Son araştırmalardan anlaşıldığı üzere, farklı tonları ve ritimleri tanıma yetisine doğuştan sahibiz, yani müziği anlama yetisi deneyimlere dayanmıyor.
Sonuç AB tarafından finanse edilen ve İngiliz, İspanyol, Macar ve Hollandalı bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen bir araştırmayla elde edildi. Cumhuriyet Bilim Teknik'te yayımlanan habere göre, “Emergent Cognition Trough Active Perception” projesinde çalışan uzmanlar uyuyan bir bebek beyninin müziğe ne şekilde reaksiyon gösterdiğini incelemişler.
“Beynimiz doğumdan itibaren sürekli motifler arıyor ve beklenmedik bir şey keşfettiği zaman öğrenmemiz gerektiğini söylüyor” diye yorumluyor sonuçları, araştırmayı yöneten bilim insanı Susan Denham.(Plymouth Üniversitesi) Science Daily sayfasında yayımlanan araştırmanın, küçük çocuklardaki işitme sorunlarının daha iyi teşhis edilmesinde yardımcı olması bekleniyor.
Bilim insanları yenidoğanların beyin akımlarını incelemişler. Bebeklere farklı müzik aletlerinden çıkan basit ton sekanslarını dinletmişler. EEG görüntülerinden, yenidoğanların da uyku sırasında birbirini takip eden tonları algılayabildikleri anlaşılmış. Daha önceki araştırmalarla da bebeklerin ritme reaksiyon verdikleri görülmüştü. Bu araştırmalarda bebeklere annenin kalp atımı gibi basit sesler değil, normal rock müziği dinletilmiş. Bebekler bu durumda da temel ritimleri algılayabilmişler.
Bu yeti bebeklere, annenin veya diğer kişilerin seslerine alışmasına izin vermekte. Müzik dinlemek doğumdan önce ve sonra bebeğin tüm yaşamı üzerinde olumlu etkiler yapabilir diyor uzmanlar. Bir bebek müzikle ne kadar erken tanışırsa büyüdükçe müziği o kadar sevecektir.