Yaşam

Bataklığa saplanıp ölmek ne kadar gerçekçi?

1960’larda çekilen her 35 filmden birinde kuma gömülerek ölme sahnesi yer almıştır

13 Nisan 2016 21:42

Bataklığa saplanıp gömülerek ölmek düşük bütçeli ikinci sınıf filmlerin favori sahnelerinden biridir. Böyle bir şey gerçekten mümkün müdür?

Hepimiz mutlaka bir filmde tanık olmuşuzdur. Adamın biri bataklığa saplanmıştır. Etrafındakilerden yardım ister; ama debelendikçe daha fazla batar ve sonunda tümüyle bataklığa gömülür.

1960’larda çekilen her 35 filmden birinde kuma gömülerek ölme sahnesi yer almıştır. Arabistanlı Lawrance filminde bile böyle bir sahne vardır.

Oysa bataklığa saplanma halinde, kurtulmak için debelendikçe daha fazla gömülmeye dair yeterince veri yoktur. Kumlu bataklık genellikle kum ya da kilin çoğunlukla nehir deltalarında tuzla birlikte suya doymuş bir halde olması sonucu ortaya çıkar.

Görünürde zemin serttir, ama üzerine basıldığında kum akışkan bir hal alır. Sonra su ve kum ayrışır ve yoğun bir ıslak kum tabakası oluşur. Bu durumda kum taneleri arasındaki sürtünme azalmış, ağırlık taşıyamaz hale gelmiştir.

Başlangıçta kuma batar ve debelendikçe daha fazla gömülürsünüz. Ama gerçekten de bataklığın sizi yutması mümkün müdür?
 

Ne kadar batılır?
 

Amsterdam Üniversitesi’nden Daniel Bonn İran’a gittiğinde bir göl kenarında bataklık tehlikesine karşı bir uyarı levhası görmüş. Buradan aldığı numuneyi laboratuvarında inceleyen Bonn kil, tuzlu su ve kum oranlarını ölçmüş.

Buna göre kurduğu yapay bataklıkta yaptığı deneyde insan yerine aynı yoğunluğa sahip alüminyum bilyeler kullanmış. Kum üzerine koyduğu bilyelerde panik halindeki insan etkisi yaratmak için kurduğu düzeneği sarsmış. Bilyeler tümden kuma gömülecek mi diye görmek için olanları gözlemiş.

Bilyeler önce biraz kuma batmış, ama kum yeniden suyla karışmaya başladığında karışımın kaldırma gücü arttığından bilyeler de üste çıkmış yeniden. Bonn laboratuvar ortamındaki bu bataklıkta birçok nesneyi denemiş. İnsan yoğunluğuna eşdeğer nesnelerin her defasında sadece yarıya kadar battığını gözlemiş.

Peki fizik kurallarına göre bataklığa tümüyle batmak söz konusu değilse neden hala böyle ölümlerle ilgili haberleri okuyoruz? 2012’de Antigua’da tatildeyken boğulan iki çocuk annesi kadının ölümü gibi.

Bataklık insanı tümüyle yutmasa da zamanında kurtarılmadığınızda gel-git sonucu deniz yükselmesi nedeniyle boğulma söz konusu olabilir. Kum bataklıklarının tehlikesi de burada yatar aslında.

Yani kuma battıktan sonra debelenmek boğulmaya neden olmayacaktır. Ama battıktan sonra yardım gelmesini ya da kumun yeniden sıvılaşmasını beklemeden kurtulmak için, Bonn’un deneylerinde sadece bir ayağı hareket ettirmede 100 bin newton gücünde bir kuvvet uygulamak gerektiği görülmüştür. Bu ise orta boy bir otomobili kaldırmaya eşdeğerdir.

Laboratuvarda tuzun önemli bir bileşen olduğu, bataklığın istikrarsızlığını artırdığı gözlenmiştir. Bunun sonucunda bu tehlikeli tortu bölgeleri oluşur.
 

Kuru bataklıklar


Fakat İsviçre ve Brezilya’dan başka bir ekip ise tuza gerek olmadan bataklık işlevi gören ortamlar tespit etti. Brezilya’nın kuzey doğu bölgesindeki bir deniz kulağından (lagün) alınan örnekler incelendi. Bakterilerin toprak üzerinde bir tabaka oluşturarak sert bir yüzey görünümü yarattıkları, ama üzerine basıldığında yüzeyin çöktüğü görüldü.

Ama bu durumda bile boğulmak mümkün değildir; çünkü bu tür toprak tabakasından oluşan havzalardaki bataklıklar insan boyunu aşacak kadar derin değildir.

Fakat bataklık etkisi yaratan kuru ortamlar da vardır. Örneğin tahıl ile dolu bir ambara düşmek ölümcül olabilir.

2002’de Almanya’da bir çiftlikte bir adam tahıl ambarına düşer. İtfaiye olay yerine gelip de sekiz ambardan hangisinde olduğunu tespit edinceye kadar adam koltuk altına kadar tahıla batar. Her nefes verdiğinde göğsünün hacmi azalmış ve o alanı tahıl doldurmuş, bu ise nefes almasını daha da zorlaştırmıştır.

Oksijen vermesi için iple ambara bir doktor indirilir ve adamın göğsüne ip bağlanır. Ama adam göğsünde büyük bir ağrı hissetmiş ve doktor da tozdan dolayı astım krizine tutulmuştur.

Bunun üzerine itfaiyeciler zekice bir çözüm bulur. Adamın üzerinden bir silindir indirip etrafındaki tahılları bir makineyle çekmeye başlarlar. Böylece tahıllar adamı daha fazla sıkıştırmamış ve sonunda kurtarılmıştır.

Bu tür bir kuru bataklık ortamına düşüldüğünde hayatta kalmak için mutlaka en kısa zamanda dışarıdan yardım gelmesi gerekir.

Ama ıslak bataklığa saplanma durumunda yapılacak en iyi şey bir bacağınızı hafifçe sallayarak ayağınızı çevreleyen kumların etrafında yeniden sıvılaşma sağlamaktır. Sakin olmak ve geriye yaslanıp vücudu açarak ağırlığın eşit dağılımını sağlamak ve yeniden yüzeye çıkmayı beklemek gerekir.