Gündem

Başbuğ: Bulunduğunuz yer doğru değil

Trabzon'da bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bir basın toplantısı düzenledi.

18 Aralık 2009 02:00

T24 - Beraberindeki Kuvvet Komutanları'yla dün (17 Ararlık 2009) Trabzon'a geçen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bir basın toplantısı düzenledi. Başbuğ gerçekleştirdiği konuşmasında ülkenin ve milletin korunmasının her zaman bir bedeli olduğunu ifade etti. Türkiye'nin sorunlu bir coğrafyada bulunduğunu ve bu coğrafyada güçlü olamayan devletlerin ayakta kalamayacağını ifade eden Başbuğ, TSK'nın eleştirilere açık bir kurum olduğunu ancak son zamanlarda "gerçek dışı olaylara dayanarak bazı çevre ve kişiler tarafından TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat" yürütüldüğünü ifade etti.

Bu kurum ve kişiler için demokrasiyi korunmanın tek çıkar yolunun TSK'nın karşısında olmak olduğunu ifade eden Başbuğ, bu kişi ve kurumların bulunuduğu yerin doğru bir yer olmadığını vurguladı.

Bağbuğ, "PKK destekleyicileri, PKK sempatizanları TSK ile ilişkilendirmeyi yapabilir ancak böyle ilişkilendirmeleri siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır" ifadesinde bulunarak, bu tutumlar karşısında TSK'nın sessiz kalamayacağını ve adli makamlara da sorumluluk düştüğünü, ihbar mektupları ve gizli tanıkların ifadelerine daha duyarlı ve dikkatli hareket etmeleri gerektiğini söyledi.

"TSK'nın ihmal ve eksikliklerin olduğu tüm olayları yargıya taşımak zorunda" olduğunu belirten Başbuğ, "Türk toplumunun tarihi gerçeklerini bilmeyenler ya da kendileri yabancılaşmış olanlar ne yaparlarsa yapsınlar TSK'nın etkinliğini azaltamazlar" dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ Trabzon'da Oruç Reis Fırkateyni'nde düzenlediği basın toplantısının tam metni şöyle:

"Farklılıklara saygılı olmak her zaman farklılıklarımızı öne çıkarmayı gerektirmez. Esas önemli olan binlerce yıllık sahip olduğumuz ortak değerlerin sıkça ortaya konulmasıdır. Türkiye 1984'ten beri, PKK ile mücadele etmektedir. Ülkemiz ve milletimiz, insanımız terörün yoğun olduğu bölgedeki insanlarımız terörden zarar görmüştür. TSK bölücü terör örgütüne karşı mücadelesine kararlılıkla devam etmiştir ve devam etmeye de azimli olarak kararlıdır. Ana hedefimiz bölücü terör örgütü ile mücadelede Türkiye'nin gündeminin en alt sıralarına indirilmesidir. Unutmayınız ki teröristler gündemin kan, gözyaşı kin ve nefret üzerinde oluşmasını ister. Unutulmamalıdır ki ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasında her zaman bir bedel olur.

'TSK'ya karşı psikolojik asimetrik harekat yürütülüyor'

Son zamanlarda TSK'ya karşı yürütülmekte olan psikolojik asimetrik harekata değinmek istiyorum. Bu konuya bugün beraber olduğumuz Oruç Reis Fırkateyni'nde değinmemin özel bir anlamı vardır. Bakınız Türkiye'nin bulunduğu coğrafya zor bir coğrafyadır. Ülkemizin etrafı sorunlarla çevrilidir. Bu coğrafyada güçlü olmayan devletler ayakta kalamaz. Etkin ve caydırıcı niteliklere sahip bir silahlı kuvvetlere sahip olunması hayatidir. TSK'nın kendisine olan özgüveni tamdır. Bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Sahip olduğunuz bu özgüven TSK'nın kendisine yönelik gerçeklere dayanan sağduyulu eleştirileri saygıyla karşıladığını, eleştirilere her zaman açık olduğunun açık bir kanıtıdır. Ancak bu duruma karşın son zamanlarda gerçek dışı olaylara yalanlara dayalı önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK'ya karşı asimetrik psikolojik bir harekat yürütülmektedir. Özellikle Türkiye'de medyanın bir kısmının varoluşlarının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan eleştiriler yaparak TSK'yı her gün gündemde tutmakta ve TSK aleyhine kampanya yürütmektir. Bunlar aynı zamanda kendilerini demorkasinin savunucusu olarak göstermektedir. Onlar için, demokrasiyi savunmak için tek çıkar yol silahlı kuvvetlerin karşısında olmaktır. TSK her vesileyle demokrasinin ve hukuk devletinin yanında olduğunu ifade etmektedir.

'Bulunduğunuz yer doğru değil'

İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız. Bu rahatsızlığımızı her vesileyle ilgili makamlara ilettiğimiz gibi yasal olarak yapılması gerekenleri yapıyoruz. Hem ülkesini hem miletini sevmek hem de haksız yere psikolojik harekat yürütmek bir arada olamaz. TSK'ya karşı planlı ve kendi amaçları çerçevesinde psikolojik harekat yürütenlere diyorum ki; bulunduğunuz yol ve yer doğru değildir. Türk milletinin büyük çoğunluğu da ne yaptığınızın farkındadır. Meydana gelen her terör olayıyla TSK'yı ilişkilendirme çabaları vardır. PKK destekleyicileri, PKK sempatizanları TSK ile ilişkilendirmeyi yapabilir ancak böyle ilişkilendirmeleri siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Herşey yasalara uygun yürütülür. İmalara ve dedikodulara yer yoktur. Bizi en çok üzen ve yaralayan noktalardan biri ise TSK içinde bizlere canları emanet edilen Mehmetçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin olduğunun düşünülmesi konusudur. Bu düşünceleri kapalı ve açık şekilde söyleyen ve ima edenler, bize göre bu yaptıklarıyla Türk milletine ne kadar zararlı bir durum olduklarını göstermektedirler.

'TSK sessiz kalamaz'

Bu kapsamda adli makamlara da sorumluluklar düşmektedir. Adli makamlar ihbar mektuplarına, gizli tanıkların ifadelerine karşı daha duyarlı ve daha dikkatli olarak hareket etmelidir. Böyle durumlarda TSK ile işbirliğinde bulunmalıdırlar. TSK'nın hataları örtme ve suçluları koruma gibi durumu olmamıştır. Ancak artık haksız ve mesnetsiz suçlamalara karşı TSK sessiz kalamaz. Bazı meydana gelen terör olaylarında bazen hatalar, eksiklikler olabilir. Bunlar görevin içinde olan ihmalli davranışlardır. Ancak ihmal başka bir şeydir, kasıtlı hareket etmek başka bir şeydir. TSK ihmal ve eksikliklerin olduğu tüm olayları yargıya taşımak zorundadır. TSK'yı başka orduların ordularıyla karıştıranlar bu şekilde amaçlarına ulaşacaklarını sananlar, Türk toplumunun tarihi gerçeklerini bilmeyenler ya da kendileri yabancılaşmış olanlar ne yaparlarsa yapsınlar TSK'nın etkinliğini azaltamazlar. Elde ettikleri tek şey bizleri gereğinden fazla meşgul etmeleri ve TSK'nın tüm personelerini en önemlisi de Türk milletini üzmeleridir. Ama Türk milleti nelerin yapıldığını bilmektedir. Silahlı kuvvetlere ihtiyacı olabileceği bilincindedir TSK. Bugün de yarın da dimdik özgüvenle yasalarla kendisine verilen özgüven ve sorumlulukları yerine getirmeye hazırdır TSK. TSK gücünü Türk milletinden almaktadır. Ziyaret ettiğimiz her bölgede halkımızın Türk ordusuna komutanlarına olan sevgisini görmekteyiz. Bu bizim için en büyük güçtür. En büyük gücümüzü halkımızın TSK'ya duyduğu sevgi saygı ve güven oluşturmaktadır. Biraz sonra Trabzon halkıyla olacağız. Daha büyük boyutta sevgi ve saygıyı burada da yaşayacağız. Türkiye'nin önünde elbete zorluklar vardır. Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti birlik beraberlik ve bütünlüğünü koruduğu sürece her türlü zorluğu yenecek güçtedir. Gün birlik, beraberlik günüdür."