Politika

'Başbakan işsizliği bilmez'

CHP lideri Deniz Baykal: "Başbakan işten atılmanın ne demek olduğunu bilmez. İşsiz kalsa eşi, dostu yardımcı olur.

14 Mart 2009 02:00

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, "29 Mart'ta bahar temizliği yaparak Türkiye'yi yalanın, talanın, efendilerin elinden kurtaralım" dedi. Başbakan'ın kredi kartı borcu olanlar için 'dürüst gözle bakmam' sözlerini eleştirerek, "Başbakan işten atılmanın ne demek olduğunu bilmez. Çünkü işsiz kalmamıştır. İşsiz kalsa da eşi dostu var yardımcı olurlar" dedi.

Baykal, partisinin Kahramanmaraş'ta Hafız Ali Efendi Meydanı'nda düzenlediği mitingde partililere yağmur altında hitap etti.

Türkiye'nin ekonomisi tıkanmış, fabrikaları kapanmaya başlamış çiftçisi köylüsü borca batmış bir ülke haline geldiğini öne süren Baykal, şöyle konuştu:

"Türkiye'de son bir yılda bir milyon insan işini kaybetti. Bugün Türkiye'de sanayide çalışan 10 tezgahtan 4 tanesi çalışamaz hale geldi. O tezgahları kurmak için yatırım yapılmış. O tezgahlardan ekmek yiyen usta var, işçi var ve o tezgahlar kapandı. Bir milyon insan işine son verildi. Bu bir yıl içinde 500 bin insan borcunu ödeyemez hale geldi. Kredi kartını ödemeyen ferdi kredi aldı, onu da ödeyemez hale geldi.

Bir bankaya olan borcu diğer bankadan döndüremez hale geldiniz. Bir yerden patlak veriyor. Sadece Ocak ayında 138 bin kişi borcunu ödeyemez hale geldi. Bu borcunu ödeyemeyen insan bu memleketin insanı değil mi? Ahlaksız mı o? O kötü niyetli mi? Şimdi Başbakan diyor ki borcunu ödeyemeyenler dürüst değil. Başbakan işten atılmanın ne demek olduğunu bilmez. Çünkü işsiz kalmamıştır. İşsiz kalsa da eşi dostu var yardımcı olurlar. Kahramanmaraş'taki vatandaşım ne yapsın?"

AKP hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok para harcayan hükümeti olduğunu ileri süren Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü:

"En büyük parayı bu hükümet harcadı. Nereden geldi bu para? Borçla borçla. Bu milletin parasını harcadı. Bu hükümet 2002 yılında iktidara geldiğinde Türkiye'nin toplam borcu Atatürk, İnönü döneminden, Celal Bayar, Menderes dönemine, Süleyman Demirel dönemine, Özal dönemine, Erbakan dönemine gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin 80 küsur yılın toplam borcu 220 milyar dolar. Bunlar 7 yılda 280 milyar dolar borç yaptılar. Hani kalkınıyorduk, hani zenginleşiyorduk? Ne yapıldı peki bu ülkeye? TOKİ yatırımları, çift yol uygulamaları. Bu parayı izah etmeye yeter mi?"

“Teşkilatlı yolsuzluk”

Türkiye'nin bir gerçeği de yolsuzluklardır diyen Baykal, şunları söyledi:

"Türkiye'de hepimizin hayatını etkileyen konuların başında yolsuzluklar gelmiyor mu? Eskiden yolsuzluk şahsen yapılırdı. Bir kişi yolsuzluk yapardı. Haramzadenin birinin eline fırsat geçerdi. Şimdi öyle değil. O iş artık geride kaldı. Şimdi yolsuzluk teşkilatlı yolsuzluk. Şimdi şirketle yapılıyor şirketle. Şimdi dernekle yapılıyor. Şimdi mevzuatla yapılıyor, kanunla yapılıyor. İktidar himayesinde yapılıyor yolsuzluk. Türkiye buraya geldi. Deniz Feneri olayını biliyorsunuz değil mi?

İşte Deniz Feneri teşkilatlı yolsuzluk. Şirketleşmiş, dernekleşmiş yolsuzluk. Bunlara Bakanlar Kurulu toplandı dedi ki, 'el hak siz topluma millete yararlı derneksiniz' Böyle bir unvan verin ki bunlara devletin bütün kapıları açılsın. Arkasından bunlara dendi ki sizden vergi almamak lazım. Bu yolsuzluğu yapanlara vergi kolaylığı getirdi. Mehmetçi Vakfı'na tanınmayan vergi kolaylığını bu sahtekârlara tanıdılar. Kim yaptı bunu kim? Kimin imzası var bunun altında. Sorduk başbakana tanıyor musunuz bunu yapan adamı tanımıyorum falan demeye çalışır gibi oldu hemen ortaya çıktı ki çocukları bacanakmış."

“Millet gerçekleri gördü”

Artık milletin gerçekleri gördüğünü dile getiren Baykal şunları anlattı:

"Ekonomik sıkıntı, o zenginleştik kalkındık laflarının içinin boş olduğunu kof olduğu, göstermelik olduğunu, aldatmaca olduğunu ortaya çıkarttı. Millet yaşadı gördü. Herkes gördü. Yolsuzlukları da gördü. Onlar konuşulmasın istiyorlar. Bunlar dile getirilmesin istiyorlar. Dile getirenleri sindirmek istiyorlar. Bastırmak yıldırmak istiyorlar ama güçleri CHP'ye geçmiyor. CHP doğru bildiğini her yerde söylüyor. Başbakan ne yapıyor? İşi gücü bıraktı varsa yoksa Deniz Baykal. Gece Deniz Baykal'la yatıyor sabah Deniz Baykal'la kalkıyor.

Deniz Baykal şöyle, Deniz Baykal böyle. Yahu kardeşim sen işine bak. Sen işine bak sen ne uğraşıyorsun onla bunla. Deniz Baykal, İsmet Paşa. Ondan biraz daha geriye gidecek ama gidemiyor. Geliyor orada duruyor. Orada Atatürk var orada duruyor. Dursun orada dursun. Yok bilmem 80 sene önce nüfus kağıtlarının arkasına ekmek karnesi verilmiştir yazıyormuş. Yok 30 yıl önce petrol krizinde sıkıntı çekilmiş bunları anlatıyor. Sen 80 yılı bırak günümüze gel günümüze. Bugüne gel bugüne. Senin uyguladığın politika milleti ne hale getirdi? Sen ona bir bak. Millet çıldırıyor, çıldırıyor. Soyunup sokaklarda dolaşıyor. Arabasının başına geçip intihar ediyor insanlar. Her gün nahoş olaylar yaşıyoruz."

Yaşananların nereden kaynaklandığını biliyoruz diyen Baykal, "Bunun çaresi yok. Bunun çaresini siz inşallah seçimde bulacaksınız. Bunu siz tedavi edeceksiniz. El mi yaman bey mi yaman. Bunu görecek. Sen kimsin? Ali kıran baş kesen mi kesildin başımıza? Burası hukuk devleti kimler geldi kimler geçti. Sen Başbakan olabilirsin, sen başbakan oldun diye herkese hükmetme hakkın mı var. Başbakan olmak ayrı, adam olmak ayrı. Nice başbakanlar vardır ki adam olamamıştır. Ama nice başbakan olmayanlar vardır ki adam gibi adamdır. Önemli olan adam gibi adam olmaktır. Dürüst olmaktır doğru konuşmaktır" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ı televizyona canlı yayına davet eden Baykal, şöyle devam etti:

"Gel milletin karşısına çıkalım diyorum Hayır meydana gel diyor. İşte geldim. İşte Kahramanmaraş işte meydan. İşte CHP. Bana diyor ki sana eskort verelim sen de gel. Benim bir yere gitmem için eskorta ihtiyacım yok. Bakın Kahramanmaraş'a geldim yanımda koruma ordusu yok. Önümde panzer, arkamda asker yok. Normal vatandaşım kimden korkacağım kimden. Vatandaşa yalan söylemedim vatandaşa ihanet etmedim. Ben Kahramanmaraş'a anamın babamın evine gelir gibi geldim. O koruma çemberinin içinden çık gel beraber yürüyelim."

Elbistan'a il sözü de veren Baykal, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Başbakan Kahramanmaraş'a geldi. Başbakan'ın söylemediği bir şeyi ben söyleyeyim size. CHP iktidarında Elbistan özlediği hak ettiği il konumuna gelecektir. Bunu bilin. Şimdi ben bunu söyledim ya artık Elbistan'ın il olması kaçınılmazdır. Başbakan yakında Elbistan'a gelecektir ben il yapıyorum sizi. Aferin yap. Biz söyledik diye yapmamazlık yapma. 29 Mart'ta bahar temizliği yapalım. Bu baharı da 29 Mart'ta bir bahar temizliği yaparak tüm Türkiye'de hep beraber her yerde deneyelim. Bir yeni umut koyalım önümüze. Güzel günlere yönelelim hep beraber. Yeter artık. Türkiye'yi yalanın, talanın efendilerin elinden kurtaralım. Talanın, yalanın efendisi dönemi bitsin. Dürüstlük dönemi açalım. Halka hizmet dönemi açalım."