Ekonomi

Bankaların Marksizm yarışı

Küresel krizle birlikte bankalar Marksizm yarışına girdi. İş Bankası Kapital'i basıyor, Yapı kredi Hegel konferansı yapıyor.

31 Ekim 2008 02:00

Dünyada İncil'den sonra en fazla satan kitap olan Karl Marx'ın Kapital'i, küresel krizle birlikte bu yıl da çok satanlar listesinin zirveye oynuyor.

En önemli uluslararası kitap pazarı sayılan Frankfurt Kitap Fuarı'nda en çok satan kitap yine Kapital oldu. Marx, Türkiye'de de popülaritesini her geçen gün artırıyor. Öyle ki, Türkiye'nin iki büyük bankasının prestijli yayınevleri, kriz tedirginliğinin yaşandığı şu günlerde Marksizmin felsefi ve ekonomi politik kaynaklarına dair iki önemli projeye imza atmaya hazırlanıyor.

İş Bankası Kültür Yayınları, Marx'ın Kapital'inin 3 cildini yeniden basacak. Böylece ilk defa Kapital, Marksizme yakın duran yayınevleri dışında bir yayınevinden çıkmış olacak. Yapı Kredi Yayınları ise Marx'ın felsefi fikirlerinin dayanağını oluşturan Friedrich Hegel üzerine çok önemli bir uluslarası konferans düzenleyecek.

Marx, Kapital çıktığında hayal kırıklığı yaşamıştı

Karl Marx, marksist ideolojinin adeta "kutsal kitabı" sayılan Kapital'i yayımladığında, büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Geniş yankı uyandırmasını beklediği kitap sadece 1000 adet basılmıştır. Hiç bir yayın Kapital'e yer vermez, adeta yok sayılır. Marx, arkadaşı Friedrich Engels'e yazdığı mektupta yaşadığı hayal kırıklığını tek cümleyle özetler: "Eserim sükut suikastına uğradı." Yaşarken tanık olmadı ama ölümünden sonra Kapital, İncil'den sonra en fazla satan kitaplar arasına girdi. Ne var ki, bir soru daima akılları kurcaladı: Kapital sattığı kadar okunuyor mu?
Küresel krizin tüm dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde Karl Marx'ın kitapları yeniden popüler oluyor. Bu sadece satış olarak değil, Marx'ın fikirleri de marksist olmayanlar ve akademisyenlerin dışındaki kesimlerde merak uyandırmaya başlıyor. Örneğin; Türkiye'de iş dünyasının önde gelen isimleri "Marx haklı mıydı?" sorusunu rahatlıkla sorabiliyor. Kapitalizmin sonunun Marx'ın öngördüğü gibi olup olmayacağı, ekonomi ve finans kesimlerinin tartışmalarının doğal bir gündemi artık.

İş Bankası 3 ciltlik Kapitali yeniden basıyor

Krizin yarattığı bu enteresan iklimde Türkiye iki dikkat çekici projeye daha tanık olacak. Marx'ın çözümlemek için neredeyse tüm ömrünü verdiği kapitalizmin kaleleri sayılan bankalar, marksizme dair felsefi ve ekonomi politik kaynakları Türkiye'nin gündemine taşımaya hazırlanıyor.

İş Bankası Kültür Yayınları (İş Kültür), 2010 yılına dair projeksiyonuna Karl Marx'ın Kapital'ini aldı. Almanca orjinalinden çevrilecek olan eser, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi çerçevesinde okuyucuya sunulacak. Yayınevi yetkilileri, Kapital'i yayınlama kararının krizle bir ilgisi olmadığını, uzun süre önce belirlenen programın bir parçası olarak gündeme alındığını ifade etti. Yine de bugüne kadar marksizme yakın bir yayınevi olarak bilinen Sol Yayınları'nın çıkardığı Kapital'in, herkesin aklının krizde olduğu bir dönemde İş Bankası'nın bünyesinde çıkması ironik bir durum. Benzer bir hamle Türkiye'nin bir diğer prestijli yıyanevi olan Yapı Kredi Yayınları'ndan geldi. Yapı Kredi Yayınları'nın krizden çok önce planladığı Uluslararası Hegel Kongresi, tam da krizin kızıştığı bir döneme denk düştü. Marx'ın felsefi fikirlerini oluştururken referans aldığı ve Marksizmin çok önemli bir kaynağını oluşturan Hegel için düzenlenecek kongreye, dünyada "Hegel uzmanı" olarak tanınan 15 yabancı akademisyen katılacak.

Kriz şiddetini artırdıkça, elbette dünyayı yeniden anlama ve yorumlama çabası da hız kazanıyor. İlginç bir sosyal ve kültürel iklime sahip Türkiye'nin kriz boyunca nice dikkat çekici projeyi ortaya çıkarması sürpriz olmayacak gibi.

Karl Marx (1818-1883)

Komünizmin kuramsal kurucusudur. En çok Komünist Manifesto'nun giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımlarının tarihidir." Marx, bütün eski sosyoekonomik sistemlerde olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler yaratacağına inanırdı. Marx'ın felsefesinin dayanak noktası insanın doğası ve toplum içindeki yeridir. O'na göre tarihin tüm çelişkisi., üretim araçlarıyla üretim ilişkilerinin gelişimi arasındaki tezatlıktır. Hegel'in akıl üzerinden geliştirdiği diyalektiği toplumsal koşullara uygular. Hegel üzerine sözü ünlüdür: "Diyalektik Hegel'de başaşağı duruyordu. Onu ayakları üzerine dikmek gerekti."

Friedrich Hegel (1770-1831)

Batı felsefesinde idealizmin zirvesi olarak nitelenen Hegel'in düşüncesinin temelini diyalektik ve tarihsellik oluşturur. Bütün felsefesi boyunca insanın özünde tarihsel bir varoluşu bulunduğunu, tarihinse özgürlük bilincinin gelişimiyle özdeş olduğunu savunan Hegel, gerçek özgürlüğün üyelerinin birbirlerinin varlığını aynı ölçüde karşılıklı olarak tanıdığı, birbirlerine eşit derecede saygı gösterdiği bir toplumda yaşamak ile edinilebileceğini ileri sürmüştür. İnsanın tarihselliği ile özgürlüğü üstüne yapağı çok önemli vurgular yanında, başta "yabancılaşma" ile "diyalektik" kavramları olmak üzere birtakım felsefe kavramlarına getirdiği açımlamalarla Marksizmin oluşmasında mihenk taşıdır.

Kapital neyi anlatıyor

Ekonomi Politiğin Eleştirisi alt başlıklı Das Kapital, Karl Marx'ın en önemli yapıtlarından. Toplam üç ciltten oluşuyor. 2. ve 3. ciltler Marx'ın ölümünden sonra, dostu ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels tarafından notlarının düzenlenmesi sayesinde yayınlanabildi. Marx, Kapital'de öncelikle "kapitalist toplumun en küçük hücresi" olarak gördüğü "meta"nın çözümlenmesinden başlayarak, kapitalist üretim ilişkilerini bütün boyutlarıyla inceler. İkinci ve üçüncü ciltler ise yabancılaşma ve ekonominin uluslararasılaşması üzerine yoğunlaşır. Kapital'in ilk cildinin önsözünde yer alan cümle ise belki de en ünlü kitap ithaflarından birisidir: Anlatılan senin hikâyendir!