Ergenekon davasında “hükümeti devirmeye teşebbüs” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı ve emekli Orgeneral İlker Başbuğ, bir ağır ceza mahkemesi tarafından "terör örgütü liderliği"nden suçlu bulunurken aynı ülkenin sulh ceza mahkemesi tarafından, kendisine "terör örgütü lideri" suçlamasında bulunan kişiye ceza verilmesini, "Yaşanılan olaylar karşısında, insanların akıl sağlığını koruyabilmeleri gerçekten çok zor" sözleriyle değerlendirdi.
'Burası Türkiye! İnsanların haksız ve gereksiz yere cezaevlerinde tutulmasının ne mahsuru olabilir ki!'
Başbuğ, mahkemenin kararının gerekçesinin belli olmamasını eleştirerek, "Mahkemenin karar vermesinin üzerinden iki ay geçti. Daha ne kadar ay geçecek bilmiyoruz. Burası Türkiye! İnsanların haksız ve gereksiz yere cezaevlerinde tutulmasının ne mahsuru olabilir ki! Herhalde, hakimler önce karar verdiler, şimdi de verdikleri bu kararın gerekçelerini yazmak üzere yoğun şekilde meşguller! İşin ilginç yönü, savcılar mütalaalarında, terör örgütünün varlığına ve terör örgütü yöneticileri ile üyelerinin varlığını ileri sürdükleri bir örgüte nasıl yönetici veya üye olduklarına ilişkin ortaya somut deliller koyamadılar. Duruşma tutanakları, savunmalar ve mütalaa ortada iken, Mahkeme kovuşturma esnasında ortaya konulamayan somut delillere, gerekçeli kararda nasıl gösterecektir? Büyük bir olasılıkla, gerekçeli karar savcıların hazırladığı mütalaaya dayandırılacaktır” dedi.
''Biz böyle bir örgüt bulduk' diyemediler'
Terör örgütlerinin var olup olmadığının ortaya çıkartılmasının mahkemelerin mi yoksa devletin istihbarat birimlerinin mi görevi olduğunu soran İlker Başbuğ, evletin istihbarat birimlerinden hiçbirinin Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgütü tespit edemediğini böyle bir örgütü biliyoruz şeklinde mahkemeye bilgi sunmadığını hatırlatarak, "Devletin istihbarat birimlerinden hiçbirisi Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgütü tespit ettik, böyle bir örgütü biliyoruz şeklinde mahkemeye bilgi sunmadı. Bütün bu yaşananlar yetmezken, Türkiye’de bir sulh ceza mahkemesi, Yalova 2. Sulh Ceza Mahkemesi, 23 Ocak 2012 günü, oturduğu apartmanın duyuru panosuna el yazısı ile ‘Ergenekon ve PKK Terör Örgütü lideri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Emekli İlker Başbuğ’ diye yazan kişinin TCK’nun 125. Maddesi uyarınca ‘hakaret’ suçunu işlediğine karar verdi. Verdiği hükmün açıklanmasının da geri bırakılmasına yer olmadığına da ayrıca karar verdi” dedi
'Adalet olmadığı yerde hiçbir şeyin anlamı yoktur'
Başbuğ, açıklamasını "Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum, hepimizin içinde bulunduğu durumdan daha önemli görünse de artık burası Türkiye demeyin. Adalet bir ülkenin her şeyidir. Adaletin olmadığı bir yerde, diğer şeylerin var olmasının hiçbir anlamı yoktur. Bu hafta, Türk Yargısının kendisini test tarihi olarak tarihte yerini alacaktır. ülkemizde hala aklı başında olan insanlar kalmışsa, onların yapacağı tek şey de: 'Allah’ım, ne olur aklıma mukayyet ol (aklımı koru)' demek olmalıdır” değerlendirmesiyle sonlandırdı.