Aralık sonuna kadar 4 milyar dolarlık sendikasyon kredisinin geri dönüşünü yapmak zorunda olan bankalar, 1-1.5 milyar doları yenileyemeyecek. Yurtdışına yapılacak bu ödeme içerideki döviz likiditesini ve kuru da etkileyecek.
Bankalar, geçen yıl aldıkları sendikasyon kredilerinin geri dönüşleri için yoğun bir döneme girdiler. Şu anda yurtdışı piyasalarda sendikasyon kredilerini hangi ölçüde geri çevirebileceklerini araştıran bankacılar bu konuda son günlerde özellikle yurt dışında yoğun temaslar yapıyorlar. Bankaların kasım ayında 2 milyar dolar, aralıkta 1.8 milyar dolar olmak üzere önümüzdeki 2 ayda yaklaşık 4 milyar dolarlık sendikasyon kredilerinin geri dönüş zamanı geliyor. Yurtdışı piyasalarda sendikasyon kredilerini çevirmek için araştırmalar yapan bankacılar, bu miktarın ancak yüzde 60-70'nin çevrilebileceğini tahmin ediyorlar. Geriye kalan kısmını ise bankaların kredi aldıkları bankalara geri ödemeleri gerekecek.
Kurları da etkileyecek Dolayısıyla önümüzdeki iki aylık dönemde bankacılık kesiminin yurtdışına, net 1-1.5 milyar dolarlık geri ödeme yapması gerekecek. Bir başka deyişle, 4 milyar dolarlık kredinin 2.5-3 milyar doları için yeniden kredi alınabilecek. Kalanı ise nakit olarak ödemek zorunda kalınacak. Bu durum elbette içerideki döviz likiditesini yakından ilgilendirecek. Bankaların sendikasyon kredilerini geri çevirme oranlarında sağladıkları başarılar, doğrudan doğruya içerideki likiditeyi, dolayısıyla da kurları etkileyebilecek. Bilgi veren bankacılar bazı bankaların sendikasyon kredilerini geri çevirmede yüzde 50 oranında bile kalabileceklerini, bunun bir başarısızlık olarak algılanmaması gerektiğini söylüyorlar. Bu arada bazı bankaların sendikasyon kredilerinde geri çevirme oranlarını yüksek göstermek için, kendi paralarını da krediye katacakları yönünde spekülasyonlar da şimdiden piyasalarda konuşulmaya başladı.
20 bankanın 5'i yok olmuş
Bilgi veren bankacılar, bu sıkıntının Türk bankacılık sisteminin ya da tek tek bankaların performansından çok, dışarıdaki durumdan yani küresel krizin etkilerinden kaynaklandığını söylüyorlar. Bir bankacı "Ben kredi alamıyor değilim, bana kredi verecek banka kalmadı" diyor. Gerçekten de Türk bankalarının aldıkları sendikasyon kredilerine katılan banka sayısı daha önce örneğin 20 ise, yeniden tazelemek için piyasaya çıktıklarında bu bankaların 5'nin veya 6'sının piyasada artık kalmadığı görülüyor. Yurt dışında bu tür kredilere katılan bankaların bir bölümü kapandı, bir bölümü başkasıyla birleşti, bir kısmı ismini kaybetmiş durumda. Yani asıl zorluk dünya bankacılık sistemindeki yeniden yapılanmadan, daha doğrusu küresel krizden kaynaklanıyor. Bankacılar bu nedenle sendikasyon kredilerinin kritik bir duruma geldiğini söylüyorlar. Elbette dış ticaret işlemleri yoğun olan bankaların, sendikasyon kredileri daha çok bu tür işlemler için alındığı için, diğerlerine kıyasla daha rahat oldukları da bir gerçek.
Büyüklerin de eli sıkı Aslında sendikasyon kredilerindeki zorluk sadece bazı bankaların krizde yok olmasından da kaynaklanmıyor. Faaliyetlerine devam eden büyük bankaların da yıl sonu bilanço kaygısına düştükleri ve yıl sonunda sermaye yeterlilik durumlarını mümkün olduğunca yüksek seviyede göstermek için, son iki ayda yeni kredi vermeyip, mevcutları da tahsil etmek yoluna gittikleri söyleniyor. Bu bankalar yılbaşından sonra küresel krizin alacağı şekle bağlı olarak yeni yıl için yeni planlar yapmak istiyorlar. İşte büyük uluslararası bankaların bu kaygısı da doğrudan sendikasyon kredisi kullanan Türk bankalarını ilgilendiren bir kaygı haline geliyor. Yani mevcut uluslararası bankalar da sendikasyon kredileri konusunda mümkün olduğunca eli sıkı davranıyorlar. Özetle bankacılık sistemi küresel kriz konusunda ciddi bir sınava giriyor.
Sendikasyon kredisi nedir?
Özkaynak sorunu yaşamayan dünya bankalarının birleşerek daha küçük ölçekli bankalara uzun vadeli verdikleri kredilere denir. Çeşitli bankaların bir araya gelerek yüksek miktarda bir kaynağı sağlaması şekliyle oluşturulan kredi türüdür. Kredi verenler açısından risk oranının düşüklüğü nedeniyle cazip olurken, kredi kullananlar yönünden -özellikle ihracatın finansmanı için- uygun maliyetli bir kaynak oluşturur. Kredilerin faizi genellikle libor (londra bankalar arasi borclanma faizi) üzerine yüzde 0.5-1 gibi risk primi eklenmesiyle belirlenir. İç piyasada kim daha çok sendikasyon alabiliyorsa o banka daha ucuza kredi satabilir durumdadır. Bir bankanın sendikasyon kredisi alması, bankanın güvenilirliği açısın9dan da önemli bir gösterge sayılmaktadır.
BANKALARIN SENDİKASYON KREDİLERİNİN GERİ ÖDEME PLANI
Milyon dolar
Banka |
Vade |
Tutar |
TEB |
Kasım 2008 |
250* |
Finansbank |
Kasım 2008 |
900 |
Garanti Bankası |
Kasım 2008 |
700 |
Akbank |
Aralık 2008 |
550 |
Vakıflar Bankası |
Aralık 2008 |
500 |
Yapı Kredi |
Aralık 2008 |
700 |
TSKB |
Ocak 2009 |
40 |
Alternatifbank |
Ocak 2009 |
135 |
Bank Pozitif |
Şubat 2009 |
66 |
Akbank |
Şubat 2009 |
500 |
Türk Exim |
Mart 2009 |
250* |
Bank Asya |
Nisan 2009 |
86 |
İşbank |
Nisan 2009 |
900 |
TSKB |
Nisan 2009 |
105 |
Garanti Bankası |
Mayıs 2009 |
600* |
Akbank |
Haziran 2009 |
500* |
Vakıflar Bankası |
Temmuz 2009 |
750 |
Şekerbank |
Temmuz 2009 |
80,5 |
Tekstilbankası |
Ağustos 2009 |
266 |
Şekerbank |
Ağustos 2009 |
170 |
MNG Bank/Turkland Bank A.Ş. |
Ağustos 2009 |
75 |
Türk Exim |
Ağustos 2009 |
175 |
Akbank |
Ağustos 2009 |
1.000* |
İşbank |
Eylül 2009 |
800 |
YKB |
Eylül 2009 |
1000 |
(*):Milyon Euro