Gündem

Başbakan Yıldırım: Türkiye, Hollanda'daki seçimlere ayar verdi!

"Avrupa'da 'evet' demek yasak 'hayır' demek serbest"

16 Mart 2017 17:17

Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağına iniş izin vermemesi üzerine başlayan krizle ilgili "Bu zorbalık, bu yasakçı zihniyet Avrupa için kara bir lekedir." ifadelerini kullanarak "Türkiye büyük bir devlet. Artık Avrupa bile siyasetini Türkiye'ye göre yapıyor. Bakın Türkiye, Hollanda seçimlerine de ayar verdi. Bir kez daha ırkçılığı Avrupa'da frenledi." dedi.

"Avrupa'nın gerçek yüzünü 1 haftadük gördük" diyen Yıldırım, "Almanya'sı, Hollanda'sı, İsviçre'si. Mesele Türkiye olunca nasıl diktatörleştiklerini, nasıl yasakçı bir uygulamaya geçtiklerini gördük değil mi? Bunların ifade özgürlüğünden, insan haklarından anladığı bu kadar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni öngören 16 Nisan'daki referandum kapsamında Çankırı'da konuşan Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:

"15 Temmuz gecesi siz bu meydandaydınız. Ben de hemen yukarıda Ilgaz'daydım. Ilgaz'da bu alçak darbe girişimini önlemek için gerekli talimatları oradan verdim. Dolayısıyla Çankırı'nın benim için özel bir anlamı var. Çankırı, ikinci Kurtuluş Savaşı'nın verildiği yerdir. Türkiye'nin tapusunun sahibidir. Sevgili Çankırılılar, FEÖ, PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele veriyoruz. "FETÖ'nün inine gireceğiz" dedik, girdik. Şimdi kaçacak delik arıyorlar. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, eninde sonunda adalete hesap verecekler. Şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını verecekler. PKK bölücü terör örgütünün de mağaralarını, inlerini başlarına geçirdik. Kazdıkları o çukurdan çıkamadılar. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere bu ihanete bütün millet karşı çıktı. 

Terör neredeyse, ister yurt dışında, ister yurt içinde oralara gideceğiz, inlerini başlarına geçireceğiz. Suriye'de Fırat Kalkanı ile başarılı bir operasyon yapıp DEAŞ terör örgütünü nasıl yo ettiysek, diğerlerini de aynı şekilde halledeceğiz. Birileri teröristlerle iş tutabilir, ama Türkiye Cumhuriyeti terörle asla iş tutmayacak kadar büyük bir devlettir. Bizim terörle mücadelemizin ülke güvenliği açısından olduğu kadar bölge güvenliği ve dünya barışı için önemi büyüktür.

Değerli kardeşlerim, bazı ülkeler var. "Avrupa değerleri" diyor, "insan hakları" diyor, "Özgürlük" diyor. Diyor da diyor. Ama onların gerçek yüzünü son bir haftada gördük. Almanya'sı, Hollanda'sı, İsviçre'si... Mesele Türkiye olunca nasıl diktatörleştiklerini, nasıl yasakçı bir uygulamaya geçtiklerini gördük değil mi? Bunların ifade özgürlüğünden, insan haklarından anladığı bu kadar.

 

"Türkiye, Hollanda'daki seçimlere ayar verdi"

 

Ey Hollanda, ey Almanya; özgürlükçü görünüp yasak uygulamak size yakışıyor mu? Teröristleri koruyup kollayacaksınız, bakanlarımız geldiğinde de yolunu keseceksiniz, konuşturmayacaksınız. Orada yapılanları görüp bakanlarımıza destek olmaya gelen soydaşlarımızın üzerine de atlarınızla, itlerinizle yürüyeceksiniz. Bu zorbalık, bu yasakçı zihniyet Avrupa için kara bir lekedir. Hiç merak etmeyin. Türkiye büyük bir devlet. Artık Avrupa bile siyasetini Türkiye'ye göre yapıyor. Bakın Türkiye, Hollanda seçimlerine de ayar verdi. Bir kez daha ırkçılığı Avrupa'da frenledi.

Türk düşmanlığı, İslam korkusu sizi bir yere götürmez. Onun için de bölgesel barış, küresel kardeşlik için görüş farklılıklarını bir kenara bırakacağız. Çünkü biz aynı yaratanın kullarıyız. Şunu Avrupa'nın bazı ülkeleri hiç unutmasın; bu yapılanları bir kenara yazdık. Gerektiği zaman, gerekli karşılıklar da verildi. Verilmeye devam edecek. Bu baskıcı tutuma en güzel cevabı siz, Çankırı, 16 Nisan'da vermeye hazır mısınız? Eminim ki Avrupa'da yaşayan 5 milyon kardeşimiz de bunları takip ediyor. Onları sakin olmaya, kışkırtmalara aldırış etmemeye davet ediyorum. Değerli gurbetçi kardeşlerim, vereceğiniz cevap seçiminiz olsun. 16 Nisan'da vereceğiniz cevap, Avrupa için ibret olsun. 

Ey Hollanda, Rotterdam oradaysa Çankırı burada. Yarenler diyarı burada. 16 Nisan'da büyük Türkiye'nin önünü açmaya hazır mıyız? 16 Nisan'da yeni bir diriliş, yeni bir yükselişe var mıyız? (Evet sesleri)

 

"Kemal Kılıçdaroğlu sazı almış eline, ağzına geleni söylüyor"

 

Değerli Çankırılı kardeşlerim. Bazıları bu değişimi istemiyor. (Başbakan Binali sesleri) Sağ olun, Allah razı olsun. Niye bu değişimi istemiyorlar? Onlar hep değişimden korktular. Değişim demek, gelişmek demek. Kalkınma demek. Daha fazla büyüme demek. Daha fazla fabrika demek, daha fazla iş demek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, şahısların meselesi değil, memleket meselesidir. Sen ben meselesi değil. "Bu sistem Recep Tayyip Erdoğan için" diyorlar. Buradan söylüyorum, bu sistem değişikliği Erdoğan için değil, her doğan içindir. Her doğan içindir. Peki, bu değişiklikle ne olacak? Ortalıkta yalan yanlış, bilgi kirliliği dolaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu sazı almış eline, ağzına geleni söylüyor.

Ama söyledikleri hiçbir işe yaramaz. Bugüne kadar tek bir şeyi doğru söyledi, onun için teşekkür ediyorum. Bir radyo programında, "Bu sistem değişirse ve cumhurbaşkanı ile başbakan ayrı partiden olursa, anlaşamazlarsa ne olacak?" dedi. Uyan da balığa gidelim, uyan uyan. Zaten bunun için bu değişiklik yapılıyor. Yardımcısı da diyor ki, "Anayasa değişikliğini tersinden bile okur". Doğru, tersinden okumuş. Bizim anlatmaya çalışıp da anlatamadığımızı Kemal Bey en iyi şekilde anlattı. Bir eksiği kaldı, artık Hayır kampanyasını bırakıp bizim kampanyaya dahil olsun. Ona da yer var, ona da yer var. Aslında vatandaşlarımızın bununla bir problemi yok. Kişi başı milli gelirin 10 sene sonra 30 bin dolarlara çıkmasından bir rahatsızlığı yok. Türkiye'nin parmakla gösterilen ülkeler arasına girmesinden bir rahatsızlığı yok. 

 

"Gençler geleceğimizdir".

 

Bu sistemde, yüzde 50'nin altında oy alırsa hükümet kurulmuyor. Mutlaka sandığa giden vatandaşlarımızın yarısından bir fazlasının evet demesi lazım. İki tane sandık gelecek önünüze. Birisi cumhurbaşkanı, biri milletvekili seçimi. Aynı anda olacak, biri yazın biri kışın yok. Bir sefer sandığa gideceksiniz, kararınızı vereceksiniz. Seçim bitecek, geçim devam edecek. Burada karar verdiniz, sandıklar açıldı. Cumhurbaşkanını seçtiniz. O andan itibaren hükümet başladı. 5 yıl boyunca işler yapılacak.

Eğer böyle olmazsa, şu Ilgaz Tüneli nasıl yapılır? Yapılabilir mi? 100 senedir yapıldı mı? Allah'tan sizin iktidarınız, AK Parti geldi de yaptı bitirdi. Ama daha fazlasını yapacağız. Gençler sadece bayrak mı sallayacak? Siyaset de yapacak, ülkenin problemleriyle de ilgilenecek. Bunlar gençlere güvenmiyor. Biz de diyoruz ki, "Gençler geleceğimizdir". Onun için siz her şeye layıksınız. Onu için 18,19,20,21,22,23,24 yaşlarını bitirinceye kadar 9 milyon insanımıza siyasetin kapısını açıyoruz. Hayırlı olsun. Buna karşı çıkanların da hesabını 16 Nisan'da vereceğiz değil mi? Efendim bir de diyorlar ki "550 milletvekilini niye 600'e çıkarıyorsunuz, fuzuli amsraf oluyor". Sen bunu söyleyeceğine, bir tane milletvekilin bir senede 1 milyon 200 bin lira fatura çıkardı. O ödenmeseydi 14 milletvekilinin bir yıllık maaşı ödenirdi. Bırak bunları, millet yemez bunları. 

AK Parti çalışa çalışa milletin önüne gidiyor, onlar konuşa konuşa gidiyorlar. Onlar konuşur. Biz laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarak bugünlere geldik. Hizmet ederek, Türkiye'ye dünyanın en büyük eserlerini kazandırarak geldik. Yeni sistemde istikrar var, güven var, güçlü Meclis var, güçlü yönetim var. İkide bir seçim yok, beş senede bir seçim var. Çok iyi çalıştıysan bir dönem daha seçiliyorsun. Üçüncüyü istiyorsa yok kardeşim, yeter. Yeni biri gelsin. "Her şeyi tek adam yapacak" diyorlar.

Ya siz nerede iki tane cumhurbaşkanı gördünüz? Aksu Mahallesi'nin muhtarı bir tane ya, CHP diyor ki "Yetmez, iki tane seçelim" diyor. "Cumhuriyet Mahallesi'nde iki tane muhtar yetmez, dört tane muhtar olsun" diyor. Sanki İstanbul'u fethetmeye gidiyor. Bunlar pusulayı yitirmiş vaziyetteler. Bunlar HDP ile sıkı fıkılar ya, eş başkanlığa kafayı takmışlar. Hadi sizin için uygun olabilir, ama millet bunu istemiyor. Millet diyor ki, "Cumhurbaşkanı tek olacak, millet de patron olacak". Patronun millet olduğu yerde tek adam olur, padişahlıkla, diktatörlükle bunu karıştırmayın. 

Olmaz bir şey. Bu sistemde yargı da bağımsız Yargı da tarafsız. Kardeşim yeni sistemde cumhurbaşkanı Meclis'i feshedecekmiş. Yıldızlı, kuyruklu yalan. Ne var? Yeni sistemde Meclis ve cumhurbaşkanı... Ya biz de avaz avaz, bağıra bağıra anlatmaya çalışıyoruz. Çankırı bitirmiş işi bitirmiş. Ben burada kesiyorum. Bundan sonrası fuzuli. 

Bakın Çankırı'ya Japonlar bir büyük fabrika kurdular. Bu fabrika 2 milyara yapılacak. İş, aş temin edecek. Dolayısıyla Çankırı gittikçe Türkiye'nin üreten, ticareti gelişen bir merkezi haline geliyor. Şu Çankırı-Ankara yolunu bir hatırlayın, nasıldı? Şimdi nasıl. Kaymak gibi yol oldu. Çankırı'dan Ilgaz'a giden o dağı hatırlayın. 12 tane viraj, inerken başınız dönüyordu. Şimdi nasıl? Kaymak gibi. Şimdi Ilgaz Dağı "Geçemezsiniz" diyor. İsterse müsaade etmesin. "Deler geçeriz" dedik, geçtik. 

Çankırı'da hastane yetersiz kalmış. Çankırı'ya yakışır güzel bir hastaneyi de inşallah yapacağız. 2 bin 500 kişilik Orhan Saka Spor Salonu olmak üzere 13 spor tesisi yaptık, Çankırılının hizmetine verdik. 2007'de üniversite kurduk mu? 14 bin öğrencisi var. Daha da artacak. Biz Çankırı'yı ihmal edenlerden, unutanlardan olmadık. 2002'de güzel Çankırı'da sadece 18 kilometre yol vardı. Plakası kadar. 15 yılda bunun üzerine tam 218 kilometre yol yaptık. Helal olsun. Tam 12 kat. Tam 12 kat. Çankırı'yı Ankara'ya, Karabük'e bölünmüş yolla bağladık mı? Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Doğu ile, Batı ile, Kuzey ile, Güney ile milleti kardeş yaptık. Yolları böleriz, Türkiye'yi böldürtmeyiz. 139 yıllık hayal, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli'ni açtık, Çankırı'yı Kastamonu'ya, Ankara'ya komşu yaptık. O 61 dönüm araziyi sulamaya açtık. Barajlar yaptık, tesisleri bitirdik. 540 milyon tarıma, hayvancılığa destek verdik. Çankırı'ya hizmetlerimiz bundan sonra da devam edecek. Kurşunlu Devlet Hastanesi, TOKİ konutlarının yapımlarına devam ediyoruz. Çankırı'ya beş baraj daha yapıyoruz.