TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’nda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Marmara Denizi’nin tamamının 2021 yılı sonuna kadar koruma alanı olarak belirlenmesi için Bakanlığımızca gerekli katkı, görüş ve öneriler verildi. Yönetmeliğin yayınlanması ile Marmara Denizi kıyı suyu kütleleri, hassas kıyı suyu kütlesi olarak ilan edilecektir" dedi.
Marmara Bölgesi'ndeki tarım projelerine de değinen Pakdemirli, "İyi tarım uygulamaları ve organik tarım ile basınçlı ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ile ilgili hususlarda, daha önce belirttiğim alanlarda faaliyetler yürütüyoruz. Ayrıca 2022 yılında Marmara’ya kıyısı olan illere özel olarak, iyi tarım uygulamaları, organik tarımın yaygınlaştırılması ve kontrolü projeleri başlatacağız." ifadelerini kullandı.
Bekir Pakdemirli, TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’nda sunum yaptı. Marmara Denizi Müsilaj Eylem Planı'na ilişkin bilgi veren Pakdemirli, özetle şunları söyledi:
"Tarım sektörünün payı yüzde 8,3"
“Maalesef Marmara Denizi’nde oluşan kirlilik yükü ve iklim değişikliğinin de etkisiyle 2007’de de kısa süre görülen müsilaj felaketini, geçtiğimiz dönemde çok daha uzun ve görülür şekilde tekrar yaşadık. Benzer sorunlar 1800’lü yıllarda Adriyatik’te, 2013’te Avustralya’da ve 2018’de Selanik’te de görüldü. Yapılan çalışmalar, buna neden olan kirliliğin sadece ülkemizden kaynaklı olmadığı, Karadeniz bölgesindeki ülkelerin ve Tuna Nehri yoluyla gelen kirliliğin de buna neden olduğunu sonucunu ortaya çıkarmıştır. Mevcut verilerden ve çalışmalardan yapılan hesaplamalar, tarım sektörünün payının, toplam içinde yüzde 8,3 olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizde görülen müsilaj probleminin çözülmesi için Bakanlığımız, paydaşlar ve bilim insanları birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 22 maddelik Marmara Denizi Müsilaj Eylem Planı oluşturuldu. Bu Eylem Planı kapsamında Bakanlığımızın sorumluluğunda yürütülen 5, iş birliğiyle yürütülecek 6 eylem bulunmaktadır."
"Marmara Nehir Havza yönetim planı hazırlıyoruz"
"Belirlenen yayılı kaynaklı kirliliğin tespiti alt çalışma grubu kapsamında, Marmara Nehir Havza yönetim planı hazırlıyoruz. Karada oluşan yayılı yükler belirlendi, denize ulaşan yükleri belirleme çalışmalarımız devam ediyor. Haziran’a kadar tamamlamış olacağız. Marmara Denizi bütünleşik stratejik planının oluşturulmasına, Bakanlığımızca gereken katkı verildi, görev ve sorumluluklarımız doğrultusunda iş birliğimiz devam ediyor. Marmara Denizi’nin tamamının 2021 yılı sonuna kadar koruma alanı olarak belirlenmesi için Bakanlığımızca gerekli katkı, görüş ve öneriler verildi. Bu eylemle ilişkili olarak Bakanlığımızca, hassas su kütleleri ile bu kütleleri etkileyen alanların belirlenmesi ve su kalitesinin iyileştirilmesi hakkında yönetmeliğin güncellenmesi için gerekli çalışmaları tamamladık. Yönetmeliğin yayınlanması ile Marmara denizi kıyı suyu kütleleri, hassas kıyı suyu kütlesi olarak ilan edilecektir. Zeytin üretim atıklarının kompost (organik gübre) olarak kullanılmasına yönelik TÜBİTAK’la birlikte Ar-Ge projesi tamamlanmış olup, 3 proje halem devam etmektedir."
"Marmara’ya kıyısı olan illere özel olarak organik tarımın yaygınlaştırılması başlatacağız"
"Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’nca oluşturulan alt çalışma gruplarından, müsilajın insan sağlığına etkilerinin belirlenmesi çalışma grubu kapsamında, 7 il, 23 bölgede il müdürlüklerimizce balık numuneleri alınarak Bakanlığımızın akredite olmuş laboratuvarlarında analiz edildi. Analiz sonuçları, Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği ve Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği mevzuatımıza uygun bulunmuştur. Çift kabuklu yumuşakça üretim alanlarında yapılan izleme çalışmaları sonuçlarına göre; alan sınıflandırma kriterlerine aykırı bir durum tespit edilmemiştir. Balıkçılık faaliyetlerinin kontrolü alt çalışma grubu kapsamında, Bakanlığımız tarafından Marmara’da belirlen 6 istasyonda su kalite verileri, su ürünlerinin yaşam koşullarında üremesi ve büyümesi üzerine etkileri araştırılmaktadır.
İyi tarım uygulamaları ve organik tarım ile basınçlı ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ile ilgili hususlarda, daha önce belirttiğim alanlarda faaliyetler yürütüyoruz. Ayrıca 2022 yılında Marmara’ya kıyısı olan illere özel olarak, iyi tarım uygulamaları, organik tarımın yaygınlaştırılması ve kontrolü projeleri başlatacağız. Kirliliği önlemeye yönelik modern sulama sistemleri kapsamında, toplam 53 projeye, 128 bin 558 dekar araziye, 2021 yılında yüzde 50 hibe desteği verilmiş, 2022 yılında da bu destekleme devam edecektir."
"Balıkçılık için yeterince kısıtlama var"
"Balıkçılık alanındaki önemli eylemlerden olan balıkçılık faaliyetlerinin ekosistem temelli yapılarak koruma alanlarının geliştirilmesi ile ilgili eylemde müsilajdan önce de önemli faaliyetler ve denetimler yapıyorduk. Güncellenen Su Ürünleri Kanunu ile bu konuda daha fazla ilerleme sağladık. Dolayısıyla Marmara Denizi’nde balıkçılık için yeterince kısıtlama var. Tabii bu yasakları tek tek sıralayacak olur isek Marmara Denizi’nde ışıkla avcılık yasak, üreme ve beslenme bölgelerinde avcılık kısıtlamaları uygulanıyor. Dip trolü ve orta su trolü tamamen yasak. 24 metreden sığ sularda gırgır avcılığı yasak, yani Marmara’nın yüzde 33’ü. Endüstriyel balıkçılığa 4 buçuk ay izin verilmiyor. Balık yetiştiriciliğine izin verilmiyor. Deniz patlıcanı avcılığı yasak. İzlenmemiş alanlarda çift kabuklu yumuşakça toplayıcılığı yasak. 1996’dan beri kum çakıl alımına izin verilmiyor. Ayrıca Müsilaj Eylem Planı kapsamında ise Çanakkale ilinde mercan resiflerinin bulunduğu alanları balıkçılık koruma alanı olarak belirledik. Marmara Denizi’nden avcılık yoluyla elde edilen ve dökme olarak adlandırılan küçük balıkların avlanmasını ve balık unu yağı fabrikalarına nakledilmesini yasakladık. Marmara Denizi’nde 2021 yılında şimdiye kadar 25 bin denetim yaparak 66 gemiye el koyduk. Geçen yıl ile birlikte Marmara’da el konulan gemi sayısı 168 oldu."
“Müsilajdan zarar gören balıkçılara destek ödemesi bu hafta yapılacak”
"Marmara Denizi’nde geçimini balık avcılığı ile sağlayanların yaşadıkları zararı bir nebze olsun telafi etmek ve devletimizin yanlarında olduğunu bilmeleri için müsilajdan etkilenen balıkçılara önemli destek açıkladık. Bu kapsamda, Müsilaj nedeniyle zarar gören balıkçılara ekonomik desteğin sağlanması konusunda da gereken tüm çalışmaları tamamladık. Böylece Marmara Denizi’ndeki küçük ölçekli balıkçılara verilecek destek miktarını iki katına, yani 2 bin – 2 bin 900 liraya çıkardık. Marmara’da 3 bin 447 balıkçımız ödeme için başvurdu. Başvuran bölge balıkçılarımıza yaklaşık 8,2 milyon lira destekleme ödemesini bu hafta yapacağız."
"Marmara Denizi, 45 bin ton yıllık midye üretim kapasitesine ulaşacak"
"Marmara Denizi Eylem Planı’yla Bakanlığımızca yürütülen sorumluluklar dışında, sucul biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi için gerekli adımları da atıyoruz. İstanbul’da yürüttüğümüz yapay resif projelerinde, 2021 yılı içerisinde 510 resif, 41 anti trol bloğu denize bırakıldı. 2022 yılında 200 resif daha bırakacağız. Marmara Denizi’ne İstanbul kıyılarından 40 bin levrek, 3 bin kalkan, 75 bin midye bırakıldı, bırakılmaya da devam edilecek. Mevcut projelerle birlikte, yatırım ve izin süreci devam edenler hayata geçtiğinde Marmara Denizi, 45 bin ton yıllık midye üretim kapasitesine ulaşacak. Bu kapsamda bir nevi biyolojik su arıtma tesisi gibi düşünmemiz lazım. Böylece saatte 22,5 milyar litre su, midyeler tarafından filtre edilerek temizlenecektir."
"Su Kanunu zorunlu"
"Bilindiği üzere geçtiğimiz ay Cumhuriyet tarihinin ilk su şurasını yaptı. 7 aylık sürede bin 631 kişi, 11 çalışma grubunda 1,5 milyon saat çalışarak suyla ilgili her konu ve görüş masaya yatırıldı. Bu şuradan pek çok önemli tedbir ve sonuç çıktı ama en önemlileri; suyun tek elden yönetilmesi ve su kanununun çıkarılması ile ilgili oldu. Su Kanunu’nun çıkarılmasıyla birlikte suyun yönetilmesi ile ilgili yetki karmaşası ve çok başlılığın giderilmesiyle, özellikle denizlerimizi besleyen iç su kaynaklarının korunması ve yönetimi çok daha etkin bir şekilde yapılabilecektir. Bu da Su Kanunu’nu zorunlu kılıyor. Su Ürünleri Kanunu’nun güncellenmesinde olduğu gibi, benzer bir desteğin Yüce Meclis’imiz tarafından Su Kanunu’nun yasalaşması için sağlanması, suyun korunması ve kullanılmasında bugün yaşadığımız pek çok sorunun giderilmesini sağlayacaktır. Böylece su kaynaklarımızın kalitesinin korumak maksadıyla alıcı ortam bazlı deşarj standartlarına geçiş sağlanacak, su kaynaklarımızın korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanması maksadıyla 25 havza için havza ölçekli yönetim planları tamamlanıp uygulanmaya konulacak, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında, kullanılmış suların uygun kaliteye getirilerek başta tarımsal sulama olmak üzere yeniden kullanımı sağlanacaktır.” (ANKA)