Politika

Bekaroğlu AKP'ye sert çıktı

Saadet Partisi'nin İstanbul adayı Bekaroğlu, seçimlerde şaibe yaşandığını ileri sürdü ve AKP'yi çok sert ifadelerle eleştirdi

31 Mart 2009 03:00

Saadet Partisi'nin İstanbul Belediye başkan adayı Bekaroğlu, seçimlerde şaibe yaşandığını ileri sürdü ve AKP'yi çok sert ifadelerle eleştirdi

Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu, 29 Mart yerel seçimlerinde Saadet Partisi'nin yeniden siyasetin aktörü olmasını sağlayacak psikolojik sınırı aşıldığını, il genel meclisinde alınan oy sayısının bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

Bekaroğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığında yerel seçim sonuçlarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, il genel meclisinin Türkiye'deki genel oyu belirlediğini, sonuçlara bakıldığında 29 Mart yerel seçimlerini AKP'nin birinci parti olmasına rağmen kaybettiğini öne sürdü.

Bir önceki yerel seçimlere göre AKP'nin oylarının gerilediğini, çok sayıda belediyeyi kaybederek ciddi bir yara aldığını iddia eden Bekaroğlu, “Anavatan Partisi'nin gerilemesine benzer tarzda bir gerilemedir bu. Orada da yerel seçimlerde başlamıştı Anavatan Partisi'nin gerilemesi” dedi.

‘Genel seçim yapmak zorunda kalacak’

AKP'nin hedef olarak koyduğu bazı yerleri alamadığını, elindeki önemli belediyeleri kaybettiğini belirten Bekaroğlu, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan 3 Kasım 2002'den başlayarak (Bana oy verin, hayatınız daha iyi olacak) dedi bu millete ve seçimleri aldı. Bu seçimde ilk defa (Bana oy vermezseniz daha kötü olacak) dedi. Zaten buradan belliydi AKP'nin gerilemekte olduğu. Yüzde 40'ın altına ineceğini ve bunun Türkiye'de erken genel seçimi tetikleyeceğini söylemiştik. Bu iddiamı sürdürüyorum. AKP'nin almış olduğu bu sonuç önümüzdeki günlerde hem ekonomide gelecek değişiklikler, hem de bölgemizde olması muhtemel olan birtakım olaylar nedeniyle tutunamayacak ve bir genel seçim yapmak durumunda kalacak.”

‘Yaşam tarzı ve kimlikler üzerine siyaset yapmayacağız’

“Yerel seçimlerde Saadet Partisi'nin yeniden siyasetin aktörü olmasını sağlayacak psikolojik sınır aşılmıştır. İl genel meclisinde alınan oy sayısı bunun bir göstergesidir” diyen Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşam tarzları ve kimlikler üzerinde kurulan siyasetin dışında bir dil geliştirmeye çalıştık. Toplumun bütün kesimlerini, yaşam tarzı ne olursa olsun kuşatacak bir söylem geliştirdik. Siyasetin yeri kimlikler ve yaşam tarzları değildir. (Bizim gibi inananlar, bizim gibi inananlar bize oy versin) diye bir kampanya yürütmedik. Saadet Partisi bundan sonra asla, yaşam tarzı ve kimlikler üzerine siyaset yapmayacak. Bunun yerine 70 milyonu, farklılıklarıyla beraber hukuklarını garanti altına alan bir güç birliği oluşturacağı bir siyaset güdeceğiz. İkinci olarak emeği ve adaleti öne alan bir iktisadi sistem güdeceğiz. Üçüncü olarak da ülkenin sorunları, dünya gerçekleriyle değil Türkiye'nin gerçekleriyle çözülür olacak.”

Yerel seçimlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında 338 bin 585 bin, il genel meclisinde 439 bin 92 oy aldıklarını anımsatan Bekaroğlu, bu oylara baktıklarında, Saadet Partisi'nin üzerine oturduğu sosyolojik tabanda da büyük bir değişiklik meydana geldiği söyledi.

‘Başkanların ensesinde olacağız’

Yeni dönem için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri için komisyonlar kurduklarını anlatan Bekaroğlu, “Nefesimizin Topbaş'ın ve diğer belediye başkanlarının sürekli ensesinde olacak ekipler oluşturduk. Sadece seçimden seçime bir muhalefet değil, adım adım belediyelerin icraatlarını izleyeceğiz. Zaman zaman bunları basınla paylaşacağız, raporlar tutacağız ve açıklayacağız” diye konuştu.

Bekaroğlu, “Bu seçim diğer seçimlerden çok daha fazla şaibeli bir seçim oldu ve sandıklarda olup bitenler, bu seçimin temiz bir seçim olmadığını ortaya koydu” dedi.

‘Pişkin pişkin oturuyorlar’

İstanbul Valisi Muammer Güler'in seçim öncesinde mitinglerle ilgili gösterdiği tavrı dolayısıyla istifa etmesi gerektiğini söylediklerini dile getiren Bekaroğlu, “Türkiye'de maalesef siyasetçiler de yöneticiler de pişkin davranıyorlar. Hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Hala vali olarak oturuyor” şeklinde konuştu.

Yerel seçim sonucunda ne CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kendilerinin üzerlerine oy koymadıklarını, rakiplerinin üzerine oy koyduklarını ifade eden Bekaroğlu, şunları kaydetti:
“Topbaş'ın aldığı oy kendi oyu değildir. 'CHP gelecek' korkusuyla alınan oylardır. Aynı şey Kılıçdaroğlu için de geçerlidir. Topbaş'ı devirecek adam olarak değerlendirildi. Topbaş, çok iyi icraatlar yaptığı ve daha iyisini yapacağını işaret ettiği için oy almış değil, Kılıçdaroğlu da İstanbul'un devasa sorunlarını çok iyi yapacağından dolayı oy almış değil.”

‘Erdoğan, Şevki Yılmaz’dan medet umdu’

Bekaroğlu, yerel seçim sürecinde kapatılan Refah Partisi'nin Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın Saadet Partisi'ne saldıran yazılarının çoğaltıldığını ve bildiri şeklinde dağıtıldığını öne sürdü.

Şevki Yılmaz'ın, Saadet Partisi ve Necmettin Erbakan aleyhinde konuşmalar yapmasının enteresan olduğunu ifade eden Bekaroğlu, “Hani Şevki hocaydı 28 Şubat'ın temel aktörü. Şevki Yılmaz'ı, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin'in yanına koyuyorum. O gün kimler provokasyon yapıyordu bugün çok net bir şekilde anlaşılmıştır. Sayın Erdoğan'ın Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı gibi olan Şevki Yılmaz'dan medet umması, onu getirip İstanbul'da, Rize'de Saadet Partisi aleyhinde çalıştırması çok enteresan bir şeydir, ibretliktir” dedi.