Gündem

Erdoğan'ın 'barış için bir adım bekliyorum' dediği annelerden tam destek

Evlatlarını kaybeden anneler, başka annelerin aynı acıyı yaşamaması için sorunların şiddetle çözülemeyeceği düşüncesiyle atılan adımlara destek verdiklerini dile getirdi

11 Mart 2013 15:21

Mezopotamya Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA-DER) Yönetim Kurulu Üyesi ,örgüt üyesi oğlunu kaybeden Emine Özbek, başka annelerin de aynı acıyı yaşamaması için 'sorunların şiddetle çözülemeyeceği' düşüncesiyle atılan atımlara destek verdiğini söyledi.

Çocuklarının hepsini insanlara faydalı birer birey olsunlar diye üniversitede okuttuğunu ifade eden Özbek, oğlunun üniversite eğitiminin ardından 1999 yılında terör örgütü PKK'ya katıldığını, 2 yıl önce de ölüm haberini aldıklarını belirtti.

"Devletten fazla bir şey istemiyoruz, isteğimiz eşitlik ve demokrasi" diyen Özbek, Çanakkale savaşında ülke için birlikte mücadele verildiğini ifade etti.

Özbek, bu acıların sona ermesi için süreci canı gönülden desteklediğini vurgulayarak, şöyle dedi:

"Bu vatanı birlikte kurtardık. Artık Kürtler ve Türklerin bu acısı dursun. Gözyaşının Türk'ü Kürt'ü olmaz. Evlatlarımızı kaybetmek ne Türk ne de Kürt annelerinin suçu. Sistem bizi karşı karşıya getirdi. Ama Türkiye büyük, Kürtlere de Türklere de yeter. Yeter ki eşitlik olsun. Keşke Kürt, Türk annesi el ele versek de bu kanı durdursaydık. Devlet izin verirse biz analar bu kanı durduracağız. Anneler olarak bir araya gelmeye hazırız. Şehit annesi bir adım gelse ben 10 adım giderim. Başka evlatlar ölmesin, başka analar ağlamasın. Benim bir oğlum gitmiş, ikincisi gitmesin, bir asker gitmiş ikincisi gitmesin. En çok biz analar istiyoruz bu sorunun bitmesini."

 

'Birlik olursak barış zor değil'

 


MEYA-DER Yönetim Kurulu Üyesi Rahime Tutan, kardeşinin üniversite okurken 1990 yılında örgüte katıldığını, 1999 yılında öldüğünü dile getirdi.

Tutan, acıların son bulması için süreci desteklediklerini bildirerek, "O benim kardeşim değil, evladımdı. 88 yaşındaki annem hala evladını kaybettiğini kabullenemiyor, her namaza durduğunda, 'evladımı görmeden Allah canımı almasın' diyor. Ekmek ve suya nasıl ihtiyaç varsa, barışa da Kürt ve Türk halkının ihtiyacı var. Bu sorunu kendimiz çözelim."

 

'Bu memleketin evladıyız'

 


Sözlerine, "doğduğum günden beri zor yaşadım" diyerek başlayan Diyarbakır 78'liler Derneği Onursal Başkanı Sakine Arat, Hani ilçesinden çocuklarını okutabilmek için 1975 yılında Diyarbakır'a taşındıklarını ifade etti.

Arat, şunları kaydetti: "Olaylar nedeniyle kazandığı halde üniversiteye gidemeyen oğlum Cemal uzun süre cezaevinde kaldı, idamla yargılandı. Tacettin de cezaevinde gördüğü işkence ve onur kırıcı muamelelerden dolayı örgüte katıldı. Ağabeyinin ölümüne dayanamayan kızım intihar etti. Oğlumun da vefat ettiğini söylediler. Askerden dönen oğlum da kayboldu. Ölü mü sağ mı bilmiyorum. Bir oğlumu da trafik kazasında kaybettim."

"Bu memleketi birlikte kurtardık. Dilimiz Kürt, dinimiz İslam'dır. Bu memleketin evladıyız" diyen Arat, yapılacak tek şeyin barış olduğunu belirtti.

 

'Barışı yapan adamın ellerini öperim'

 

"Bu analara acıyın. Bu savaş bitsin artık. Türk, Kürt kardeşiz, biz kan kardeşiz" diyen Arat, şunları söyledi:

"Başbakan barış yapmak isterse olur. Analar hep barıştan yana ve hep ellerini havaya kaldırıp Allah'tan barış istiyor. Allah'ım bir barış olsun evlatlarımın mezarına gidip, 'artık barış oldu, herkes evinde rahat' deyip, başımı mezara koyup öleyim orada, başka bir şey istemiyorum. Başbakan eğer bu sorunu çözmek, barış yapmak isterse ben şerefim üzerine söz veriyorum; acılı anaları arkama alır kapı kapı dolaşıp Başbakan için çalışırım. Yeter ki aldatma, oyalama olmasın. Barış olursa bu barışı yapan adamın ellerini öperim."

 

'Barış ve huzur istiyoruz'

 

Diyarbakır Şehit Aileleri ile İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne (YURT-SAV) üyesi Müşfika Avcı, oğlu Lezgin Avcı'nın vatani görevini yaparken 18 yıl önce şehit olduğunu, oğlunun öldüğünde 7 aylık damat olduğunu belirtti.

Avcı, acısının ilk günkü gibi taze olduğunu ifade ederek, "Artık huzur ve barış istiyoruz. Her gün çatışma, kan ve kayıp haberleri duymak bizi üzüyor. Hepsi bizim çocuklarımız. Olan oldu, bundan sonra barış ve huzur istiyoruz" dedi.

YURT-SAV üyesi Şöhret Gülter, 5 yıl önce askerdeki oğlunu kaybettiklerini anlatarak, başka annelerin de evlat acısı görmemesi için her zaman barış istediklerini söyledi.

Sürece her zaman destek vermeye hazır olduklarını ifade eden Gülter, "Hep dua ediyoruz bu kanın durması, barışın gelmesi için. Her ölüm haberinde sofrayı kaldırıyoruz, çünkü boğazımızdan yemek geçmiyor. Başbakanın bu işe çözüm bulmasını istiyoruz" diye konuştu.