Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil canlı yayında Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanı ve Radikal gazetesi yazarı Akif Beki için “Star televizyonunda ofis boy bile olamaz” dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, CNN Türk'te Ayşenur Arslan'ın hazırlayıp sunduğu Medya Mahallesi programına katıldı. Mardin Katliamı'yla ilgili TV'lerde yapılan yayınları eleştiren ve RTÜK'e yayın yasağı çağrısı yapan Hıncal Uluç'a 'Git RTÜK Başkanı ol' diye çıkışan Özdil, Radikal gazetesi yazarı Akif Beki için ise 'Star Haber Merkezi'nde ofis boy bile olamaz' dedi.
Özdil, köşe yazarlarını da 'Berbat yazıp, gazetelerin gelirlerini hortumluyorlar' sözleriyle eleştirdi. İşte Özdil'in yaptığı birbirinden çarpıcı o açıklamalar...
‘Nasıl bu kadar kötü yazıyorlar’
Ben nasıl yazdığımı hiç düşünmedim bugüne kadar. Ama mesleğe yıllarını vermiş koca koca adamların nasıl bu kadar kötü yazdığını düşünüyorum açıkçası, şaşırıyorum. Çok sıkıcı şeyler yazılıyor, berbat köşe yazıları var; anlatım dili korkunç. Köşe yazarları gazetelerin gelirlerini hortumluyor. Onlar en iyi odalarda oturur, en iyi otomobillere binerler. Mutfakta çalışan muhabirler ise çok az para alırlar, belediye otobüsüne biner, geçim sıkıntısı çekerler. Yazar da bunu görüp, bu durumun hakkını nasıl veririm diye düşünüp 'Ne kadar yer kaplarsam o kadar önemli olurum' psikolojisiyle yazıyor. Ben paraşütle gelmedim, mutfaktan geldim. Yazı işlerinde çalışan arkadaşlarımız ne dediğimi çok iyi anlayacaktır. Ne demek istiyorsanız en net şekilde, kısa ve öz dediğinizi anlatacaksınız köşenizde.
Uluç’un çağrısı ve Akif Beki
Hıncal Uluç meslek büyüğümüzdür tabii, saygımız var ama bu işi bilmiyor. O nedenle böyle şeyler yazıyor, hele bir gazetecinin yasağı savunması korkunç, RTÜK Başkanı olsun o zaman. Yayınlarda ölçü kaçabilir. Hep objektif gazetecilikten bahsedilir, gazetecilik böyle öğretilir. Bu meslek objektif bir meslek değildir, subjektif bir meslektir. Mesela bizim grubun bir yazarı var Akif Beki.. Polemik olsun diye söylemiyorum ama Beki Star Haber Merkezi'nde ofis boy bile olamaz; çünkü bu bir tercihtir, subjektif bir şeydir. Fikrin objesi olmaz. Herkes kendi gördüğü gibi anlatır, o yüzden 150 gazetemiz, 150 ayrı başlık, 150 ayrı anlatım dili var. Bu fikir zenginliğidir bizi ileriye götürecek olan. Burada hakim okurdur ya da izleyicidir. İnsanlar beğenirse alır, izler beğenmezse almaz, izlemez.