula gidemeyecek duruma geldi. Tahliyemi istiyorum.”

"Olay günü kına gecesindeydim"

“Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum” diyen sanık Zeki Yılmaz da olay günü alkol aldığını, uykusuz olduğunu ve kafasının yerinde olmadığını öne sürerek, şunları anlattı:
“Suçlamaları kabul etmiyorum. Patlamadan önce Vatan Emniyet Müdürlüğü çevresinde olduğum iddia ediliyor. Ben tüm kayıtların ve telefon sinyallerinin çıkarılarak, mağdur ailelere sunulmasını istiyorum. Ben dernekte kına gecesindeydim. Saat 23.30’da eve gittim. Eve baskın yapıldı. Ne olduğunu anlamadım. Şok içindeyim. Beşiktaş patlaması olduğunu öğrenince şok oldum. Ben, ailem beni evden arayıp rahatsız etmesin diye telefonu evde bırakmıştım.”

Mahmeke başkanı Kürtçe savunmaya izin vermedi

Sanıklardan Rıdvan Döner, Kürtçe savunmaya başlayınca mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme başkanı, Kürtçe savunma talebinin reddedildiğini hatırlatarak, “Savunmanı Türkçe yap ya da yerine otur” dedi. Sanık savunmasına Kürtçe devam etti ve Kürtçe olarak savunma yapmasının kanuni hak olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı da “Kanunu senden iyi biliyoruz merak etme” diyerek sanık Döner’i yerine oturttu.

"Kim yaptıysa Allah belasını versin"

Sanıklardan Nazım Beyhan da “Tüm şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyorum” diyerek savunmasına başladı. Bazı müştekiler de “Dileme” diye bağırdı. Sanık Beyhan, “O gece ben evdeydim. Polis geldi. Bu olaylarla bir ilgim yok. Kim yaptıysa Allah belasını versin. Eve Tufan Beyhan ve Raşit Beyhan birlikte geldi” dedi.

Söz alan sanıklardan Fırat Kise, Raşit Beyhan, Sercan Bingöl ve Necip Yılmaz da PKK üyesi olmadıklarını, olayla da bir ilgilerinin olmadığını söyleyerek, tahliyelerini talep etti.

Ceza istemleri

İddianamede, tutuklu şüpheliler Tufan Beyhan, Zeki Yılmaz, Reşit Beyhan ve Sercan Bingöl hakkında "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan  ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.  Bu şüpheliler hakkında ayrıca "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar vermeye yardım etme", "Patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar vermeye yardım etme" suçlarından toplam 3 bin 856 yıl 6 aydan 4 bin 929 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezasına çarptırılması isteniyor.  Şüphelilerden Rıdvan Döner, Fırat Kise ve Necip Yılmaz'ın ayrıca, "Suç örgütüne üye olma" ve "Terör örgütü propagandası yapma" suçlarından toplam 9 yıl 6 aydan 25'er yıla hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede,  şüphelilerden Hikmet Ölçer ve Zemirhan Yılmaz'ın, "Suç örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Nazim Beyhan'ın, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Sercan Bingöl ve Zeki Yılmaz'ın da iki kez "Terör örgütü propagandası yapma" suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. (DHA)