Gündem

BDP'liler kolluk, savcılık ve mahkemelerde Kürtçe konuşacak

BDP'liler bundan sonra kolluk, savcılık ve mahkemelerde kendi ana dillerini kullanacaklar

13 Kasım 2010 02:00

T24- BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) kararlarını açıklarken, “Aldığımız kararla, bundan sonra yargılanan bütün BDP’liler gerek kolluk, gerek savcılık ve gerek mahkemelerde kendi ana dillerini kullanacaklardır. Yargılandığımız her davada bütün aşamalarda kendi ana dilimizi kullanacağız. Bu hakkın kullanılmasını engelleyen bütün yasalar gerici yasalardır” dedi. Demirtaş, siyasi bir soykırımla karşı karşıya olduklarını iddia etti.

MKY toplantısını Diyarbakır’ın merkez Bağlar İlçesi’neki parti binasında gerçekleştiren BDP’de toplantıda alınan kararları Genel Başkanı Selahattin Demirtaş açıkladı. Demirtaş, dün KCK/TM davası nedeniyle Diyarbakır’da bulunduklarını ve MYK toplantısında burada yapmayı uygun gördüklerini söyledi. MYK toplantısında özellikle KCK/TM davasına ilişkin alınan bazı kararları paylaşmak istediğini belirten Demirtaş, şöyle dedi:

“Bizim açımızdan bu davada yaklaşık 20 gündür süren duruşmalarda yargılanan Kürt siyasetçiler değil, yargılanan devletin yasakçı zihniyetidir. Dün yasakçı zihniyet mahkum olmuştur. Bundan sonra sürecek duruşmalarda bugüne kadar olduğu gibi bu zihniyeti oradaki arkadaşlarımız yargılamaya devam edecektir. Devletin suçüstü yakalandığı bir durumdur, bunu bir daha tescil edeceklerdir. Kürt siyasetçilerin yargılanması, KCK davası ile kamuoyu gündemine geldi. Yargılanan sadece Diyarbakır’dakiler değil. Sayıları 10 binleri bulan Kürt siyasetçi ya yargılanıyor, ya cezalandırıldı, ya da davaları Yargıtay’dadır. Kürt siyasetçileri yargı eliyle tasfiye sürecine tabi tutulmuşlardır. 1990’lı yıllarda ensesine kurşun sıkarak infaz etme dönemi yerine, yargı eliyle hukuk hiçe sayılarak tasfiye yerine almıştır. Geçmişte kontrgerilla, Başbakan, bakan ve valilerin bilgisi dahilinde yapılan infazlar, şu anda yine Başbakan, bakan, siyasetçiler ve valilerin de içinde bulunduğu oluşumun bilgisi dahilinde siyasi infaza ve soykırıma dönüştürülmüştür. Partimizde bulunup da yargılanmayan, ceza almayan hiçbir arkadaşımız kalmadı. 1-2 yıl içinde bütün BDP’liler ya cezaevine girecek ya da tırnak içinde söylüyorum sicili bozulan siyasetçiler olacaktır. Siyasi bir soykırım ile karşı karşıyayız. Bunun bilinmesi lazımdır.”

 

Demirtaş, AK Parti’nin zihniyetinin Kenan Evren, Tansu Çiller, Mehmet Ağar zihniyeti ile özü itibariyle farklı olmadığını ileri sürüp, şöyle dedi:

“Bütün zihniyetler aynı şekilde bize yaklaşmıştır. O günden bu yana muhalif Kürtlere yaklaşım değişmemiştir. Anayasa değişikliği paketi ile bir halk sırf kendi dilini konuşmak istediği için hakarete uğruyor. Anadiliyle savunma yaptıkları için tutuklulukları devam ediyor. 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevinde Esat Oktay Yıldıran da aynı gerekçe ile işkence yapıyordu. ‘Türkçe konuşun’ diyen zihniyet ile bugünkü mahkeme arasındaki zihniyet arasında bir fark yoktur. Referandumdan evet çıkmış olması Kürtlere zulmün sürdürülmesi konusunda sadece pay düşmüştür. Kürtçe, AKP ve devlete serbesttir. Yasal zemini olmasa bile TRT 6 Kürtçe yayın yapıyor, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Kürtçe bölüm açıldı. Muhalif Krtlere bu ülkede yaşam şansı yoktur. Arkadaşlarımızın sadece ve sadece 30 sayfalık bir savunma yapmasına 20 gün boyunca direnilmiştir. Kürtçe ‘AKP’ye serbest ama Kürt halkına yasaktır’ demiştir.”

 

Kürt siyaseçileri tasfiye operasyonu

 

Bu krizin çözülmesi için anayasal ve yasal değişikliklerin yapılmasının şart olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle dedi:

“Bu zihniyetin değişmesi lazımdır. TCK’daki bazı maddeler ve TMK değişmedikçe kimse ifade özgürlüğünden söz edemez. Diyarbakır’daki tavır, 3 hakimin tavrı değil. AKP yasalarının uygulanmasından kaynaklanıyor. AKP yargıya talimat vermiştir. Dava Ankara’nın yarattığı siyasi baskı altında yürümektedir. Ankara’nın siyasi otoritesi, duruşma yürütme otoritesi altında olmuştur. Arkadaşlarımızın duruşu devlet zihniyetinin yargılanmasına yol açmıştır. AKP eliyle yürütülen Kürt siyasetçilerini tasfiye etme operasyonudur.”

 

BDP olarak aldıkları karar gereği bundan sonra hem poliste, hem savcılıkta ve hem de mahkemelerde ana dilde savunma yapacaklarını söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu:

“Aldığımız kararla, bundan sonra yargılanan bütün BDP’iler gerek kolluk, gerek savcılık ve gerek mahkemelerde kendi ana dillerini kullanacaklardır. Yargılandığımız her davada bütün aşamalarda kendi ana dilimizi kullanacağız. Bu hakkın kullanılmasını engelleyen bütün yasalar gerici yasalardır. Bu sorun sadece yargılanması devam eden arkadaşlarımızın sorunu değildir. BDP olarak herkese anadiline sahip çıkma ve kullanma çağrısında bulunuyoruz. Asimilasyon bir insanlık suçu ise bu suça kendi elimizle ortak olmayacağız.

Arkadaşlarımızın Kürtçe savunma konusundaki kararı tarihi onurlu bir karardır. Kimse geri bu karardan geri dönüşü beklemesin. Geri dönüş yapması gereken mahkeme ve devletin kendisidir. Biz de tutuklansak 1000 yıl tutuklu kalsak da tavrımız değişmeyecektir. Meclis’te grup toplantıları için Kürtçe konuşmaya yasal sınırlama yoktur. Arkadaşlarımız bundan sonra bu tavırlarını zaman zaman sürdürebilirler.”