Gündem

Çevik Bir: Belgeyi hazırlayan arkadaşlar aşırıya gitmişler

Çevik Bir, irticai faaliyetleri önlemek amacıyla hazırlandığı belirtilen belgelerin kendisine gösterilmesi üzerine, “Belgeyi hazırlayan arkadaşlar aşırıya gitmişlerdir" dedi.

17 Nisan 2012 08:36

Eski Genelkurmay ikinci Başkanı Çevik Bir, 28 Şubat soruşturması kapsamında alınan ifadesinde, irticai faaliyetleri önlemek amacıyla hazırlandığı belirtilen belgelerin kendisine gösterilmesi üzerine, “Söz konusu belgeyi hazırlayan arkadaşlar bu konuda aşırıya gitmişlerdir" dedi.

Milliyet'in haberine göre, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında Batı Çalışma Grubu’na (BÇG) yönelik geçtiğimiz perşembe günü gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 29 kişiden 18'i tutuklandı.

 

‘Hiçbiri eyleme geçmedi’

 

Tutuklanan Bir’in savcılık ifadesi soruşturma savcısı Mustafa Bilgili tarafından alındı. Bilgili, Bir’e 100’ün üzerinde soru yöneltti. Bir’e, ifadesi sırasında Genelkurmay Başkanlığı tarafından savcılığa gönderilen ve savcılığa “gerçek belge” olduğunu bildirdiği BÇG, Batı Eylem Planı ve eklerindeki faaliyet planları, Batı Harekât Konsepti, Batı HarekÂt Konsepti Mücadele Esasları, Batı Çalışma Grubu Rapor Sistemi’ne ilişkin sorular soruldu. Bir’e ayrıca BÇG Teşkilat Yapısı, BÇG’nin fiziki çalışma alanını gösteren kroki, çalışma grubu oluşturulması, BÇG Kriz Masası Grubu’na ilişkin sorular yöneltildi. Bir, irticai faaliyetleri önlemek amacıyla hazırlandığı belirtilen belgelerin kendisine gösterilmesi üzerine, “Söz konusu belgeyi hazırlayan arkadaşlar bu konuda aşırıya gitmişlerdir. Ancak burada yer alan tedbirlerle ilgili olarak hiçbir eyleme geçilmemiş olup bu durum sadece yazıda kalmıştır” dedi.

 

‘Emirleri uyguladım’

 

Bir, savcılıktan sonra sevkedildiği Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise, “Arkadaşlar aşırıya kaçmışlardır. Eyleme geçilmemiştir” şeklindeki ifadesini düzeltti. Bir, “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hükümetin, Milli Güvenlik Kurulu‘nun ve zamanın başbakanın emir ve talimatlarını uyguladım. Suçsuzum. Şayet yargılanacaksam sabit ikametgah sahibi olmam nedeniyle tutuksuz yargılanmamı bekliyorum” dedi. Bir, avukatı Vahap Bozkurt’la birlikte yaptığı savunmasında şunları söyledi:
 

-  MGK kararları uyarınca yaptık: 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararlarından sonra 13 Mart 1997’de Bakanlar Kurulu toplandı ve MGK kararlarının uygulama kararı alındı. MGK anayasal bir kurumdur. 14 Mart 1997’de dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan, bakanlıklara, Genelkurmay Başkanlığı’na, Bakanlar Kurulu kararına da atıfta bulunarak MGK kararlarının uygulanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını, yasal düzenlemeye ihtiyacı olursa Bakanlar Kurulu’nun bu yasal düzenlemeleri de yapacağını, buna göre çalışmaya başlanmasını bildiren talimatını vermiştir. BÇG, MGK kararı ve Bakanlar Kurulu kararlarıyla kurulmuştur. BÇG’nin MGK kararları Ek-A’sı, Başbakanın talimat yazısı, İçişleri Bakanı Meral Akşener’in kendi alt birimlerine MGK kararları uyarınca verdiği talimatlar bulunmaktadır. Tüm bu hususlar hükümetin talimatı ile bakanlıkların da çalışma yaptığını ve BÇG’nin yasal bir çalışma olduğunu göstermektedir.

-  Hükümeti irticai terörden koruduk: BÇG’nin görev alanları da MGK kararları ve EK-A’sında yer alan maddelerle belirlenmiştir. İrticai unsurlara destek sağlayan ülkelerdeki rejimin kontrolü, MGK kararları ve EK-A’nın 10. maddesi gereğidir. Belediyelerle ilgili suçlamalar ise yine EK-A’nın 12. maddesi gereği yapılan çalışma ve raporlamalardır. BÇG, MGK kararları ve Bakanlar Kurulu kararları uyarınca irticaya karşı tedbir alınması amacıyla oluşturulmuş olup, amacı irticai terörün Türkiye Cumhuriyeti demokrasisine ve Türk halkına ve Bakanlar Kurulu kararı uyarınca irticaya karşı tedbir alınması amacıyla oluşturulmuş olup, amacı irticai terörün Türkiye Cumhuriyeti demokrasisine ve Türk halkına ve hükümetlerine zarar verilmesini engellemektir.

MGK’da MİT sunumu: 28 Şubat 1997 tarihli MGK’da MİT tarafından irtica ile ilgili ayrıntılı bir sunum yapılmıştır. Bu sunumun gizlilik kararı olduğu için dosyada olup olmadığını bilmiyoruz. Bu belgeler Genelkurmay Başkanlığı’ndan, MGK Genel Sekreterliği’nden veya ilgili yerlerden celp edilirse suçun vasfı ve nitelikleri değişecektir.

-  Cebir ve şiddet yok: 765 sayılı TCK’nın 147. maddesindeki suçun oluşabilmesi için cebir ve şiddet unsuru şarttır. TSK içinde herhangi bir personelin bu olayda cebir ve şiddet kullanması söz konusu olmamıştır.

Demirel’e sorun: Hükümet tarafından alınan MGK kararlarının esas amacı, suçlamanın tam aksine, irticai teröre karşı mevcut hükümeti korumak için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan, kendi isteği ile istifa etmiş ve istifa ederken de diğer ortağı ile yaptığı protokol gereği görevi Tansu Çiller’e bırakmak üzere aynı partilerin hükümet etmeye devam etmesi amacı ile istifa ettiğini belirtmiştir. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a vermesi nedeni ile hükümet değişikliği olmuştur. Şayet Çiller ile Erbakan arasındaki protokol gereği Çiller başbakan olsa idi, mevcut hükümet görevine devam edecekti. Nitekim 28 Şubat MGK kararları ve özellikle EK-A genelgesi ayrıntılı olarak incelendiğinde ve bu kararların hemen akabinde 14 Mart tarihli Başbakan’ın talimatı birlikte değerlendirildiğinde yasadışı hiçbir faaliyetin olmadığı, BÇG’nin hükümeti ve MGK kararlarını uygulamak amacı ile kuruluduğu çok net olarak görülecektir.

Genelkurmay Başkanı’na sunuldu: BÇG’ce alınan tedbirlerle ilgili olarak yapılan tüm çalışmalar ve hazırlanan belge, raporlar belli bir silsileyi takiben Genelkurmay Başkanı’na, o kanalla Başbakan ve hükümete sunulmuştur. Aynı mahiyette İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT tarafından yapılan çalışmalar ile aynı paralelde hükümete sunulmuştur. Hükümetin bilgisi ve talimatı dışında yasal olmayan hiçbir iş ve işlem yapılmamıştır. BÇG’nin MGK kararları doğrultusunda yaptığı tüm çalışmalar mevcut hükümeti ve devleti, bölücü ve irticai teröre karşı korumak amaçlıdır.

 

Çevik Bir 3 kişilik odada

 

Hükümeti devirmeye teşebbüs etmek’ suçundan dün sabah saat 05.00 sıralarında Nöbetçi Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanmasına karar verilen Çevik Bir, adliyeden bir minibüse bindirilerek, Sincan F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. Sabah saat 06.00 sıralarında cezaevine giriş yapan Bir’in ilk önce sağlık muayenesi yapıldı. Daha sonra Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne götürülen Bir’in, 3 kişilik odaya konulduğu öğrenildi.

Bir’in iki tuğgeneralle birlikte tutuklama kararından sonra hazırlanan 3 kişilik odaya alındığı öğrenilirken, bu kişilerin isimleri güvenlik gerekçesiyle açıklanmadı. 3 kişilik odalarda, ortak alan ile 3 kişinin yatacağı ayrı bölümler yer alıyor. Bu bölümlerdeki büyüklük tek kişilik odalardakini geçmiyor. Soruşturmada, tuğgeneraller İdris Koralp, Abdullah Kılıçarslan ve Ünal Akbulut da tutuklu bulunuyor.

Bir’in cezaevi idaresinden herhangi bir talepte bulunmadığı öğrenildi. Bir, soruşturma kapsamında tahliyesine karar verilmediği sürece cezaevinde kalacak. Bir’in tutuklu kaldığı süreç içinde haftada 1 gün 1 saat kapalı görüş ve ayda 1 gün tam gün de açık görüş hakkı bulunuyor. Bir’in, açık ve kapalı görüş günlerinde, kendisiyle akrabalık bağını ispat edebilen birinci derecede yakınlarıyla görüşme imkanı bulunuyor. Savcılıktan özel izin alan akrabaları ve arkadaşları da Bir’i görebilecek. Bir’in cezaevi kurallarına uymak ve herhangi bir ceza almamış olmak kaydıyla da avukatlarıyla görüşmesinde bir engel bulunmuyor.  

 

Erbakan’ın askeri başdanışmanı da tutuklular arasında

 

Dönemin Başbakanı Erbakan’ın askeri danışmanı emekli Albay Serdar Çelebi de tutuklandı. Çelebi ifadesinde şunları söyledi:

“Suç tarihinde Başbakan’ın askeri danışmanıydım. Başbakan askeri danışmanı mevki prestijli bir atanma yeridir. Buraya mesleki geçmişi temiz, başarılı olan, böyle bir göreve atandığında temasları esnasında politize olmayacak ahlakta bir subay tayin edilir diye düşünüyorum. Benim BÇG faaliyetleri ile ilişkim bu faaliyetlerle Genelkurmay karargâhında görevli olan iç güvenlik daire başkanlığı ile başbakan askeri baş danışmanlığının aynı şahıs uhdesinde birleşmiş bir ikiz görev olması ile başladım. 28 Şubat kararları alındığında ben Başbakanlıktaki görevimi yapmaktaydım. BÇG’de gelen ihbar mektuplarını araştırılmak üzere ilgili yerlere havale ediyorduk. Evimde arama yapıldığını Hazar Denizi’nin ortasında gemideyken öğrendim. En kısa zamanda Ankara’ya gelerek teslim oldum.”

Tutuklu emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut ise, “BÇG harekât konseptini hazırlamakla görevlendirildim. Bu görevin ifası için MGK’nın 28 Şubat kararları, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili genelgeleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve karargahtaki diğer dairelerden toparladığım belgelerden istifa edilmiştir. Bu görevi tamamen amirlerimden aldığım emir ve direktifler doğrultusunda ifa ettim. Suç teşkil eden bir husus yoktur” dedi.