Politika

BBP Başkanı Destici: Elçi'nin cenazesine katılmak isterdim

BBP Başkanı Destici, PKK'ya silah bıraktırmak için MİT'in İmralı ile görüşmeleriyle ilgli olarak, 'Her iki tarafda zaman kazanmaya çalışıyor' dedi

02 Ocak 2013 18:05

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den farklı bir tutum sergileyerek "Hastanede olmasam Şerafettin Elçi’nin cenazesine katılırdım, katılmak isterdim" dedi.

PKK, İmralı ve yeni anayasa referandumuyla ilgili gündemdeki konuları A Haber'de Jurnal programına değerlendiren BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi'nin cenaze törenine katılmayı çok istediğini ancak bazı özel sebeplerden dolayı katılmadığını söyledi. Destçi, "Elçi'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Birkaç de olsa kendisiyle görüşmüşlüğümüz vardır. Teröre ve şiddete başvurmadan kimliğini savunan ve hak talebinde bulunan bir siyasetçiydi. Hastanede olmasaydım, trafik kazası geçirmeseydim, meclis'te Elçi'nin cenaze törenine katılırdım. Ölüm farklı bir şeydir. Düşüncesine katılmadığınız, küs olduğunuz , kendi dininizden olmayan Hıristiyan kimselerin de cenazesine saygıdan katılırsınız. Bazı şeyleri birbirine karıştırmamak lazım" dedi.

Destici, PKK'ya silah bıraktırmak için MİT'in İmralı ile görüşmesini "her iki taraf da zaman kazanmaya çalışıyor" sözleriyle yorumlarken BBP'nin hazırladığı teröre çözüm önerilerini Genelkurmay'dan Cumhurbaşkanı'da, iktidar partisinden muhalefet partisine pek çok tarafla paylaştıklarını ancak MHP ile konuşamadıklarını söyledi.


İşte Destici'nin programda yaptığı çarpıcı açıklamalardan bazıları:

 

Türkiye bu görüşmeleri yeni yapmıyor ki yıllardır yapıyor

 

Asker sivil işbirliği, eğitimli birlikler, istihbarat birimi ki hala sınır geçişi kontrol edemiyor, maddi kaynaklarla mücadele edileceksiniz, dış desteği keseceksiniz, bölge halkını yanınıza alacaksınız. Bunların tam olarak yapıldığını göremiyoruz. Muhatap olsa görüşme olsun ama sizin muhatabınızın iradesi yok, yaptığınız anlaşmanın bir neticesi olmaz. Türkiye bu görüşmeleri yeni yapmıyor ki yıllardır yapıyor. Bunlar palyatif çözümlerdir. Açlık grevleri konusunda anadilde savunma talebi yerine gelmiştir ve eylem bırakılmıştır, burada Öcalan'ın değil, dışarıdaki efendilerinin etkisi olmuştur eylemin bitirilmesinde. PKK kendi mücadelesini kendi verseydi Türkiye ç oktan PKK'yı bitirirdi.

 

MHP bizimle terörle mücadaleyi konuşmadı

 

Biz geçtiğimiz yıl bir terörle mücadele raporu hazırladık, önce Meclis'teki partilere götürdüm, Meclis Başkanı'na, Cumhurbaşkanı'na götürdük, MHP ile de görüşmek istedik ama bizimle terörle mücadele raporunu görüşmediler. MHP ile biz düşman kardeş değiliz ancak bu terörle mücadele konusunda bizimle görüşmediler.

 

İmralı ile temas her iki taraf için de zaman kazanma amaçlı

 

30 yıldır terörle mücadele edilirmiş gibi yapılıyor, mücadele edilmiyor. Türkiye sadece 75 milyon ile sınırlı değil, Türkiye'nin Osmanlı bakiyesi toprakları olmak üzere Türk İslam coğrafyasındaki tüm milletlerin gözü Türkiye'de. O nedenle Türkiye terörden kurtulmalı. PKK'yı tanımadan atılacak adımlar iyi niyetli dahi olsa çözüm getirmez. PKK kendi iradesiyle karar verebilen bir örgüt değil. Oslo'daki görüşmeler de anlamsızdır, bir yere kadar Öcalan ki o da anlamsızdır çünkü PKK taşeron bir örgüttür. Siz bunu kabul edip sonra bunlarla masaya oturup çözüm ararsanız pek bir çözüm bekleyemezsiniz. Her iki taraf da bu görüşmeleri zaman kazanma için kullanıyor.

 

AK Parti, MHP ve BDP'nin dışarıdan destekleyeceği yeni anayasa referandumu kazanır

 

Ben asla eğitimde ikinci dil olmasına müsamaha gösterilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Seçmeli derse karşı değiliz. Biz daha 1993 yılında Kürt kimliğini tanımış bir partiyiz. İkinci dil örneğinin Avrupa'da da örneği yok. Biz federasyon çözümüne karşıyız. Türkiye'yi federasyona götürecek yasaya karşıyız. Ben Sayın Bekir Bozdağ ile bir buçuk saat görüştüm dün, bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan yeni anayasa çıkmayacaktır. Bir kere BDP'nin taleplerini CHP; Ak Parti, MHP karşılamaz. CHP ile Ak Parti de anlaşamayacağı ortada. Dolayısıyla buradan yeni anayasa çıkmaz. Ak Parti, MHP ve BBP'nin dışarıdan desteğiyle yapılan bir anayasa referandumda kazanır. Başkanlık sistemi bizim savunduğumuz bir sistem. Ak Parti'nin hazırladığı başkanlık sisteminde Türkiye milletvekilliği sistemini getirme hazırlıkları var. Yarın Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse, büyük bir karmaşa yaşanacağını düşünüyorum. Çünkü yüzde elli bir oy alacak, hükümet yüzde elli bir alamaz, Cumhurbaşkanı ben daha çok halkı temsil ediyorum diyebilir, yetki karmaşası, güç mücadelesi olabilir.