Gündem

Bekir Ağırdır: İstanbul'da anormal bir geçersiz oy dağılımı yok; geçen seçim 400 binmiş, şimdi 290 bin

"Seküler taban için siyasete dönme vakti gelmişti"

01 Nisan 2019 19:31

T24

Türkiye’nin güvenilir kamuoyu araştırma şirketi KONDA'nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 31 Mart yerel seçimi sonrası değerlendirmede bulundu. Ağırdır, seçim gecesi AKP tarafından gündeme getirilen 'geçersiz oylar'a ilişkin "Anormal bir geçersiz oy dağılımı yok. İstanbul’da bir önceki seçimde 400 bin civarı geçersiz oy olmuş, şimdiyse 290 bin" ifadesini kullandı.

Medyascope TV'de Gürhan Ertür'e açıklamalarda bulunan Ağırdır, 25 yıldır AKP tarafından yönetilen Ankara ve İstanbul'u muhalefet bloğunun kazanmasını "İktidar bloğu psikolojik üstünlüğü kaybetti" şeklinde yorumladı. Ağırdır, "Seküler tabanın umutsuzluk hali pekişmeye başlamıştı. En azından bu kırıldı. Bu da çok önemli çünkü seküler taban için siyasete dönme vakti gelmişti" dedi.

Ağırdır'ın 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'ne ilişkin ilk değerlendirmeleri şöyle:

"Seçimin birkaç tane temel sonucu var. 25 yıldır AKP’nin yönettiği ülkenin iki lokomotif kenti İstanbul ve Ankara’yı iktidar bloğu kaybetti. Bunlar muhalefet partilerinin de kendilerine hedef olarak koyduğu kentlerdi. İktidar bloğunun oylarını aşamayacaklarını biliyorlardı belki ama İstanbul ve Ankara’yı hedeflemişlerdi, başardılar.

"İstanbul ve Ankara’nın kazanılması seküler seçmenin ‘umutlanma ihtiyacını’ karşıladı. Seçimle iktidar bloğunun geriletilebileceği görülmüş oldu. Bunun sebep olacağı siyasal sonuçları göreceğiz ama psikolojik bir sonucu var. İktidar bloğu psikolojik üstünlüğü kaybetti. Seküler tabanın umutsuzluk hali pekişmeye başlamıştı. En azından bu kırıldı. Bu da çok önemli çünkü seküler taban için siyasete dönme vakti gelmişti.

"Bu seçim bir psikolojik eşik aşımıdır. Bunun ürettiği heyecan, zihni ve siyasi bir çabaya dönüşebilirse, ülkenin geri kalan kesimlerinin ne hissettiği, neye ihtiyacı olduğu konusunda daha kapsayıcı başka dil ve siyaset üretilebilirse, bir fırsat alanı açıldığı da görülür. Ama bir yandan da bir kutuplaşmanın olduğu görülüyor, seziliyor.

"24 Haziran’daki gibi bir hataya yol açmadan Millet İttifakı çok başarılı bir süreç yönetimi gösteriyor. Bu bile insanların umutlanma ihtiyacına cevap veren bir şey oldu.

"Ülkede çoklu gerçeklik var. Ankara ve İstanbul üzerinden bakarak sevinç üretebiliriz ama başka bir vaka da var. Bunca ekonomik sarsıntıya, 16 yıllık ulusal, 25 yıllık yerel iktidarda yapılan bunca hataya, keyfiliğe dönüşmüş bir iktidara rağmen iktidar bloğu yüzde 52’ye yakın oy aldı. Oranlar diyor ki, 24 milyon seçmen yine iktidar bloğunun yanında.

"Dün akşam izleyicilerin kırmızı renklerde gördüğü haritanın bir anlamı var. O kırmızılar, ülkenin entelektüel kapasitesinin var olduğu yerler. Hem kültürel ve yönetim kapasitesinin olduğu, hem kentleşmiş ve hatta metropolleşmiş, hem ekonomik dinamikleri ve aktörleri güçlenmiş bir coğrafya. Dolayısıyla hayat tarzı, özgürlük, hukuk gibi yaşamın niteliklerine dair taleplerin önde olduğu bir coğrafya. Oralarda muhalefet bloğunun kazandığı bir seçim süreci geçirildi.

"Siyaseten hep ikili bir karşıtlık görüyoruz. Dün de öyle gördük. AKP yandaşlığı ve karşıtlığı. İlk defa da AKP karşıtı blok Ankara, İstanbul gibi yerleri düşürerek psikolojik üstünlük kazanmış oldu. Ama gerçekte bu ikiliğin altında üçlükler var. Türkiye’nin çoklu gerçekliği dediğim o. O üçlülere ekonomik olarak bakarsan kalkınmış yöreler, kalkınmaya çabalayan yöreler ve geri kalmış yöreler demek mümkün. Sosyolojik olarak bakarsan sekülerler, muhafazakarlar ve Kürtler demek mümkün. Duygusal olarak farklı şeyler söylemek mümkün. Türkiye’de hep 3 ana katman var ve bu katmanlar farklı meselelerde ortak hareket ederek bir-iki tanesi bir araya geliyor. Bu siyasi kutuplaşma üzerine, Kürtlerin büyük bir kısmı muhalefet bloğuyla hareket ettiği için Ankara ve İstanbul’da böyle bir denge yakalanmış oldu.

"Bunca gerilime rağmen katılım oranı yüzde 84 oldu. Şöyle bir şey oldu bence, her partinin seçmeninin partisiyle sorunu vardı, MHP hariç. İktidar bloğunun ürettiği agresif dil, önce muhalefet tarafını konsolide etti. Cumhurbaşkanı’nın kullandığı dil, CHP, İyi Parti, HDP seçmenine partileriyle sorunlarını unutturdu. Bunu gördüğünden beri Erdoğan son bir haftada seçmeni yumuşatmaya çalıştı, sandığa gitmeye çağırdı. Bunun da AKP seçmeni üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum.

Geçersiz oylar meselesi

"İstanbul’da 290 bin geçersiz oy olduğu söyleniyor. Bütün Türkiye üzerinden söyleyeyim. 2014’te yüzde 4,1, 2019’da yüzde 3,9 geçersiz oy var. Anormal bir geçersiz oy dağılımı yok. İstanbul’da bir önceki seçimde 400 bin civarı geçersiz oy olmuş, şimdiyse 290 bin. Dolayısıyla İstanbul üzerinden de geçersiz oydan dolayı özel bir durum yok. Genel eğilime uyuyor. Katılım oranı da, geçersiz oy sayısı da Türkiye’deki genel eğilim üzerinden ilerlemiş.

"Eskiden oylar ayrı sandık ve ayrı zarflara atılırken, şimdi aynı zarfa ve sandığa atılır oldu. Dolayısıyla bunun ürettiği bir psikolojik sonuç var. Yüzde bir midir, yüzde bin midir bilmiyorum, ölçmek pek mümkün değil. Ama insanlar eski durumda partisine sahip çıkmak için meclis oyunu verip, belediye başkan adayında başka partiye oy verebilirdi. Halbuki şimdi aynı sandığa atıyorsanız, birinde farklı diğerinde farklı kullanmak zor. O soğukkanlı seçimin önüne geçmek için böyle bir değişikliğe ihtiyaç duydu AKP. Yüzde 3,9 geçersiz oy bu karmaşanın içinde olağan dışı görülmüyor."