-Bakan Şahin: "Parlamentoda öğrendim" İSTANBUL (A.A) - 17.11.2011 - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Türkiye'de yasal okur yazarlığın çok zayıf olduğunu belirterek, ''Bakın ben kendimden örnek veriyorum. Mühendis olarak 15 yıl özel sektörde çalıştım. 4320'nin, Ailenin Korunması Kanunu olduğunu parlamentoya girdikten sonra öğrendim'' dedi. Şahin, İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezince, üniversitenin Dolapdere yerleşkesinde düzenlenen ''Ailenin Korunmasına Dair Kanun kimi, neyi koruyor?'' panelinde yaptığı konuşmada, 2002'de parlamentoya girdiği dönemde Doğu ve Güneydoğu'da ilk seçilen kadın milletvekili olduğunu söyledi. Genel sorunlara baktıklarında, töre ve namus cinayetlerine yönelik şiddetle ilgili büyük bir sorun olduğunu ve bu sorunun hep kapatıldığını gördüklerini ifade eden Şahin, ellerinde hiçbir istatistiki veri olmadığını, özellikle sosyal alanlardaki sorunların lokal yapılan birtakım çalışmalarla bütün Türkiye fotoğrafıymış gibi yansıtıldığını kaydetti. Şahin, son 5 yılı taradıklarını, göç alan birçok şehirde bu durumun çok daha yüksek olduğunu ve göçün yönetilemediğini tespit ettiklerini belirterek, geleneksel aile yapısından modern aile yapısına veya tarımdan sanayiye geçişte, ailelerin sorun çözme kapasitesine kavuşamadığını ve şiddetin bir sonuç olduğunu söyledi. Fatma Şahin, bunun için de bu risk faktörlerinin yönetilip önüne geçilmesi, koruyucu ve önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. 4320 sayılı Kanunun 1998 yılında ortaya çıktığını, ama kağıt üzerinde kaldığını ifade eden Şahin, ''Bu süreçte ihtiyaçlar ve her bir mahkeme sonunda olan olaylarda gördüğümüz, hukuki temelin yeterli olmadığıdır'' dedi. Bugün bu kanunun dilinin sadeleştirildiğini, savcılıkta bu konuyla alakalı bölüm oluşturulduğunu aktaran Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ülkemizin genel sorunu; yasal okur yazarlığımız çok zayıf. Bakın ben kendimden örnek veriyorum. Mühendis olarak 15 yıl özel sektörde çalıştım. 4320'nin, Ailenin Korunması Kanunu olduğunu parlamentoya girdikten sonra öğrendim. Dolayısıyla bizim yasal okur yazarlık dediğimiz; yasalardaki hakkın, hukuk arayışının, toplumsal bir farkındalığa ve bilinç yükseltmeye dönüştürülmesi lazım."