Gündem

Azınlık okuluna kaydın önündeki 'soy kodu' engeli kalktı

'Soy kodu' fişlemesiyle ilgili ilk adım atıldı; Mahkeme, azınlık okuluna giriş için 'soy kodu'na bakılmasıyla ilgili uygulamada yürütmeyi durdurma kararı verdi

05 Aralık 2013 19:50

Çocuğunu Ermeni anaokuluna kaydetmek için Milli Eğitim Müdürülüğü'nden istediği izin belgesinde "soy kodu" fişlemesiyle karşılaşan aile, verdiği hukuk mücadelesini sürdüren aile sürdüren aile, İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla amacına ulaştı.

Agos gazetesinden Ferda Balancar'ın haberine göre, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şişli İlçe Milli Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazıda “1923’ten bu yana vukuatlı nüfus kayıtlarında gizli ‘soy kodu’nun yer aldığı” belirtiliyordu.

Soy koduna örnek olarak "Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir" ifadesi de resmi yazıda yer alıyordu. Bu resmi yazının veriliş gerekçesi ise İstanbul’daki bir Ermeni anaokuluna çocuğunu kaydettirmek isteyen bir ebeveynin verdiği mücadeleydi.

Öğrencinin velisi olmak isteyen anne, vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni. Annenin nüfus cüzdanındaki din hanesinde Hıristiyan yazarken, çocuğun babasının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazıyor. Ebeveynlerin çocuklarını kaydettirmek istedikleri Ermeni anaokulunun müdürlüğü ise, yasal mevzuat gereği kendilerine şu cevabı vermişti: “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın.”

Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt’un İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurarak, çocuğun Ermeni anaokuluna kayıt yaptırmasının önünde bir engel olmadığına dair resmi yazı talep etmesi üzerine de ‘soy kodu’nu ifşa eden söz konusu resmi yazı ortaya çıkmıştı.


‘Patrikliğin belgesi’


Çocuklarını Ermeni okuluna gönderme mücadelesini sürdüren aile, İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla amacına ulaştı. Mahkeme’nin 15 Kasım tarihli yürütmeyi durdurma kararında şu ifadeler yer alıyor:

“Davacı tarafından dava dilekçesine eklenen 17/12/2012 tarihli Türkiye Ermenileri Patrikliği tarafından davacının annesi N.E.B adına düzenlenen belgenin, davacının Ermeni soyuna mensup olduğuna karine teşkil ettiği, bunun yanında davacının dilekçesinde Ermeni asıllı olduğunu açıkça belirttiği de göz önüne alındığında, eğitim-öğretim hakkının kullanımı bakımından davacının Ermeni azınlığa mensup olduğunun kabulü gerektiğinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile korunan eğitim hakkını engelleyecek şekilde davacının Ermeni okuluna kaydının yapılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan davacının öğrenci olması ve dava konusunun öğrenime ilişkin olması, davacının daha önceden aynı okulun anaokulu kısmında aday öğrenci statüsüyle öğrenim görüp bu okulda sosyal çevre edindiği göz önüne alındığında davacı açısından telafisi güç zararlar doğacağı da açıktır.”


‘Bu karar emsal olacak’


Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt, Mahkeme’nin bu kararıyla öncelikle davacının çocuğunun okula kaydının yapılmasının önünün açıldığını söyledi. Halavurt, “Karar, davacı ile benzer durumda olan diğer öğrencilerin de okula kaydının yapılmasında emsal bir karar teşkil etme potansiyeli taşımaktadır” dedi. Avukat Halavurt’un kararla ilgili görüşleri şöyle:

“Mahkemenin kararında en temel husus bir kişinin soyunun belirlenmesinde soy kodunun esas alınmasının hukuka uygun olmadığının tespitidir. Milli Eğitim Bakanlığı kişinin azınlık okullarına kabul edilmesinde soy kodunun esas alınması gerektiği gerekçesiyle okula kayıt yapamayacağını belirtmişti. Bu karar, bir kimsenin Ermeni olduğunun kabul edilmesinde soy kodunun tek başına esas alınamayacağını göstermesi bakımından olumlu bir karardır.

Kişilerin soy koduna bakılarak kökenlerinin tespit edilmesi 1915 ve sonrasında yaşanan Soykırımı meşrulaştıran ve Soykırımın sonuçlarını pekiştiren bir uygulamadır. Kendi dilinde eğitim yapmak isteyen, kendi azınlık toplumunda sosyal ve kültürel ilişkiler geliştirmek isteyen insanların önünü kesmeye çalışan bir yaklaşımdır. Özellikle kendi özüne dönmek ve kendi diliyle eğitim yapmak isteyen müslümanlaştırılmış Ermenilerin önünü kesmeye çalışan bu yaklaşımların engellenmesi bakımından yürütmeyi durdurma kararının devamında idarenin işleminin tümden iptali gerekir. Bununla birlikte aynı zamanda soy koduna ilişkin düzenlemelerin tümüyle ortadan kaldırılması ve eğitim özgürlüğünün önünü açacak düzenlemeler yapılması gerekir.

Yürütmeyi durdurma kararının anlam kazanabilmesi, çocuğun okula kesin kaydının bir an önce yapılmasıyla birlikte Soykırımın sonuçlarını ve ayrımcılığı pekiştiren uygulamaların tümüyle ortadan kaldırılması yönünde yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. Bu hususta gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bu tip düzenlemelerin ortadan kaldırılması için gerekli hukuksal mücadeleyi de vereceğiz.”