Yaşam

Baba evinden 6 kez gönderildi, sonunda dayaktan öldü

Kocasından şiddet gördüğü için altı kez Mersin’den İstanbul’daki ailesinin yanına sığınan ancak her seferinde geri gönderilen Emine Erdem sonunda dayaktan öldü.

19 Şubat 2011 02:00

T24 - Kocasından şiddet gördüğü için altı kez Mersin’den İstanbul’daki ailesinin yanına sığınan ancak her seferinde geri gönderilen Emine Erdem sonunda dayaktan öldü.

Son zamanlarda artan kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. Mersin’de yedi çocuk annesi Emine Erdem (37) kendisini sopayla döven 23 yıllık kocasından kaçarken balkondan düşerek yaşamını yitirdi. “Karım intihar etti” diyerek polisi aldatmaya çalışan Lokman Erdem ise, oğlu Harun’un babasının annesini öldürdüğünü polise anlatması üzerine tutuklandı. Emine Erdem’in dayak yediği için altı kez İstanbul’daki ailesinin yanına kaçarak onlara sığındığı ancak, “Kocandır, döver de sever de” denilerek geri gönderildiği ortaya çıktı. Taraf gazetesine konuşan Emine Erdem’in oğlu Harun Erdem, babası için “Ben ona baba demek istemiyorum. O, annemin katili” dedi.


Araya girince beni de dövdü

Şırnak’ın Güçlükonak İlçesi’nde doğan Emine Ertaş henüz 14 yaşındaydı görücüler kapısına geldiğinde. İlkokulu bitirmiş, ortaokul hayalleri kurarken “Bu kadar okumak yeter” denilerek Lokman Erdem’le evlendirildi. Şırnak’ın susmayan silahları, boşaltılan köyler derken kendilerini Mersin’de buldular. Ve Emine Erdem, hayatını kâbusa çevirecek şiddet gerçeğiyle evliliğinin henüz ilk haftasında tanıştı. Eşi, “kendisinden habersiz elbise aldığı gerekçesiyle” onu öldüresiye dövdü. Bu dayakla başlayan kâbus dolu günlerin sonu hiç gelmedi. Emine yedi çocuk annesi olmuştu ama bedeninde kırılan sopa sayısı da artıyordu. İnşaat işçisi koca Lokman Erdem, her fırsatta, olur olmaz herhangi bir nedenle dövüyordu. Dayaklar o kadar dayanılmaz hale geldi ki Emine altı kez İstanbul’daki baba evine kaçtı. Ailesine kocasından gördüğü şiddeti anlattı, eşinden ayrılmak istediğini söyledi. Ama aldığı cevap hep aynıydı: “Yedi çocuğun var. Onların hatırı için dönmelisin kocana.” O da her seferinde Mersin’e geri döndü. Evine her geri döndüğünde şiddetin dozu da arttı. Emine Erdem, “Değişen bir şey olmaz” diyerek kocasını resmi makamlara bugüne kadar hiç şikâyet etmedi. Ancak bu kabulleniş, sonunda onun yaşamına mal oldu.


Harun, annesinin ölüm anını anlattı

Annesinin ölüm anını 18 yaşındaki oğlu Harun Taraf’a şöyle anlattı: “Önceki gün akşam saat 06.00 sıralarıydı. Yatıyordum, gürültü üzerine uyandım. Babam annemi odun sopasıyla acımasızca dövüyor, annem de ağlayarak, ‘Ne olur vurma, bak çocuklar korkudan ağlıyorlar’ diye yalvarıyordu. Ama babamın gözünü kan bürümüştü adeta. Acımasızca o kalın odun sopasıyla her yerine vuruyordu. Dayanamadım, araya girip ayırmak isteyince bana da vurmaya başladı. Küçük kardeşim uyandı, babamın bacaklarına sarılıp ‘Baba vurma artık anneme’ diye ağlayınca ona da vurdu. Bu arada anneme sarılıp babamdan uzaklaştırmak için balkona çıkardım. Peşinden koştu, orada da vurmaya devam etti. Yine araya girdim, biraz uzaklaştırdım. O zaman da elindeki sopayı büyük bir hızla anneme attı. Annem sopa değmesin diye balkonun uzak noktasına gitmek için koşunca bir anda dengesini kaybedip üçüncü kattan aşağı düştü. Gözlerimin önünde kafa üstü yere çakıldı. Hemen Mersin Devlet Hastanesi’ne götürdük. Babam hastane polisine ‘Karım kendisini attı, intihar etti’ dedi. Bunun üzerine dayılarım da babama saldırdı. Ben de tüm yaşananları savcıya anlattım, şikayetçi oldum. Savcı da ölüme sebebiyet vermekten tutukladı. Ben ona baba demek istemiyorum. O, annemin katili.”


Ölmeden bir saat önce konuştuk

Emine Erdem’in İstanbul’da yaşayan annesi Gulê Ertaş da şunları söyledi: “Şiddet gördüğü için yanımıza gelen kızama her seferinde ‘çocukların için tekrar evine git’ dedik. Ölümünden bir saat önce de telefon açtı. ‘Anne beni bu adamın elinden kurtarın’ dedi.”