Gündem

Başbakan Tayyip Erdoğan'la gazeteci İrfan Aktan!

12 Haziran 2010 03:00

T24 - Hasan Cemal, PKK ile ilgili bir haberinin Express dergisinden yayımlanmasının ardından "terör örgütü propagandası yapmaktan" 15 ay hapse mahkûm olan gazeteci İrfan Aktan'ın cezası üzerine Başbakan Erdoğan'a seslendi. Başbakan'ın da şiir okuduğu için hapis yattığını hatırlatan Cemal, kendisinin de Kandil'e çıkıp söyleşi yaptığını ancak yargılanmadığını yazdı. Hasan Cemal, Başbakan ve Aktan'ın ifade özgürlüğünün çiğnenmesinin mağduru olduklarının belirterek 11 yıl önce 4 ay hapis yatmış Başbakan'a "değişen nedir?" diye sordu.


Hasan Cemal'in Milliyet gazetesindeki köşesinde kaleme aldığı "Başbakan Tayyip Erdoğan'la gazeteci İrfan Aktan!" (12 Haziran 2010) başlıklı yazısı şöyle:



Başbakan Tayyip Erdoğan’la gazeteci İrfan Aktan!



Tayyip Erdoğan, İrfan Aktan... Biri başbakan, biri gazeteci... Tayyip Erdoğan bir şiir okudu, hapis yattı.
İrfan Aktan bir haber yazdı, hapse mahkum oldu.
1999 yılı Aralık ayı.
Tayyip Erdoğan bir gün Siirt’te kürsüye çıktı, Ziya Gökalp’ten duygu ve öfke dolu bir şiir okudu.
Hakkında dava açıldı, “halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmak”tan... Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı, 10 aya mahkum oldu. Pınarhisar Cezaevi’nde dört ay yatıp çıktı Tayyip Erdoğan.
İrfan Aktan, gazeteci.
Geçen yıl Eylül ayında dağa gitti, bazı PKK’lılarla görüştü.
‘Demokratik açılım’ın Habur gösterisiyle çıkmaza girdiği günlerde PKK’nın nabzını tutup Express dergisinde yazdı.
Zamanlaması iyiydi.
Hasan Cemal de, İrfan Aktan’dan dört ay önce Kandil’e çıkıp PKK’nın dağdaki lideri Murat Karayılan’la görüşüp bu köşede yazmıştı.
Ona dava açılmadı.
Ama İrfan Aktan’a açıldı.
Ve 15 ay hapse mahkum oldu, terör örgütü propagandası yapmaktan dolayı...
İrfan Aktan savunmasında şöyle diyordu:
“Örgüt mensuplarıyla yapılan mülakatlar, örgütün propagandasından tamamen uzak, olay ve olgular hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye yöneliktir.
Aksi takdirde biz gazeteciler, yaklaşık 30 yıldır Türkiye’yi kasıp kavuran bir hadise hakkında haber ve analiz yapamaz, bilgi aktaramaz duruma geliriz.
Davaya konu olan makalemizin hiç bir yerinde şiddet,tedhiş, ülkenin bütünlüğüne yönelik faaliyetler övülmemiş, yüceltilmemiş; aksine, bu faaliyetlerin sonlanıp sonlanmama ihtimalleri analize tabi tutulmuştur.”
İrfan Aktan, gazeteci, savunmasını böyle yapıyor.
Ben de katılıyorum bu savunmasına.
Ya siz, Sayın Başbakan;
Paylaşıyor musunuz ya da paylaşır mısınız böyle bir savunmayı?..
Siz bir şiir okudunuz, hapis yattınız.
Şimdi bir gazeteci, haber yazdı, hapse mahkum oldu.
Siz şiir okumaktan hapsi boyladınız.
Gazeteci, haber yapmaktan -Yargıtay da onarsa- hapsi boylayabilecek.
Her iki durumda da ifade açıklama özgürlüğü çiğnenmiş oluyor.
Yani demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri ölümcül darbe alıyor.
Sayın Başbakan;
Siz bunun acısını 11 yıl önce çektiniz.
O günden bu yana ne değişti?
Biliyorum, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde önemli adımlar atıldı demokratikleşme konusunda.
Ama yine de sormak zorundayım, değişen nedir diye...
Çünkü İrfan Aktan, gazetecilik yapmaktan, haber yazmaktan dolayı hâlâ hapse mahkum olabiliyorsa, değişen nedir diye sormak en doğal hakkımız.
Vatandaş Tayyip Erdoğan, bir şiir okudu diye hapis yattı.
Gazeteci İrfan Aktan, bir haber yazdı diye hapis cezasına mahkum oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan acaba gazeteci İrfan Aktan’ın durumuyla ilgilenecek mi, en azından empati yapabilecek mi?
Bilemiyorum.
Yoksa insan ‘yüksek yerler’e çıkınca, böyle konular kendi ilgi alanından uzaklaşıyor mu?..