Berlin Film Festivali’ne paralel olarak düzenlenen Avrupa Film Pazarı 106 ülkeden 8 bin 500 civarında yapımcı, dağıtımcı, yatırımcı, sinema salonu sahibi ve festival yöneticisini biraraya getiriyor. Avrupa Film Pazarı kapsamında 705 filmin gösterimi yapılıyor. Böylelikle, dünya sinemasının örnekleri uluslararası düzeyde sektöre tanıtılmış oluyor.
Bu yıl Avrupa Film Pazarı kapsamında sekiz Türk filminin tanıtımı yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteği ile Avrupa Film Pazarı’nda kurulan Türkiye standının yöneticisi Ahmet Boyacıoğlu bu yıl “popüler filmleri” de tanıtmak istediklerini söylüyor. Bu çerçevede, Yüksek Aksu’nun “İftarlık Gazoz,” Reha Erdem’in “Koca Dünya,” Mert Baykal’ın “Kardeşim Benim,” İsmail Güneş’in “Kervan 1915,” Ferhan Özpetek’in “İstanbul Kırmızısı,” Umur Turagay’ın “İkimizin Yerine,” Alper Çağlar “Dağ 2” ve Yılmaz Erdoğan’ın “Ekşi Elmalar”ı gösteriliyor. Aynı zamanda Ankara Sinema Derneği Başkanı olan Boyacıoğlu, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, gösterimlerde “filmlere ilginin yoğun” olduğunu dile getiriyor.
Ahmet Boyacıoğlu, ancak yine de bu yıl Berlinale’de Türk sinemasının “zayıf kaldığına” dikkat çekiyor. Berlin Film Festivali Berlinale’ye bu yıl Türkiye’den davet edilen tek film yönetmenliğini Ceylan Özgün Özçelik’in yaptığı “Kaygı” oldu. Film, Panorama bölümde gösteriliyor. “Türkiye’den 96 filmin Berlinale’ye gönderildiğini” belirten Boyacıoğlu, neden sadece tek bir filmin seçildiğini “açıklamanın kolay olmadığına” işaret ediyor. “Bazı yıllar hasadın kötü” olduğunu ifade eden Boyacıoğlu, “Berlin Cannes gibi festivallere girmek her yıl biraz daha zorlaştığını” vurguluyor.
Dünya festivallerinde Türk filmleri
Buna rağmen, Türk filmleri Avrupa’nın farklı festivallerde davet ediliyor, festivalleri takip eden sinemaseverler Türk filmlerini tanıma şansı buluyor. DW Türkçe’ye konuşan Venedik Film Pazarı Direktörü Pascal Diot, “Venedik Film Festivali'nde neredeyse her yıl farklı bölümlerde Türk filmlerinin yer aldığını” hatırlatıyor. Diot, "her ülkenin farklı bir sinematografisi var. Türk filmlerinde diğer ülkelerin filmlerinde olmayan bir duygu var. Bu da çok ilginç” diyor. Venedik Film Festivali’nde geçen yıl Reha Erdem imzalı “Koca Dünya” Jüri Özel Ödülü’nün sahibi olmuştu.
Türk filmleri Avrupa’nın yanı sıra dünyanın farklı festivallerinde izleyici ile buluşuyor. Kanada’daki Toronto Film Festivali de bunlardan biri. Toronto Film Festivali Program Direktörü Kerri Craddock DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada Kanadalı sinemaseverlerin Türk filmlerini “heyecanla” izlediğini belirtiyor. Geçen yıl Yeşim Ustaoğlu imzalı “Tereddüt” Toronto Film Festivali’ne davet edildiğini hatırlatan Craddock, “Türkiye’den kadın bir yönetmeni ağırlamanın kendisi için harika” olduğunu, filmin çok beğenildiğini söylüyor. Geçen yıl Toronto’ya Yeşim Ustaoğlu’nun yanı sıra Zeki Demirkubuz da “Kor” adlı filmiyle festivalde yer almıştı.
Siyasi gelişmeler sinemayı nası etkileyecek?
Toronto Film Festivali Program Direktörü Craddock, yeni Türk filmlerini takip ettiğini, bir kaç bir yılda bir İstanbul’a giderek, sinema sektöründe çalışanlarla bir araya geldiğini anlatıyor. DW Türkçe’ye konuşan Craddock, “Türkiye’de son zamanlarda yaşanan siyasi gelişmelerin yeni bir yaratıcılığa” neden olabileceğine işaret ediyor.
Berlin’de yaşayan İtalyan film yönetmeni Mario Rizzi de, Türk sinemasını “çok beğendiğini” söylüyor. DW Türkçe’ye konuşan Rizzi, Türk filmlerinde “ilgi çekici bir yaklaşımın” bulunduğunu, bunun kendini “samimiyet ve hassasiyet” ile gösterdiğini belirtiyor. Türk filmlerinin “Batı ve Müslüman dünyası” arasındaki farklılıkları ortaya koyabildiğini belirten Rizzi bu da Türk sinemasını “bizim için daha ilginç kılıyor” diyor.
Ankara Film Festivali’nde geçen yıl jüri üyeliği yapan Rizzi, Avrupalı izleyiciler için “Türkiye’deki siyasi durum karşısında sanat ve sinemanın nasıl tepki vereceğini” görmek isteyen Avrupalılar için Türk sinemasının son dönemde daha ilginç bir hale geldiğini söylüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Jülide Danışman / Berlin