Politika

BAŞBAKAN ERDOĞAN IRAK'A GİDİYOR ANKARA (A.A)

27 Aralık 2010 17:00

-BAŞBAKAN ERDOĞAN IRAK'A GİDİYOR ANKARA (A.A) - 27.12.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çok kısa süre içinde önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu Irak'a göndereceğini, ardından da kendisinin Irak'a gideceğini bildirdi. Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği'nin Sheraton Otel'de düzenlediği ''2010 Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni''ne katıldı. Irak'ta çok ciddi, güneye doğru yeni yapılanmalar olacağını, Irak'ta riskler bulunduğunu belirterek, ''Ama ekonomi zaten risktir. Girişimcilik risktir, bu riski alarak buralarda hep beraber bazı adımları atarsak gelecek çok daha farklı olacaktır. Ben kısa bir zaman içerisinde Dışişleri Bakanımı Irak'a göndereceğim. hemen arkasından kendim büyük bir heyetle inşallah Irak'a gideceğim'' dedi. -''BİZE DÜŞEN YOL AÇMAKTIR''- Müteahhitlik firmalarının başarısının aslında Türkiye'nin itibarını, gücünü, vizyonunu, dış politikadaki başarısını somut olarak ortaya koyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: ''İş hacmindeki, ihracattaki, istihdamdaki artış Türkiye'ye olan güveni, Türkiye'nin tanınmışlığını sembolize ediyor. Her yıl bu ödül törenlerinde altını çizerek ifade ettim, bize düşen yol açmaktır, yoldaki engelleri temizlemektir. Bize düşen, Türkiye'nin itibarını artırmak, bölgesel ve küresel ağırlık merkezi haline getirmektir. Bize düşen istikrarı, güven ortamını korumak, Türkiye'ye olan güven katsayısını artırmaktır. Biz yoldaki engelleri kaldıracak, kapıları aralayacak, yol bulacak, yol bulamazsak yol açacağız. Sizler de o yollardan yürüyecek, o kapılardan girecek ve güvenle, huzurla işlerinizi yapacaksınız. Dış politikamızı bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenleri, hatta anlayıp da anlamazlıktan gelenleri görüyoruz. AB'ye katılım noktasındaki kararlılığımızı görmek istemeyenler, AB ile birlikte Ortadoğu başta olmak üzere farklı coğrafyalardaki işbirliği çalışmalarımızı kavramak istemeyenler var. Bunları da biliyoruz. Dış politikayı masa başında değerlendirmek mümkün değildir. Bu bir yaşam biçimidir. Bunu hazmetmeniz gerekir. Bu vücut diliyle anlatılır, vücut diliyle konuşulur. Bizde öyleleri var ki Türk dış politikasını dış basından, dışarıda çıkan yorumlardan takip ediyor, oralardan kaptığı kavramlarla, kasıtlı analizlerle Türk dış politikasını değerlendiriyor. Dış politikamızın etkisini, gücünü gideceksiniz dışarıda göreceksiniz. Zaman olur bir gülücük bir lideri ülkenize çeker ama bunun yürekten olması lazım, iç dünyanızdan gelmesi lazım. Zaman olur aynı masada bir yemeği paylaşmanız bir lideri ülkenize çekmenize, veya ülkenizin yetkililerini ülkesine çekmeye yeterli olur. İşte başarının sırrı burada yatmaktadır. Bunlar lafla olmuyor, yorumlarla falan olmuyor.'' -''KARDEŞLİK PEKİŞECEK, HUZUR VE İSTİKRAR PERÇİNLENECEK''- İstikrar ve güvenin herkes için olduğunu, herkesin onu muhafaza etmek, ona sahip çıkmak için üzerine titremesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:  ''Hükümet, ideolojiler üstü, çıkarlar üstü bir meselede milli birlik ve kardeşlik projesinde, özellikle siyaset kurumundan, özellikle medyadan ve özellikle de iş adamlarımızdan, iş adamları örgütlerinden yeterli desteği almalıdır diye düşünüyorum. Bu bir Türkiye meselesidir ve bütün Türkiye'nin bu meselenin çözümüne omuz vermesinden daha tabi bir beklentimiz olamaz. Zira, bundan hepimiz kazançlı çıkacağız. Millet, iş adamı, esnaf, memur, işçi, çiftçi, köylü kazançlı çıkacak, kardeşlik pekişecek, huzur ve istikrar perçinlenecek. Türkiye enerjisini başka meselelere değil, kalkınmaya, ilerlemeye büyümeye yoğunlaştıracak. Milli birlik ve kardeşlik projesini engellemek isteyenlerden daha fazla bunun gerçekleşmesini arzu edenlerin sesi çıkmalı. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlerden çok daha fazla, kardeşlik hukukunun gelişmesini isteyenler baskın çıkmalı. Gençlerin ölümünü kendileri için bir kazanç olarak görenlerden ziyade, gençlerin ölümünden acı duyanlar öne çıkmalı. 'Bekle-gör' anlayışı, 'Hükümet bir yapsın bakalım' anlayışı, terörden, gençlerin ölümünden rant sağlayanları teşvik eder, başka işe de yaramaz.'' Türkiye'nin güzel bir ivme yakaladığını, küresel ekonomik krize rağmen çok başarılı bir performans sergilediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin güçlenerek, büyüyerek geleceğe yürümek zorunda olduğunu, müteahhitlerin başarısının da bu noktada umutlarını çoğalttığını dile getirdi. Erdoğan, Kuveyt ve Katar'ı da ziyaret edeceğini belirterek, ''Orada liderlerle görüşmeleri sizlerle beraber inşallah yapacağız. İstiyorum ki onlarla yaptığımız ikili görüşmeleri, şimdi heyetlerarası görüşmelerle yapılanmada Türk müteahhitleri çok ciddi yer alsın. Sizler de ona göre ön çalışmaları başlatın'' dedi.