-BAHÇELİ: BU NASIL İŞ SAYIN BAŞBAKAN ISPARTA (A.A) - 15.01.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Isparta'da yaptığı konuşmada, ''Memlekette sen ceza alan adamı çıkar, ülkenden kaçır, Lübnan'da da Başbakanı kurtar. Bu nasıl iştir sayın Başbakan, bu nasıl iştir değerli AKP'liler'' dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Süleyman Demirel Kongre ve Sergi Sarayı'nda Isparta Belediyesi'nin temel atma töreni ve açılışlarına katıldı. Burada partililere ve halka seslenen Bahçeli, 2011 yılının bir seçim yılı olduğunu belirterek, bu seçimi Türkiye'nin geleceği için önemsediklerini bildirdi. 8 yıllık AK Parti iktidarında ülkenin iyi yönetilemediğini vurgulayan Bahçeli, Isparta'nın kaderiyle Türkiye'nin kaderinin örtüştüğünü ifade etti. 2004 yılı seçimlerinde Isparta'da MHP döneminin bitip, AK Parti döneminin başladığını ancak geçen süre içinde Isparta'nın kötü yönetildiğini anlatan Bahçeli, 2009 seçimlerinde ise bunu fark eden Ispartalıların görevi tekrar MHP'li bir belediye başkanına verdiğini kaydetti. Kamuoyunda yapılan anketlerde Türkiye'nin sosyal ve ekonomik sorunlarında Millet ve devletin bekasının birinci sırada, bölücü terörün ikinci ve işsizliğin de üçüncü sırada yer aldığını, bunları yolsuzluk, yoksulluk, asayişsizlik gibi sorunların izlediğini belirten Bahçeli, bu sorunlara karşı hala anketlerde AK Parti'nin yüzde 40 önlerde olduğunun bahsedildiğini kaydetti. Buna bir anlam veremediklerini ifade eden Bahçeli, kamuoyu araştırması yerine kamuoyu oluşturma gayretinde olunduğunu aktardı. MHP'nin yel gibi sel gibi iktidara yürüdüğünü söyleyen Bahçeli, şunları söyledi: ''Ağlayan bir Başbakan yardımcısı var. O da duruyor duruyor 'MHP barajı aşamaz' diye nutuk atıyor. Şimdi buna nasıl inanacağız, kimin barajın altında kalıp, kimin iktidardan yolcu olacağına nasıl inanacağız. Bir kamuoyu araştırması mı yaptırmalıyız yoksa Haziran ayında yapılacak seçimde sizlerin milletimizin iradesiyle mi ortaya çıkartmalıyız. Ben inanıyorum ki yel gibi sel gibi Milliyetçi Hareket geliyor. MHP, yalanı da, dolanı da, yoksulluğu da, yolsuzluğu da süpürüp götürecektir. Aynen Isparta'da olduğu gibi.'' Türkiye'de yaşanan sorunları dile getiren Bahçeli, Türkiye'de bölücü terörün tırmandığını, PKK'nın siyasallaştığını, İmralı'da yatan kişinin müebbet hapis iken Kandil'i yönettiğini, Güneydoğu'nun dağlarına seslendiğini, bazı sivil toplum örgütlerini hareketlendirdiğini, açılım zırvasından yararlandığını ifade etti. Arap ülkelerine gezmenin de adeta moda olduğunu ve Başbakan Erdoğan'ın, Dubai'de, Lübnan'da padişah ve sultan gibi dolaştığını ifade eden Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: ''En son olarak Lübnan'a gitti, sanki Türkiye'nin bir iline gitmiş gibi orada miting yapıyor. Türkiye'ye oradan 'benim gücüm Türkiye'de var, burada da var, İstanbul'da nasıl miting yaparsam, Lübnan'ın başkentinde de aynı mitingi yaparım' diye buradaki yandaşlarıyla mesaj veriyor. Hariri dostunu ziyaret ediyor, özel sohbetlerde bulunuyor. Şimdi de Lübnan Başbakanı, koalisyon ortaklığında ayağı kaymış, Başbakanlıktan düşmek üzere, atlıyor uçağa, Türkiye'ye geliyor. Başbakanla basına kapalı konuşuyor, bir öğle ve akşam yemeği yiyor. Sonra da Sayın Başbakan diyor ki, 8 ülkenin yöneticileriyle görüşeceğim. Ne olacak, görüşerek bir ülkenin Başbakanının kalmasını ve görevinin devam etmesini sağlayacakmış. Şimdi dert sana mı düştü sayın Başbakan. Memleket yanıyor, CMK 102. maddesinde bir hata işliyorsun, onu uygulamak durumunda kalan Yargıtay 9. Ceza Dairesi karar alıyor. Hizbullah denilen terör örgütü dışarı çıkıyor ve akşamları gelip imza atacaksınız diyor. 10 yıl içerde kalmış, müebbet hapis cezası almış kişiden kuzu kuzu gelip, karakolda imza atmasını bekleyeceksiniz. Aradan 24 saat geçmeden, bunlar imzaya geliyorlar mı diye bir bakıyorlar, imza yok. Peki kendileri orada mı diye bakıyorlar kendileri de yok.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a birilerinin görev verdiğini ve bu görevin büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanlığı olduğunu belirten Bahçeli, Erdoğan'ın eşbaşkanlığını çok benimsediğini ifade etti. Bahçeli, ''Eşbakanlığını o kadar benimsemiş ki, Lübnan'da dostu Harari'nin Başbakanlıktan düşmesi Başbakan'a dert oluyor da, bölücü terör, Hizbullahın kaçışı, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, sana dert olmuyor. Hariri'yi kurtarıyorsun da bu ülkedeki Hamza'yı, Hasan'ı, Hayrettin'i niye kurtarmayı düşünmüyorsun'' dedi.