Dünya

Başbakan May'den Brexit için 'erteleme dahil' üç aşamalı yeni takvim

May, son anlaşmayı 12 Mart tarihine kadar milletvekillerinin oylamasına sunma sözü verdi

27 Şubat 2019 07:49

BBC Türkçe

İngiltere'nin AB'den ayrılış tarihine bir aydan aydan biraz daha fazla süre kala, Başbakan Theresa May, partisi içinden yükselen toplu istifa tehdidi karşısında, "anlaşmasız ayrılığı" ortadan kaldırabilecek yeni bir yolu Parlamento'ya sundu.

May, Brexit'in kısa bir süre ertelenmesini milletvekillerine soracağını açıkladı.

Ana muhalefet İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn de koşullarının karşılanmaması durumunda "yeni referandum" yönünde pozisyon almış durumda.

Theresa May, Salı günü parlamentoda yaptığı konuşmada, elindeki son anlaşmayı 12 Mart tarihine kadar milletvekillerinin oylamasına sunma sözü verdi.

Peki eğer Başbakan May, bu oylamada da anlaşmayı Meclis'ten geçiremez ise takvim nasıl ilerleyecek?

3 aşamalı yeni takvim

İlk adım olarak AB ile belli konularda yeniden müzakere etmeye çalıştığı anlaşmanın nihai hali 12 Mart'ta parlamento onayına sunulacak.

Parlamentonun buna onay vermemesi halinde, hükümet AB'den anlaşma olmaksızın ayrılma önergesini en geç 13 Mart'ta milletvekillerinin oyuna sunacak.

Parlamento anlaşmasız ayrılmaya onay vermediği takdirde Brexit'in kısa süreliğine ertelenmesini öngören taslağı kabul edip etmedikleri 14 Mart'ta milletvekillerine sorulacak.

Başbakan May, İngiltere'nin planladığı şekilde 29 Mart'ta AB'den ayrılmasının hala mümkün olduğunu söylüyor. Ayrıca Brexit ertelemesinin Avrupa Parlamentosu seçimleri nedeniyle Haziran sonunu aşmaması gerektiğini vurguluyor.

Peki yeni referandum ihtimali gerçekleşirse halka ne sorulacak?

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, AB ile "kapsamlı bir gümrük birliği" ve 'ortak pazara yakın bir işbirliğini" içeren kendi Brexit planlarını gelecek Çarşamba günü parlamento onayına sunacaklarını açıkladı.

Corbyn partisinin hazırladığı Brexit planının onaylanmaması halinde, "ülkeye zarar verecek Muhafazakar Brexit"i önlemek amacıyla", yeniden referandumu desteklediklerini açıklamış durumda.

Ancak bu referandumda halka neyin sorulacağı henüz netlik kazanmış değil.

İşçi Partili milletvekillerine dağıtılan bir açıklama metninde, referandumda, "AB'den ayrılma ve üyeliğin devamı" seçeneklerinin de olması gerektiği ifade ediliyor.

Neden yeni referandum?

Muhafazakar Parti gibi İşçi Partisi'nde de Brexit konusunda fikir birliği bulunmuyor. Partili milletvekillerinin birçoğu İngiltere'nin AB üyeliğinin devamından yana.

Ancak 2016 Haziran'ında yapılan Brexit referandumunda seçmenlerin yaklaşık yüzde 52'si AB'den ayrılma yönünde oy kullanmış ve parti bu sonucun gereği olarak, Gümrük Birliği ve Ortak Pazar ilişkilerini bir şekilde devam ettirecek bir anlaşma ile AB'den ayrılmayı savunmuştu.

Fakat bazı milletvekilleri referandumdan bu yana çok şeyin değiştiğini ve May'in sunacağı anlaşmanın parlamentoda onaylansa bile yeniden halk oyuna sunulması gerektiğini savunuyor. Bazıları ise yeni bir referandumun halkın iradesini hiçe saymak anlamına geleceğini söylüyor.

Partinin 2018 sonbaharında yaptığı yıllık olağan kongresinde, Brexit planının bir parçası olarak erken seçimi zorlama, bunun olmaması halinde ise yeni bir referandum da dahil diğer seçenekler için girişimde bulunma kararı alınmıştı.

Erken seçim önerisi geçen ay parlamentoda yapılan oylamada reddedildi.

İki lider de parti içinden büyük baskı altında

Corbyn, tıpkı Theresa May gibi kendi partisi içinden Brexit konusunda sıkıştırılıyor.

İşçi Partisi içinden dokuz milletvekili, parti liderliğinin ikinci referandum konusunu yeterince gündeme getirmemesini de gerekçeler arasında sayarak istifa etmiş ve sekizi Bağımsızlar Grubu'nu kurmuştu.

Sonrasında Muhafazakar Parti'den istifa eden üç milletvekili de bu gruba katıldı.

11 üyeli bu yeni grup, Parlamento'daki üç partinin de desteği ile ikinci bir referandum için hazırlanılması çağrısı yaptı.

Yeni referandum ihtimali gerçekçi mi?

BBC'nin politika muhabiri Iain Watson, İşçi Partisi'nin referandum savunusunun, nasıl şekil alacağının net olmadığını söylüyor. Watson'a göre "İtibarlı ayrılma seçeneği"nin ne olduğu da net değil.

Bu konuda nihai pozisyonun May'in anlaşmasının Parlamento'da oylanacağı 12 Mart tarihine yakın bir zamanda belirlenmesi bekleniyor.

Ayrıca referandum kararının Parlamento'dan geçip geçmeyeceği belli değil. Corbyn'in yanı sıra bazı gölge kabine üyeleri de buna pek sıcak bakmıyor.

AB'den ayrılma yönünde oy kullanmış seçim bölgelerinden gelen milletvekillerinin yeni bir halk oylamasına ne kadar destek verebileceği de tartışmalı.

Ancak AB'den ayrılma tarihi olan 29 Mart yaklaştıkça ortada hala onaylanmış bir anlaşma olmaması durumunun, yeni bir referandum yönünde halk desteğini artırabileceği öngörülüyor.

Yeni bir halk oylaması için kampanya yürütenler, İşçi Partisi'nin referandum desteğini bu nedenle önemli görüyor.

Fakat bu destek yeni bir referandumun kesin olarak yapılacağı anlamına gelmiyor.

Muhafazakar Parti'den yeni istifa tehditleri

Başbakan May bir süredir 29 Mart tarihinin uzatılması için kendi partisi içinden de büyük baskı altında. Dahası Muhafazakar Parti'de de "sert Brexit" yanlıları ile AB anlaşmasının yeni bir referanduma sunulmasını isteyen milletvekilleri arasında bölünme var.

Geçen hafta Muhafazakar partili üç milletvekili, parti yönetiminin Brexit yanlılarına fazla taviz verdiğini ve Brexit anlaşmasının yeniden halk oyuna sunulması talebiyle partiden istifa etmiş ve İşçi Partisi'nden istifa eden milletvekillerinin kurduğu Bağımsızlar Grubu'na katılmışlardı.

Ayrıca kabine ile yakın çalışma yürüten altı bakan yardımcısı gazetelere yazdıkları iki ayrı mektupta, anlaşma olmaksızın AB'den ayrılma seçeneğinin tümüyle ortadan kaldırılması ve gerekirse Brexit'in ertelenmesi talebini dile getirmiş, aksi halde istifa seçeneğinin gündemde olduğunu belirtmişti.

May'in AB ile vardığı anlaşma geçen ay parlamentoda tarihi bir yenilgi almıştı.

Milletvekillerinin en büyük kaygısı Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır sorununa geçici çözüm olarak sunulan 'backstop' üzerinde yoğunlaşıyor.

May AB ile bu sorunu yeniden müzakere edeceğini ifade etse de AB temsilcileri bu konuda atılabilecek yeni bir adım olmadığını söylüyor.