Politika

Bakan Ergin: Yargı sistemini AİHM'le uyumlu hale getirmeye çalışıyoruz

4. Yargı Paketi’ni değerlendiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’yi AİHM kararlarını en çok ihlal eden ülke olmaktan çıkarmayı hedeflediklerini belirterek ‘Amaç adil yargılamadır’ dedi

15 Şubat 2013 09:57

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 4. yargı paketiyle yapılan değişiklerden çok hâkimlerin zihniyetinin değişmesinin önemli olduğunu söyledi. Bakan Ergin, "AİHM’den adil yargılamayı ihlal ettiğimiz yönünde kararlar çıkmasının önüne geçmek için bu düzenlemeleri yapıyoruz" diye konuştu.

Ergin, “Bu çalışmaları yürütürken iyi uygulama yapılan ülkelere de arkadaşlarımızı gönderdik, uygulamayı yerinde inceleme imkânı verdik. Yine hâkimlerimize AİHM kararlarını gönderdik. Hâkimlerin en çok kullandığı sitelere bu kararları koyduk. Dolayısıyla hâkimlerimizin, savcılarımızın karar verirken AİHM kararlarını dikkate almaları gerekiyor. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu kararlarla uyumlu hareket etmeleri gerekiyor” dedi.

Bakan Ergin, Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila’ya 4. yargı paketiyle yapılacak değişikler hakkında bilgi verdi.

Bakan Ergin, hazırlanan yargı paketleri öncesi 7-8 aylık bir değerlendirme yaptıklarını belirterek “Biz 2011 yılında Ankara’da Avrupa Konseyi ile birlikte Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ve yüksek yargı başkanlarının katıldığı bir çalıştay yaptık. Bu çalıştayın amacı Türkiye’deki yargılama sistemini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyumlu hale getirmekti. Bu amaçla çalışma grupları kuruldu. Bu gruplar, 7-8 ay çalıştılar ve ortaya yapılması önerilen düzenlemeler çıktı. 4. paket olarak adlandırılan bu düzenlemeler, bu çalışmanın sonucudur” dedi.

 

'AİHM'den ceza almak istemiyoruz'

 

Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) en çok ceza alan ülke olduğunu söyleyen Ergin, yargı paketleriyle bu liderliğin önüne geçmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Bakan Ergin, “AİHM’den adil yargılamayı ihlal ettiğimiz yönünde kararlar çıkmasının önüne geçmek için bu düzenlemeleri yapıyoruz” derken şunları söyledi:

“Türkiye, AİHM kararlarıyla adil yargılamayı en çok ihlal eden ülkeydi. Türkiye, 2404 ihlalle birinciydi. Yaptığımız önceki düzenlemelerle bu şampiyonluğu kaybettik. Birinciliğe Rusya yükseldi. Bu şampiyonluğu kaybetmekten çok memnunuz. Ama ikinci sırada olmak da iyi değil. Bu nedenle bu klasmandaki yerimizi daha da aşağılara çekmek, AİHM’den adil yargılamayı ihlal ettiğimiz yönünde kararlar çıkmasının önüne geçmek için bu düzenlemeleri yapıyoruz. Amaç adil yargılamadır. Böyle özetleyebilirim.”

 

'Hâkimlerin zihniyeti değişmeli'

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hâkimlerin zihniyetinin değişmesi yönünde yaptığı uyarılara katıldığını belirten Sadullah Ergin, hâkimlerin AİHM kararlarını dikkate alarak bu yönde karar vermeleri gerektiğini söyledi.

Bakan Ergin şöyle konuştu:

“Biz, mevzuatımızı AİHM kararlarına uyumlu hale getirmek için yargı paketleri hazırladık. 4. paket de aynı amaçla düzenleniyor. Uzun tutukluluk süreleriyle ve diğer konulardaki ihlal kararları ve eleştirileri ortadan kaldırmak için bu reformları yapıyoruz. Sonuçta yasama organı bu yönde düzenlemeler yapıyor. Tabii önemli bir konu da hâkimlerin zihniyeti değiştirmeleri, yargılama zihniyetinin değişmesidir. Önemli olan mental değişikliktir. Bu çalışmaları yürütürken iyi uygulama yapılan ülkelere de arkadaşlarımızı gönderdik, uygulamayı yerinde inceleme imkânı verdik. Yine hâkimlerimize AİHM kararlarını gönderdik. Hâkimlerin en çok kullandığı sitelere bu kararları koyduk. Dolayısıyla hâkimlerimizin, savcılarımızın karar verirken AİHM kararlarını dikkate almaları gerekiyor. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu kararlarla uyumlu hareket etmeleri gerekiyor.”

 

'Tutuklu oranı AB'nin gerisinde'

 

Yargı paketleriyle uzun tutukluluk sürelerinin önüne geçildiğini söyleyen Bakan Ergin, Türkiye’nin tutuklu oranında Avrupa Birliği üyesi ülkelerden daha iyi seviyede olduğunu dile getirdi. Ergin, “Bu tür düzenlemelerden uygulamada sonuç almak belirli bir uyum zamanı gerektiriyor. Nitekim daha önce yaptığımız düzenlemelerden sonuç almaya başladık. Örneğin, denetimli serbestlikten yararlananların sayısı geometrik bir şekilde hızla artmaya başladı. Örneğin 2010 yılında denetimli serbestlikten yararlananların sayısı 14.500’dü. Bu sayı 2011’de 15.000’e, temmuz ayında yaptığımız düzenlemeden sonra 2012 yılında 30.000’e çıktı. 2013’ün Ocak ayında 3.500 oldu. Bu yıl sonuna kadar bu sayının 42.000’e çıkacağını tahmin ediyoruz. Keza en çok şikâyet konusu yapılan tutuklu sayısı da hızla değişti. 2002 yılında cezaevindeki tutukluların oranı yüzde 50,4’tü. Geri kalanı hükümlüydü. Şimdi ise tutuklu oranı yüzde 23,4’e düştü, kalanı hükümlü. Şu anda Türkiye’nin ulaştığı tutuklu oranı yüzde 25 olan Avrupa Birliği oranından da daha düşüktür” diye konuştu.

 

Errgin Saygun ve Fatih Hilmioğlu'nun durumu

 

Bakan Ergin, eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ilgili olarak verilen tahliye kararı ve hasta olan eski Malatya Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun durumu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Benim Adalet Bakanı olarak davalar veya kişiler üzerinden yorum yapmam doğru olmaz. Bu konuda yaptığımız değerlendirmeyi hatırlatayım. Tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak önceki mevzuatta Adli Tıp’ın onaylayacağı doktor raporuyla tahliye veya infazın ertelenmesi için hasta kişiyle ilgili hayati bir tehlike olması gerekiyordu. Biz bunu değiştirdik ve ‘bireysel ihtiyaçlarını karşılamayacak ölçüde hasta olanlar’ ölçüsünü getirdik. Ergin Saygun’un tahliye olması bu yeni sisteme göre rapor almak için başvurmuş olmasıdır. Bu başvurunun Ergin Saygun ameliyat olurken sonuçlanması, yeni mevzuata göre işlemlerin tamamlanmasıyla ilgili. Alınan doktor raporu, Adli Tıp’a gönderildikten sonra 1 veya 1,5 gün gibi bir süre içinde karara bağlandı ve o da hükme dönüştü. Bu nedenle şu anda cezaevinde hasta olanların yeni sisteme göre rapor almak için başvurmaları gerekir.”

 

4. pakette ne var?
 

Ergin, 4. paketin içeriğiyle ilgili şu bilgileri verdi:


“1- Yargılamada silahların eşitliğini sağlıyoruz. İddia ile savunmayı eşitliyoruz.
2- İfade özgürlüğünü daha da genişletiyoruz ve suçun oluşmasında AİHM’nin suçun oluşması kriterlerini esas alıyoruz.
3- Tutukluluk halinin devam edip etmemesi konusunda hâkim, evrak üzerinden karar veriyordu. Bunu değiştiriyoruz. Hâkim her 30 günde savcıyı ve tutukluyu çağırıp görüşerek değerlendirmesini yapacak, evrak üzerinden karar vermeyecek.
4- Kamulaştırmayla ilgili olarak mülkiyet hakkı ihlallerini ortadan kaldıracak bir düzenleme getiriyoruz.
5- Haksız tutuklulukta tazminat uygulamasını genişletiyoruz.
6- Adli yardım almayı kolaylaştırıyoruz.”