Politika

Bahçeli: 76. maddede yapılacak değişiklik krizi giderir

MHP lideri Devlet Bahçeli, boykot ve yemin etmeme krizi konusunda iktidar ve muhalefeti suçlarken, krizden kurtulmak için de 4 maddeden oluşan öneri sundu.

04 Temmuz 2011 03:00

T24- MHP lideri Devlet Bahçeli, boykot ve yemin etmeme krizi konusunda iktidar ve muhalefeti suçlarken, krizden kurtulmak için de 4 maddeden oluşan öneri sundu. CHP ve BDP'ye boykota bir an önce son vermeleri çağrısında bulunan Bahçeli, TBMM'de grubu bulunan partilerin temsilcilerin bir araya gelmesi ve tutuklu milletvekillerinin haklarını savunacak bir Meclis bildirisi için zemin oluşturulmasını istedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Haziran seçimlerinin ardından partisinin ilk TBMM grubu toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'yla başlayan toplantıda, tutuklu milletvekili Engin Alan'ın isminin yazılı olduğu levha ile koltuğunun boş bırakılması dikkat çekti.


Bahçeli yasaların tutuklu milletvekillerinin serbest kalmasının önünde engel olmadığını savunarak, "Bunlara rağmen bir çözüm ortaya çıkmıyorsa Anayasa'nın 76'ncı maddesine tutukluyken seçilen milletvekillerinin durumlarını daha da netleştirecek ve serbest kalmalarını sağlayacak bir ifade ilave edilerek içinde bulunulan krizin ortadan kaldırılması mümkün olabilecektir" diye konuştu.


Bahçeli, "arkadaşlarımızı satmayız" diyen Kılıçdaroğlu'na "Bize derme çatma siyasi delikanlılık gösterileri yapan Sayın Kılıçdaroğlu, önce aynaya bakmalı ve kimin arkadaşlarını satma ile ilgili engin tecrübeye sahip olduğunu orada görmelidir" karşılığını verdi. 



MHP lideri yaptığı konuşmada, 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarını değerlendirirken, çok sancılı ve sarsıntılı bir seçim sürecinin geride kaldığını söyledi. MHP'ye yönelik "kirli bir kampanya'nın nasıl mesafe aldığını ve ne denli "zıvana'dan çıktığını yaşayarak gördüklerini söyleyen Bahçeli, MHP'yi baraj altında bırakmak amacıyla iftiralar atıldığını, ithamlara ve "iğrenç tuzak'lara 'ahlaksızca tevessül edildiği'ni kaydetti. AKP'nin "karanlık mahzeni'nden MHP'nin itibarsızlaştırılması, etkisizleştirilmesi ve siyasi hayattan silinmesi için her türlü oyunun sahnelendiğini dile getiren Bahçeli, dünyada bile eşine ve benzerine az rastlanacak siyasi bir suikastın muhatabı olduklarını, yalnız kaldıklarını ama asla umutsuzluğa kapılmadıklarını ifade etti.


Bahçeli, "Doluya koydular taşmadı, boşa koydular dolmadı ve netice olarak Milliyetçi Hareket'in Türk milletiyle buluşmasını durduramadılar" derken, alınan yüzde 13'lük oy oranının da maruz kaldıkları tuzaklar dikkate alındığında çok değerli olduğunu söyledi. Bahçeli, "Herkes bilmelidir ki; ne kurulan tuzakları unutacağız ne de faillerini affedeceğiz. Ne dedikodu çıkaranları bağışlayacağız ne de MHP'yi yok etmeyi kafasına koymuş ihanet taraflarını aklımızdan çıkaracağız. Ne AKP'nin yaptıklarını görmezden geleceğiz ne de partimize dönük tertipleri yanına kar bırakacağız. Bunun için önce hesaplaşacağız sonra da yeri gelirse helalleşmeyi düşüneceğiz" diye konuştu.



Krizin üç sorumlusu BDP, CHP ve AKP



Seçimlerden sonra yaşanan boykot krizini de değerlendiren Bahçeli, TBMM'nin kriz üssü haline gelmesinin önümüzdeki sürecin çok şeylere gebe olduğunu kanıtladığını kaydetti. Türkiye'ye yakın coğrafyadaki ülkelerde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Bahçeli, böyle bir ortamda yenilenen Meclis çatısı altında yemin ve boykot krizinin ortaya çıktığını ve demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçtiğini kaydetti. Yaşanan gelişmeleri AKP'nin kayıtsızlık ve vurdumduymazlık içinde izlediğini ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın balkon konuşmasındaki üslup ve yaklaşımlarıyla daha sonraki tutum ve söylemleri arasında gece ile gündüz kadar fark oluştuğunu belirtti. Krizin çözülmemesi halinde millet iradesinin sorgulanması ve değersizleşmesinin kaçınılmaz olacağını da dile getiren Bahçeli, "Tehlike bu kadar açık ve yakındır. İşin şakaya gelir tarafı, hafife alınacak yönü kalmamıştır. Yemin ve boykot krizinin görünürde üç sorumlusu olduğu ortadadır. Bunlardan birincisi, bölücülüğün siyasetteki uzantısı olan ve Kandil çetesini arkasına alarak barış ve özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden BDP'dir. İkincisi tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasını gerekçe gösteren ana muhalefet partisi CHP'dir. Üçüncüsü ise göz göre göre krizin geldiğini fark edemeyen ya da fark etse de sesini çıkarmayan ve bundan nemalanmanın arayışında olan AKP hükümetidir" diye konuştu.