29 Nisan 2013 14:14
Başbakan Erdoğan, AKP Kızılcahamam Kampı'nda İl ve İlçe Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Başbakan Erdoğan özetle şunları söyledi:
"Bizler Ak Parti'yi istişare üzerine inşaa ettik. Her kademede istişareyi pusulamız olarak değerlendirdik. AK Parti'nin üye sayısı 8 milyon 300 bin. Son seçimde AK Parti'nin Türkiye genelinde aldığı oy 21 milyon 400 bin raklamına ulaştık. Biz 76 milyona karşı sorumluyuz.
MYK ve MKYK toplantılarımızda en üst düzeyde istişarelerimizi yapıyoruz. Kanaat önderleriyle STK temsilcileriyle de bir araya geliyoruz. İl başkanlarımızla ilçe başkanlarımızla bir araya geliyoruz.
Bazı arkadaşlarımız 'teşkilatı çok meşgul ediyoruz' diyorlar. 'Bunlar bezginlik getirmiyor mu' diyen arkadaşlarımız da var. Altını çizerek şunu söylüyorum: Siyaset pasif zaman anlayışıyla yapılmaz aktif zaman anlayışıyla yapılır. Aktif zamandan buraya zaman ayıramayanlar zaten siyaset etmesinler. 'İşlerimi tamamen bitireyim akşam geçerken de parti teşkilatına uğrayayım' derseniz bu hizmet anlayışı olmaz. Bu işe ciddi manada zaman ayıranlar girsin. 76 milyonun sevki idaresidir. Vatan topraklarını modern bir çağa en önde çıkarma gayretidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktır. Onun için aktif zaman politikasıyla bu işi yapacağız. 1 sene kalmadı 11 ay sonraki seçimlerde il genel bazında alacağı oylarla silip süpürecek ve Türkiye'yi farklı bir geleceğe taşıyacaktır. Bizim Türkiye'deki istikrar çizgimizin farklı esmesi lazım."
"30 büyükşehir belediyesini kahir ekseriyetiyle almamız gerekir.
Biz bir çınar gibi besinimizi derinlerdeki köklerden alacağız. Çınarın kökleri dünü, gövdesi bugünüyse dalları yaprakları da yarınıdır. Her bir dal her bir yaprak çınarın sağlığı için hayati öneme sahiptir.
24 saatimizi millete hizmetle geçireceğiz. Millete hizmet yolunda hiçbir bahane tanımıyoruz.
Şunu bilmenizi istiyorum Ak Parti'nin Genel Başkanı üzerlerinde ne kadar sorumluluk taşıyorsa, il başkanı, ilçe başkanı, belde başkanı da en az onun kadar sorumluluk taşımalı. Nüfusun az olması sorumluluğu azaltmaz. Örneğin, Şemdinli'de eğer bir aksaklık olursa, o yanlışlık doğrudan doğruya Genel Başkanlığı, doğrudan doğruya memleketi etkiler. Bizim tek gayemiz millete hizmettir. Öyleyse 24 saatimizi sadece ve sadece millete hizmetle geçireceğiz. Millete hizmet yolunda hiçbir mazaret tanımıyoruz. Boşa geçirecek tek bir saniyemiz yok. Her bir arkadaşım hangi kademede olursa olsun, gece başını yastığa koyduğun 'bugün vatanım ve milletim için ne yaptım' diye sormalı kendine."
"Bakınız AK Parti siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görürken, rakiplerimiz bunu makam aracı olarak görüyor. Bir kere şunu özellikle bilmenizi isterim; halkımız on yıllar boyunca devam eden gerilim siyasetinden, tahrik siyasetinden hiç hazzetmiyor. bu iftiraları, ithamları yutacağımız anlamına gelmez, ancak özellikle yerelde bu kaba dilin, bu ayrıştırıcı dilin tuzağına düşmeyeceğiz. Aldatan olmayacağız ama aldanan da olmayacağız.
Siyasi partilerin üst yönetimleriyle, o partilere oy vermiş kardeşlerimizi ayrı tutacağız. 76 milyonun tamamına biz tek bir nazarla bakacağız. Vatandaşın herhangi bir partiye oy vermesi onun farklı olduğu anlamına gelmez. O da ülkesi için en iyiyi istiyor, biz de en iyiyi istiyoruz. Yöntem konusunda hemfikir olmayabiliriz. Bu diyalog kanallarının atılmasına gerekçe olamaz. Bıkmayacağız, usanmayacağız, yüz çevirmeyecek, tekrar tekrar anlatacağız.
Diğer isyasi partiler ayrımcılıktan medet umdular, ama bu millet tahrik edilemedi yüzyıllardır. Biz birleştirmek, kardeşlik hukununu yüceltmek için samimiyetle vazifemizi yerine getireceğiz."
"Türkiye için son derece kritik bir evreye girdik. 2014 yılı çok kritik seçimlerin yapılacağı bir yıl olacak. Teşiklat olarak bizi çok yoğun bir mesai bekliyor. Kurulduğumuz günden beri en kritik seçimlere giriyoruz. Temeli sağlamlaştırdık, zemini güçlendirdik. Bundan sonra istikable çok daha yoğun şekilde yoğunlaşacağız. Ekonomide, demokratikleşmede, dış ve iç politikada, sosyal hayatta yeni temeller atacağız.
Önümüzdeki süreçte 957 ilçe başkanımızın, 81 il başkanının en küçük bir rehavete izin vermeden özenle çalışmasını rica ediyorum. Halini hatrını soramadığımız tek bir kişi bile olmayacak. İftiralar, doğrulardan çok daha hızlı yayılır. Biz fesatlardan 10 katı fazla çalışmazsak başarısız oluruz. Onlar 1 kişiye ulaşıyorsa biz 100 kişiye ulaşacağız. Derdini dinlemediğimiz vatandaş kalmayacak. bıkıp usanmadan 24 saat çalışacağız. Parti politikalarımızı dikkatle izleyecek o çerçevede hareket edeceğiz. Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılıklarımız olsa da aynı hedef uğrunda gönül birliği yapmış bir teşkilatız. Renklerimiz muhafaza edecek, ama uyum içinde inşallah yeni zaferlere imzamızı atacağız.
Kamuoyu araştırmaları yapıldığı zaman bir şeye çok dikkat ediyorum. 'Acaba AK Parti teşkilatı o konuda ne diyor? Hangi konuda destek veriyor? Örneğin çözüm sürecien AK Parti tabanı ne kadar destek veriyor?' Eğer yüzde 100 destek vermiyorsa bir sorun var. O zaman il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız kendimizi check etmemiz gerekiyor. Demek ki biz tabanımıza kendimizi anlatamadık."
"Örneğin bir başkanlık sistemi tartışılıyor. bunu geçmişte Turgut Özal söyledi, Demirel söyledi. Bu bize yabancı bir anlayış da değil. Bunun benzerini Osmanlı yaşamış. dünyada en gelişmiş ülkeler bu başkanlık sistemini yaşıyor. Amerika, Rusya.. Dünyada 100'ü aşkın ülke bunu yaşıyor. Muhalefetin propagandalarına AK Parti'ye oy verenler inanırsa, o zaman bizim teşkilatımız meselesine sahip çıkamıyor demektir. O zaman daha çok çalışacağız, verdiğiniz mesajlar dinlenmiyor, dağıttığınız broşürler okunmuyor.
Başkanlık sisteminde başkan bir kral değildir, ama bizim cahiller başkanı kral olduğunu söyleyerek yalan söylüyor. AK Parti'nin kendi oy tabanı başkanlık sistemini de desteklemeli. Bunun için çalışmalısınız."
"Çok daha hızlı yürümemiz lazım. Çılgın projeler diyoruz, ama bunların gerçekleşmesi için bize hendek atlatıyorlar. Bir projeyi 3-4 sene gecikmeli olarak çıkratıyorsunuz. Örneğin Marmaray'ımız var, bize 4 sene kaybettirdi. Şimdi 29 Ekim'e yetiştirmeye çalışıyoruz. Yazık değil mi? Biz muaassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacaksak bu yatırımlarımızı hızlandırmamız gerek.
İstanbul'a bir havalimanı yapacağız. Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak. Şu an kadar neler neler çektik. 3 Mayıs'ta ihalesini yapacağız ve 4 yıl gibi bir sürede de bitireceğiz. ama Türkiye dünyanın en büyük havalimanlarından birine sahip olmuş olacak.
Kanalİstanbul için gelip bize "bence yanlış yapıyorsunuz" diyor. Sen aklını kendine sakla. Biz bunu Boğaz'ımız çevre tehditi altında olmasın diye yapıyoruz. Taksim'e de hemen karşı çıktılar. Engellemek istediler, reddetmek istediler, ben de dedim ki "reddinize red". Çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı niye korumuyorsun? Böyle bir mantık olur mu? "Olacak dedik", oldu. Hem kışlamızı yapacağız, kışla olarak görev yapmayacak ama, hem de alışveriş merkezi olacak. Meydan da artık tamamen yayalara kalacak, yani insana kalacak.
Yassıada yaslı ada olmayacak, demokrası ve özgürlükler adası olacak. Galataport, Haydarpaşaport hazırlanıyor. Boğaz'a 3. köprü için önümüzdeki bir iki ay içinde temel atma töreni olacak. 2016 gibi İstanbul-İzmir otoyolunu bitirmiş olacak. Böylece, mesafe 2 saate düşecek.
Bütün bunlar AK Parti iktidarına yakışıyor. Diğerlerinin böyle bir derdi var mı? Yok."
"Kanal İstanbul’la ilgili birileri gelip bize akıl veriyor “bu yanlış” diye. Ya arkadaş sen aklını kendine sakla.
Dört yıl gibi bir sürede üçüncü havalimanını bitireceğiz.
Taksim Gezi Alanı dedik hemen karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik başta ana muhalefet partisi karşı çıktılar.
Ben de reddinize ret dedim ve sonra retlerine ret kararı çıktı.
Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun.
O zaman ne dedik, “olacak” dedik, şimdi oluyor.
Bu tabi kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
Divan Oteli tarafında da bir şehir müzesi yapmak üzere adım atacağız.
Trafiği alta alıyoruz meydan yayalara kalacak. Yani insana kalacak.
Galataport, Haydarpaşaport hazırlanıyor… Yassıada bir demokrasi ve özgürlükler adası haline getireceğiz.
Boğaz’a üçüncü köprünün temelini önümüzdeki bir iki ay içinde atacağız..."
"Türkiye'de statüko partileri Cumhuriyet'imize miyop bir gözle bakmış. O koca çınarı cılız bir fidan olarak görmüş. CHP ve MHP bu kökleri reddettiği için koca bir çınarı koruma gereği duymuş. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan güçlü mü güçlü bir çınar gibidir, kasırgalara direnecek kadar güçlü bir çınardı.
10 yıldır birileri Türkiye'nin bölüneceğini adeta bir papağan gibi sürekli dile getiriyor. Onlar ne dediyse hep tersi oldu. Onlar her zaman kaybetti. bu 10 yılı aşkın süre içinde millet her zaman kazandı.
Size sadece iki örnek vereceğim: Muhalefet partileri 10 yıldır ne diyor? 'Öldük, bölünüyoruz, bittik' Ama onların korku pompaladıkları bu ülke, tam tersine gelişiyor, güçkleniyor. Bütün ekonomik krizlere rağmen, yatırımlarımızı hiç durdurmadık. biz yola devam ettik. 10 yıl önce görevi devraldığımızda merkez bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. En son açıklanan rakamlar yeni bir rekor daha kaydettik. Merkez Bankamızın dövizi 132 milyar dolar oldu.
IMF'e olan borç neydi: 23 milyar dolar, bugün ne kadar kaldı? 400 milyona dolar. 14 Mayıs'ta bu borç kapanıyor.
Şimdi soruyorum? Bu mu bölünen Türkiye? Sizin borçlarınızı biz ödüyoruz. Ey Bahçeli siz borçlandınız biz ödedik.
Bunları hep halkımıza anlatmamız lazım. Onlar borçlandı biz ödedik, yahu siz işçi kardeşimin maaşını daha kaynakta kestiniz.
Başbakan olduğum ilk hafta önüme bu geldi. Şok oldum. Yahu bir devlet işçisine memuruna borçlanır mı? bunlar aldı. Peki kim ödedi? Bizi ödedik.
Konut edinme yardımı altında işçilerimizden para aldılar, ortada ne konut var ne bir şey? Kim yaptı bunu? DSP, MHP..
Bankaları sömürüye açık tuttular. Bankalarımızı bitirdiler. Ziraat Bankası, Halk Bankası iflas etti, ama şimdi bu bankalar dimdik ayakta. Kim yaptı bunları? Eyy MHP, Ey DSP siz yaptınız.
Ne diyor şimdi? 'Yüce divan'a gönder.' Ya Yüce Divan sizi kabul eder mi bilmiyorum. Kafa tutuyor hala. Belgelere halkımıza anlatacaksınız, bunların kirli yüzünü görsünler. Utanmıyorlar ya, benim işçimin maaşı kaynağında kesiliyor, çiftçiye banka yüzde 59 faizle para veriyor. Biz bunu yüzde 5'e düşürdük. 59 nireee, 5 niree...
İkide bir Türkiye en borçlu ülke diyorlar. Bunlar hesap kitap da bilmiyor. gürçlü olduğumuz için ekonomide dünyanın sayılı ülkeleri arasında oldu. Yoksa seni G20'ye alırlar mı? İnşallah daha iyi olacağız.
Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi
Biz bugüne kadar kimse ile milletin menfaatleerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik, alçalmadık. Normalleşen bir Türkiye'de şiddetin çözüm olmadığı anlaşılmıştır. bizim Türk milleti kavramımız, türkiye'de ne kadar etnik kimlik varsa hepsi bu kavramın içindedir. Yeni anaysada da bu anlayış olacak. Kürt kardeşie diyorum ki, sakın siyasi kürtçülük yapma, Türk kardeşime de aynı şeyi söylüyorum. Hepsine söylüyorum, çünkü biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Bugüne kadar hangi Başbakan bir Kürd'e Kürt kardeşim dedi. Çünkü bizde asimilasyon politikalrı yok. Tayyip Erdoğan'ı yaratan Allah Güneydoğu'daki Kürt Mehmet'i de yarattı. Seveceğiz birbirimizi, Allah için seveceğiz. Bu ülkenin yüzde 99'ı Müslüman değil mi? Hepimiz İslam kardeşiyiz.
Doğu'da, Güneydoğu'da 40 katrilyonluk yatırım yaptık. Batı'da ne varsa Doğu'da da olacak dedik. Etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik, yapmadık.
© Tüm hakları saklıdır.