27 Temmuz 2011 03:00
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, bankaların kredilendirmede daha seçici davranacağını belirterek, "Hem kişiler, hem kurumlara gelirleri ile orantılı borçlanmalarını tavsiye ediyoruz. Borçlanırken borçların çevrilmesinde daha dikkatli olunmalıdır" mesajını verdi. Türk bankacılık sektörünün ikinci çeyrek ve önümüzdeki dönem beklentilerini, İstanbul'daki birlik merkezinde değerlendiren Aydın, gelişmiş ülkelerdeki ciddi sorunlar nedeni ile önemli bir yol ayrımında olduğuna işaret etti. Küresel ekonomi gündeminin ilk sırasında ABD ve AB'nin alacağı kararlar olduğunu hatırlatan Aydın, "Büyüme, ya daha yavaş bir hızda sürecek veya belirsiz, yüksek riskli ortam devam edecektir" dedi. Küresel ekonomide süregelen dengesizliklerin, gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkilerinin çok yönlü olarak devam ettiğini dile getiren Aydın, dengesizlikler giderilinceye kadar ihtiyatlı bir yaklaşım içinde olunmasının önemli olduğuna vurgu yaptı. Sürdürülebilir bir büyüme ve istihdam artışı için istikrarın korunması yönündeki çabalara tüm kesimlerin destek ve katkı sağlaması gerektiğinin altını çizen Aydın, "Bu bağlamda, iç tasarrufların artırılması yanında kaynakların etkin kullanılmasına özel bir hassasiyet gösterilmelidir" dedi.
'KREDİLENDİRMEDE DAHA SEÇİCİ DAVRANILACAK'
Türk bankacılık sektörünün önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini açıklayan Aydın, şunları söyledi:
"Kredilerin büyüme hızındaki yavaşlamanın daha bariz olması bekleniyor. Getirilen sınırlama dikkate alındığında, ikinci yarı için büyüme marjı yüzde 7 düzeyindedir. Maliyet artışı ve küresel riskler nedeni ile kredi faizlerinde yukarı yönlü baskı beklenmektedir. Kredilendirmede ise daha seçici davranılacak. Büyüme hızının yavaşlamasına bağlı olarak kredi talebi daha yavaş artacaktır. Kar hacmindeki düşüş, TL'nin değer kaybı ve BDDK'nın düzenlemeleri dikkate alındığından, sermaye yeterliliğindeki düşüşün de kredi büyümesini sınırlandırması beklenmektedir. Hane halkı ve finansal olmayan kuruluşlar açısından, borçlanırken, borçların çevrilmesinde daha dikkatli olunmalıdır."
'KÜRESEL TOPARLANMA YAVAŞ DA OLSA SÜRÜYOR'
TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin ise küresel toparlanmanın öngörülenden daha yavaş olsa da devam ettiğini, gelişmiş ülkelerde bütçe açığının, borç yükü ve finansal sektörün güçlendirilmesi gerektiğini ve AB'deki sorunun yayılma riskinin bulunduğuna işaret etti. Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek gelişimine bakıldığında ise büyümenin hız kesmesinin daha bariz olduğunu, gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oran olarak, tasarruf açığının kamuda düşerken, özel sektörde büyüdüğünü, bütçe açıklarının düşerken, iç borç stokunun azaldığını kaydetti. TL'nin ise reel değer kaybının hızlandığına işaret eden Keskin, bu dönemde sermaye girişinin sürdüğünü, MB döviz rezervlerinin artmaya devam ettiğini, parasal taban artışında iç varlık büyümesinin daha etkili olduğunu, ayrıca yurtdışından borçlanma maliyetinin de yükseldiğini kaydetti.
'YURTDIŞI BANKALARDAN BORÇLANMA YAVAŞLADI'
Bankacılık sektöründe ikinci çeyrekte yaşanan gelişmelere bakıldığında ise maliyet ve riskin fiyata daha fazla yansıtıldığını, kredi faizlerinin daha yüksek miktarda arttığını, faiz giderlerinin faiz gelirlerinden daha hızlı arttığını, net faiz marjının düştüğünü, faiz dışı gelir-gider dengesinin hala negatif olsa da, farkın küçüldüğünü, net karın azaldığını, sermaye yeterliliği oranının düştüğünü söyledi. Keskin, bankacılık sektöründe yine ikinci çeyrekte bono-tahvil ihracının arttığını, mevduatın vadesinin sınırlı da olsa uzadığını ve yurtdışı bankalardan borçlanma artışının yavaşladığını söyledi.
'TASARRUF AÇIĞININ ÖNEMLİ BÖLÜMÜ 'ÖZEL SEKTÖR'DEN GELDİ'
Tasarruf açığının ise çok önemli bir bölümümün özel sektörden geldiğinin altını çizen Keskin, özel sektörün tasarruf dengesinin, geçmiş yıllara göre önemli açık verdiğinin altını çizerek, "Cari işlemler açığındaki büyümenin nedeni bu davranış değişikliği. O nedenle alınan önlemleri normal karşılamak gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. Keskin, para tabanının büyümesinde ise net iç varlıklardaki artışın daha etkili olduğuna vurgu yaptı. Bankacılık sektöründe çalışan ve şube sayısının arttığına işaret eden Keskin, 2011 yılının ikinci çeyreği itibariyle mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının toplam şube sayısının son bir yılda 563 adet, Ekim- Aralık 2010 dönemine göre ise 247 adet artarak 9 bin 712'ye ulaştığını bildirdi. Keskin, aynı dönemde istihdam sayısının ise 3 bin 85 kişi artarak, 181 bin 588'e yükseldiğini söyledi.
'İKİNCI YARIDA KREDİLER İÇİN BÜYÜME MARJI YÜZDE'
Türk bankacılık sektöründe yüzde 25 sınırı dikkate alındığında, ikinci yarı için kredilerde yüzde 7 büyüme marjı olduğunu belirten Keskin, bu marjın TL kredilerinde yüzde 8, yabancı parada (YP) yüzde 5, kurumsal kredilerde ise yüzde 8, bireysel kredilerde yüzde 5 olduğunu söyledi. Toplantı sonrasında ise TBB Başkanı Hüseyin Aydın, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cari açığın yapısal bir sorun olduğunu söyleyen Aydın, bu sorunu bilen ekonomi yönetiminin gerekli önlemleri aldığına işaret ederek, "Cari açığa kısa vadeli çözüm olmadığı hepimiz tarafından malum. Ancak, kurun etkisi ve kredilerdeki yavaşlama elbette cari açık üzerinde olumlu katkı yapacaktır. Bütçe açığı, borç stoku gibi makroekonomik verilerin olumlu oluşu, cari açığın kırılganlığını bertaraf etmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
'KUR'DA ÇOK CİDDİ DERİNLİK YOK'
Kur üzerindeki dalgalanmanın ne kadar daha süreceğin tahmin ettiklerine yönelik bir soru üzerine Aydın, TL'nin istikrarlı bir para birimi olduğunu, son 10 yılda doların 1.2 TL ile 1.75 TL arasında seyrettiğini hatırlatarak, "Biz istikrarlı bir yapının devam edeceğini öngörüyoruz. Kur fiyatı arz ve talebe göre belirleniyor. Son dönemde kurların seyrinde çok ciddi bir derinlik olmadığını ifade etmek istiyorum" dedi.
1 Temmuz verilerine bakıldığında yabancı para kredilerindeki büyümenin yüzde 31, yerli paradaki kredilerin yüzde 11 artması üzerine, bankaların yıl sonunda sermaye yeterlilik rasyosunda beklentinin ne olduğunun sorulması üzerine Aydın, "Bizim bilanço içindeki TL - YP dağılımının benzer şekilde devam edeceğini düşünüyoruz" karşılığını verdi. Sermayenin önemli olduğunu, karlılık arttıkça sermaye birikiminin de artacağına dikkat çeken Aydın, "Sermaye yeterlilik rasyomuz, BDDK'nın belirlediği yasal sınırların çok üzerinde. Şu anda yüzde 17'ler civarında, bunun altına düşmeyeceğini bekliyoruz" dedi.
'ASLA, EKONOMİDE SERT İNİŞ BEKLEMİYORUZ'
Merkez Bankası'nın (MB) faiz indirim sürecine girmesinin beklenip beklenmediğine ilişkin bir soru üzerine Aydın, "MB'nin uyguladığı para politikasını doğru ve yerinde buluyoruz. MB'nin şu aşamada aldığı kararları, eskiye nispeten farklı ve sıradışı olduğunu kabul ediyoruz. Alınan önlemlerin bugünkü konjonktüre uygun olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Bir gazetecinin "Ekonomide sert iniş bekliyor musunuz?' sorusu üzerine Aydın, "Asla böyle bir beklenti içinde değiliz" yanıtını verdi. Bankacılık sektörünün yıl sonunda karlılık daralmasına ilişkin olarak Aydın, "Bankaların ikinci yarıda yüzde 15 ile yüzde 18 arasında karlılık düşüşü yaşayacağını tahmin ediyorum" dedi. Bankacılık sektöründe kredi daralmasının şubeleşme iştahını da azaltacak bir durum olduğuna dikkat çeken Aydın, "Yeni şube açmazsak yeni eleman ihtiyaçları da ayrılanlar kadar olur. Yeni şube açarsak, yeni arkadaşlar alırız. Yavaşlayarak da olsa şubeleşme ve istihdam artışının devam edeceğini düşünüyoruz" dedi.
'KİŞİLERE VE KURUMLARA GELİRLERİ ORANINDA BORÇLANMASINI TAVSİYE EDİYORUZ'
Krize ilişkin bir soru üzerine Aydın, "İki tespit yapalım. Türkiye, artık bir sorun olduğunda önlem alan değil, sorun çıkmadan önlem alan bir duruma gelmiştir. Şimdi dünya da çok iyi izleniyor, tedbirler önceden alınıyor. Bu yönü ile ekonomi yönetimini fevkalade başarılı buluyoruz. Türkiye, yerel ve içeride meydana gelen hareketlilikten ziyade, dışarıdan gelen hareketlilikten daha çok etkileniyor" yorumunu yaptı. Kendilerinin de kriz senaryoları üzerinde durduğunu belirten Aydın, "Bizim asli görevimiz riskleri görmek ve yönetmek. Hem kişilere, hem kurumlara gelirleri ile borçlanmalarını tavsiye ediyoruz" dedi. İhtiyatlı bir yaklaşım içinde olunması gerektiğinin altını çizen Aydın, bankaların açık pozisyonu bulunmadığını bildirdi.
'AVRUPA'DAKİ GELİŞMELER, BİZİ KISA VADEDE ETKİLEMEYECEĞİ KANAATİNDEYİZ'
Türkiye'de beklentilerin dışında bir enflasyon beklemediklerini dile getiren Aydın, makroekonomide bütçe açığı ve toplam kamu borç yükünün de olumlu olduğu değerlendirmesinde bulunarak, "Avrupa'daki gelişmeler ve borç yükü yakından izlendiğinde, bizi kısa vadede ciddi etkileyecek sorunların olmadığı kanaatindeyiz" dedi. Tüketici kredilerine ilişkin bir soruya ise Aydın, "Türkiye'de tüketici kredilerinde yüzde 20'lik bir büyüme var. Bunun da faizlerdeki artış nedeni ile kredi talebi öne çekilmiş olabilir. Kredi talebinde zaten bir yavaşlama olacağını öngörüyoruz. Isınmadan ise söz etmek mümkün değil" dedi. Türk bankacılık sektörüne talebin, her zaman devam edeceğini vurgulayan Aydın, alınacak çok ciddi yol olduğuna işaret ederek, "Bu da Türkiye'ye yeni oyuncu girmesini cazip kılın bir unsur" yorumunu yaptı
© Tüm hakları saklıdır.