Yaşam

BAKAN GÜNAY SARAYBOSNA'DA AĞLADI SARAYBOSNA (A.A)

26 Şubat 2011 12:30

-BAKAN GÜNAY SARAYBOSNA'DA AĞLADI SARAYBOSNA (A.A) - 26.02.2011 - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 1995 yılında kuşatma altındaki Saraybosna'ya "umut tüneli" kullanarak girdikten sonra, o dönem savaş mağdurlarıyla birlikte çekilen resimlerinden oluşan serginin açılışında duygulu anlar yaşadı. Kültürel ve doğal zenginlikleriyle adeta cennet gibi bir ülke olan Bosna-Hersek ve "ruhu" olduğuna inanılan bir zamanların kültür ve sanat kenti Saraybosna, 1992-1995 yılları arasındaki savaşta acılar çekti. Avrupa'nın ortasında insanlar katledilirken, kültürel miras yok edilirken, başkent Saraybosna kuşatma altındayken, havaalanları uçuşlara kapalıyken, Türkiye'nin aydınları o yıllarda "Bosna İçin İnsanlık Girişimi" başlattı.  O dönemde siyasi unvanı olmayan ve bu insanlık girişimine öncülük eden Ertuğrul Günay, daha savaşın başı olan 1992 yılında geldiği Bosna-Hersek'e 1995 yılında 100'e yakın aydınla birlikte geliyordu. Bu ziyaret, o dönemde kuşatma altındaki Saraybosna için büyük anlam ifade ediyordu. Her gün onlarca insanın keskin nişancılar tarafından vurulduğu, halkın sokağa çıkmaya korktuğu, Birleşmiş Milletler askerlerinin savaşı önlemede yetersiz kaldığı bir dönemde Günay, ODTÜ'de öğrenim gören 21 yaşındaki oğlu İnanç ve yaklaşık 100 aydınla birlikte ölümü göze alarak Saraybosna'ya ulaşmayı başardı. Avrupa Parlamentosunun ve BM'nin soykırım olarak kabul ettiği Srebrenitsa olayının üzerinden henüz bir ay geçmemişken Günay ve beraberindekiler, yaklaşık 10 gün boyunca Saraybosna, Tuzla, Travnik, Konjic gibi kentleri ziyaret etti. Bu ziyaret, savaşın en acımasız günlerinin yaşandığı bir zamanda masum halka yalnız olmadıkları yönünde verilen en iyi mesaj olarak halen Bosna-Hersek'te hatırlanıyor.  Günay ve beraberindekilerin bu ziyareti, kendileriyle birlikte Bosna-Hersek'e gelen Hürriyet gazetesinin eski foto muhabiri Hayrettin Karateke tarafından ölümsüzleştirildi. Bir zamanlar Bosna-Hersek'e "gönüllü" ve "aktivist" olarak gelen Günay, bu resimlerden oluşan serginin açılışını bu defa Kültür ve Turizm Bakanı olarak yine oğlu İnanç Günay'ın da bulunduğu bir ortamda yaptı. -DUYGULU ANLAR- Merhum Aliya İzzetbegoviç'le, yaralı insanlarla, yıkılmış evler arasında hüzünle yürürken, Türkiye'den getirilen gıda paketlerini muhtaç insanlara dağıtırken çekilen 30'a yakın resminin bulunduğu kareleri yakından inceleyen Günay, duygulu anlar yaşadı. Resimleri yanındakilere anlatırken zaman zaman kelimeler boğazında düğümlenen Günay, bir ara gözyaşlarına hakim olamadı.  Günay, resimler karşısında ne hissettiği sorusunu, "Ben biraz duyguları yoğun bir insanım, bunları anlatmaya kalkarsam gözlerim yaşarır" diye yanıtladı. -"İNSANLIĞIN YÜZ KARASI SAVAŞ BU TOPRAKLARDA YAŞANDI"- Bu toprakların geçmişte hak etmediği kadar kötü günler yaşadığını ve şu anda gelinen noktada şükredilmesi gerektiğini ifade eden Günay şöyle konuştu: "Sadece Boşnaklar değil, Hırvatlar, Sırplar, burada yaşayan öteki milliyetlerin mensupları bir vahşet yaşadı. 20. yüzyıl, kötü bir yüzyıldı, hep söylüyorum. 20. yüzyılın başındaki büyük savaş da burada çıkmıştı. Sonunda insanlığın yüz karası savaş da bu topraklarda yaşandı. Bütün o acıları geride bırakmış olmak, bugün buraya Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı olarak dönmek, barış için, turizm için kültür için gelebilmek, gerçekten benim için şu anda tarif edilemez bir duygu yoğunluğu yaratıyor. Ben beş kez gelmiştim, üçünde kar yağıyordu Saraybosna'ya. Ama bugün bana bayram gibi geliyor. Bugün buraya bir barış ortamı içinde, yatırım yapmak için, yardım yapmak için, kardeşlik ve dostluk için, dayanışma için gelebiliyoruz. Bugünler devam etsin istiyorum, bundan sonra da hep böyle geçsin. Onun için şu anda tarifsiz, geçmişteki hüzünleri bir yandan hatırlıyorum, ama aynı zamanda tarifsiz bir sevinç içindeyim. Bu güzel merkezde benim için çok özel hatıra anlamı taşıyan bu fotoğrafların da bugün burada sergileniyor olması, gerçekten benim için çok özel, çok önemli bir davranış, gerçekten minnetle teşekkür ediyorum." Saraybosna'nın çok eski bir kültür merkezi olduğuna dikkati çeken Günay, kentin şu anda yeniden eski ruhuyla ön plana çıkmasını sevindirici bir gelişme olarak değerlendirdi.  -"ASLINDA BALKAN HALKLARININ TAMAMI AKRABADIR"- Türkler dahil olmak üzere aslında Balkan halklarının hangi inanç ayrımları olursa olsun tamamının akraba olduğunu vurgulayan Günay, ancak bu toprakların 15-20 yıl önce bir cinnet yaşadığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu topraklarda 20. yüzyılın sonunda inanılmaz bir akıl tutulması oldu ve çok büyük haksızlıklar, kıyımlar, acılar yaşandı karşılıklı. Sadece Boşnaklar yaşadı demek istemiyorum, karşılıklı yaşandı. Savaş kötü bir şey zaten. Savaş kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya, hele iç savaş, komşuyu komşuya, akrabayı akrabaya düşman eden bir akıl tutulması. Bir vahşetti bu, topraklar onu yaşadı. Biz o dönemde Balkanlar dağılmasın, birlik içinde yaşamaya devam etsin umudu taşıdık, olmadı. Sonra savaşın en büyük acıları Bosna-Hersek'te yaşanmaya başladı." Savaş öncesi, savaş zamanında ve savaş sonrasında çeşitli vesilelerle, siyasi heyetlerle yardım için Bosna'ya geldiğini anlatan Günay, savaş zamanında Bosna için Türkiye'de düzenlenen yardım kampanyalarına da katıldığını kaydetti. Günay, o dönemde bağımsız olduğuna, siyasi bir partiyle bağlantısı bulunmadığına işaret ederek, "Burada olup bitenlere tanıklık etme imkanım oldu. Büyük acılar yaşadığımız bir dönemdi, ama tarihin önemli bir döneminde de çağımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalıştık. Türkiye de zaten burada mümkün olduğu kadar çatışma olmasın istemişti. Türkiye, hiçbir zaman taraflardan birini, inadına, körü körüne tutarak savaşı kışkırtmadı" dedi.