Ekonomi

Başçı: Seneyi öngörülenden iyi noktada kapatacağız İSTANBUL (A.A)

28 Aralık 2011 23:08

-Başçı: Seneyi öngörülenden iyi noktada kapatacağız İSTANBUL (A.A) - 28.12.2011 - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'nin 2011'de projeksiyondan biraz daha fazla faiz dışı fazla üretecek gibi görüldüğünü belirterek, ''Bütçe açıklarına bakıldığında gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin durum oldukça iyi. Bu seneyi öngörülenden daha iyi noktada kapatacağız gibi görünüyor'' dedi. Başçı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, Avro bölgesinde trend büyüme hızının çok yavaş olduğunu ve bu aylarda giderek aşağı doğru revize edilerek hafif bir resesyon beklentisi bulunduğunu, işsizlik oranları da devam ettiğini kaydetti. İstihdam artışları hakkında da bilgi veren Başçı, ''İstihdam artışı rekor seviyede bir hızla Türkiye'de artıyor. Türkiye'de bu dönemde yıllık ortalama yüzde 4' e yakın bir istihdam artışı var. Bizden sonra İsrail, Avustralya, İsviçre ve Almanya geliyor. İstihdam kaybı olan ülkeler de İrlanda, İspanya, ABD, Portekiz, Yunanistan, Japonya ve İtalya gibi gidiyor'' dedi. Başçı, bunların kamu ya da bankacılık sisteminde aşırı borçlu, bankacılık sorunları yaşayan ülkeler olduğunu, bunun sokaktaki insana önemli etkisi bulunduğunu söyledi. -Türkiye'nin büyümesi sürüyor''- Öncü göstergelere göre Avrupa ve Türkiye'yi kıyaslayan Başçı, en çok kullanılan öncü göstergenin Avrupa'da 50'nin altında seviyede seyrettiğini ve bunun daralma ve hafif bir resesyona işaret ettiğini belirterek, Türkiye'de ise tedbirlerden sonra 50'nin üzerine çıktığını ve bunun da Türkiye'de büyümenin sürmekte olduğunu gösterdiğini kaydetti.   Başçı, ABD'deki en büyük sorunun da konut sektöründe olduğunu, burada da en çok izlenen konut fiyat endeksinin düşüş gösterdiğini, tedbir olarak parasal genişlemeye gidildiğini anlattı.  İngiltere, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya'daki para politikalarına ilişkin de bilgi veren Başçı, Türkiye'de ise 2010 Nisan ayında başlanan çıkış sonrası bankaların Merkez Bankası'nda fazla para tutmadıklarını, burada zorunlu karşılıklar ve emisyon bulunduğunu, miktar olarak son derece sıkı olunduğunu kaydetti. Başçı, kamu borçları açısından da Türkiye'nin durumunun hem Maastricht kriterleriyle uyumlu olduğunu, hem de bu yıl büyük ihtimalle yüzde 40'lık rasyonun altına düşebileceğinin görüldüğünü söyledi.  Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında biraz daha orta noktada olduğunu, gerek bütçe açıklarında, gerek kamu borç yükünde olsun gelişmekte olan ülkelerin durumunun oldukça iyi olduğunu kaydetti. Başçı, Merkez Bankasının bankaların bankası olduğunu, bankaların Merkez Bankasından fon, kredi sağlayabildiklerini, bunun istisnaları olabildiğini söyledi. Başçı, o istisnaların da bazı ülkelerde ihtiyaç olursa gündeme gelebilen reeskont kredileri olduğunu belirterek, mesela Japonya'nın bunu doğrudan çok büyük şirketlere yapmaya başladığını belirtti. Başçı, ''Çünkü Merkez Bankasının muhatap alabileceği şirket sayısı çok az. Ancak bankaları biz rahatlıkla muhatap alabiliriz. Bankalar da reel sektörle muhatap olacaklar. Dolayısıyla o ilişkiyi bizim yumuşatmamız söz konusu olmalı. O açıdan değerlendirmek gerekir'' diye konuştu. -''Her şeyi satıp dolara dönüyorlar, dolar değer kazanıyor''- Doların şu anda dünyada tek likit liman haline geldiğini ifade eden Başçı, ''İsviçre geri çekildi, 'aman kimse bana gelmesin, param değer kazanmasın' dedi. Japonya, müdahalelerle değer kazancını önlemeye çalışıyor. Geriye kaldı bir tek Amerikan doları... Onlar da aşırı para basma niyetinde şu anda olmadıkları için herkes panik halinde, satış halinde. Her şeyi satıp dolara dönüyorlar. Dolar değer kazanıyor. TL, dolar ile yarışamaz. O yüzden TL'yi dolar ile değerlendirmeyin. 'Dolar şu noktada olur, orada tutmaya çalışırız' filan demeyiz. Ama uyguladığımız tedbirlerle, sıkı para politikasıyla avroya karşı TL daha sağlam durabilir. Bu şekilde test etmek mümkün ve daha sağlıklı diye düşünüyorum.'' Başçı, cari açığın finansmanıyla ilgili kaygıların azaldığını belirterek, Avrupa ve ABD'deki koordineli likidite enjeksiyonundan sonra, Türkiye'deki bankaların da bunu ifade ettiklerini kaydetti. 2011 başlarında Türkiye'de kredi büyüme hızının Çin'in üzerinde olduğunu, ağustos öncesinde bu hızın yavaşlatılması için makro ihtiyati araçların kullanıldığını, sonrasında ise faiz koridorunu yukarıya doğru genişleterek sıkılaştırmayı gerçekleştirdiklerini anlattı. Sonuçta kredi büyümesinin makul seviyeye çekildiğini, burada çok sorun bulunmadığını, sadece biraz temkinli olunması gerektiğini söyleyen Başçı, faiz artırımı yerine faiz koridoru artırımının tercih edilmesinin, 2012'de aşağı yönlü risk senaryolarından birine göre emtia fiyatlarındaki düşüşle birlikte küresel talebin çökmesi ihtimalinden kaynaklandığını belirtti. Böyle bir durumun, Lehman sonrasında olduğu gibi çok ani bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Başçı, ''Bu tür bir şey olursa, hiç endişe etmeyin, Merkez Bankası burada, bizim 5,75'lik faizimiz duruyor. Hızlı bir şekilde ona ve hatta onun altına bile inebiliriz ve likiditeyi bol bol veririz. Yurt dışı size vermiyorsa, biz veririz. Öyle bir durumda enflasyondan korkmayız çünkü emtia fiyatları da çökmüş oluyor. Bunu günler mertebesinde yapabiliyor olmamız lazım. O yüzden politika faizinin 5,75'te durmasında fayda var. Fakat fiilen ortalamada bankaların fonlama maliyeti bunun üzerinde'' diye konuştu. Enflasyondaki gelişmelere de değinen Başçı, ''Bu ayın sonunda büyük ihtimalle yüzde 10'un çok az üzerinde bir enflasyonla karşı karşıya kalacağız. Çekirdek enflasyonlarda ise uzun süredir ilk defa yatay hatta aşağı doğru bir seyir görme ihtimalimiz var bu ay için. Enflasyon açısından büyük ihtimalle tepe noktayı aralık sonu itibariyle görmüş olacağız. Enflasyondaki önemli düşüşün gelecek yılın son çeyreğinde başlayacağını söylüyoruz'' şeklinde konuştu. -''Avrupa'dan ilave şok gelirse, 2012 büyümesi bir miktar daha yavaşlayabilir''- Başçı, Orta Vadeli Program'da yer alan yüzde 4'lük 2012 büyümesinin gerçekleştirilebilir olduğunu, Avrupa tarafından ilave şoklar gelmesi durumunda bir miktar daha yavaşlama olabileceğini belirterek, bu nedenle dengelemeye büyük önem verdiklerini, TL'nin bir miktar zayıf olmasının buna yardımcı olduğunu aktardı. -''Cari açığın finansmanıyla ilgili kaygılar azaldı''- Cari işlemler dengesinin, enerji hariç olarak bakıldığında, iyileşme eğilimini devam ettirdiğini ve ilk çeyrekte de bunun devam edeceğinin öngörüldüğünü dile getiren Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Cari açığın finansmanıyla ilgili kaygılar bence şu anda azaldı. Avrupa ve ABD'deki koordineli likidite enjeksiyonundan sonra, bizim bankalarımız da bunu ifade ediyorlar, 'Sendikasyon ve seküritizasyon kredilerini yenileme konusunda kaygılarımız azaldı. Bu kredileri rahat bulmaya devam edebileceğiz gibi görünüyor' diyorlar. 'Avrupa'da bazı bankalarda problemler olsa bile, o bankadan almayız, başka bankadan alırız ama fon kaynakları orada' şeklinde bir yaklaşım var. Gelecek sene için yüzde 7-8 civarında bir cari açık finanse edilebilir gibi görünüyor ama bunun daha da daralması aslında faydalı olur diye düşünüyoruz. Yumuşak inişten kastettiğimiz bu.'' Merkez Bankası Başkanı Başçı, küresel öncü göstergelerin, resesyon olmasa bile neredeyse küresel durgunluğa yaklaştığını, Türkiye'de ise sanayide ılımlı bir büyümenin söz konusu olduğunu kaydetti.