AYM’ye bireysel başvuru hakkı tanınmasında önemli rol oynayan Avrupa Konseyi, Yüksek Mahkeme'nin Alpay ve Altan hakkında verdiği kararın benzer bireysel başvurular için de örnek oluşturacağı ve böylelikle Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önüne yığınla dava gelmesinin önünün kesileceği beklentisi içindeydi. Fakat yerel mahkemelerin tahliye kararı vermemesiyle beklenen gerçekleşmedi.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin sözcüsü Daniel Höltgen, sosyal medya hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “AYM’nin geçmişte AİHM ilkeleri ve Strasbourg Mahkemesi içtihadıyla uyumlu kararlar verdiğini” anımsatıp, konuyu yakından takip ettiklerini bildirdi. Ancak “konuyu yakından takip etmek” Avrupa Konseyi’nin derhâl devreye gireceği veya kararlar alacağı anlamına gelmiyor.
AYM Başkanı Strasbourg’a geliyor
Avrupa Konseyi gelecek hafta AYM başkanı Zühtü Arslan’ı ağırlayacak. Arslan, resmi olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) adli yıl açılış töreni için Strasbourg'a gelecek. Danıştay ve Yargıtay başkanları da kendisine eşlik edecek. Arslan, tören için bulunacağı Strasbourg'da AİHM yönetimi ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile de görüşecek. Bu görüşmelerde AYM'nin Şahin Alpay-Mehmet Altan kararı, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası AYM'ye taşınan bireysel başvurular ve bu başvuruların hangi aşamada olduğunun gündeme gelmesi bekleniyor. Türk hükümeti AİHM’ye gönderdiği son verilerde 15 Temmuz 2016 ile 9 Ekim 2017 tarihleri arasında AYM’ye 103 bin 469 bireysel başvuruda bulunulduğu bilgisini paylaşmış ve AYM’nin "etkin iç hukuk mekanizması” olduğunu savunmuştu.
AİHM de AYM’yi bireysel başvurular için “iç hukuk yolu” olarak tanıyor. İç hukuk yolları tüketilmeden AİHM’ye başvurulamadığı için önce AYM’den geçmek gerekiyor. AİHM bu nedenle 15 Temmuz sonrası kendisine başvuran binlerce kişinin şikayetini “AYM süreci tamamlanmadığı” gerekçesiyle geri çevirdi.
Alpay ve Altan AİHM gündeminde
Şahin Alpay-Mehmet Altan kararına yerel mahkemelerin verdiği tepki sonrası Avrupa Konseyi ve bir Avrupa Konseyi organı olan AİHM'nin nasıl davranacağı merak ediliyor. AİHM, AYM’yi “iç hukuk mekanizması” olarak görmeye devam edecek mi?
Mehmet Altan 12 Ocak 2017, Şahin Alpay ise 28 Şubat 2017 tarihinde AİHM’ye başvurmuş ve haklarındaki suçlamalarla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) "özgürlük ve güvenlik hakkı”yla ilgili 5'inci ve “ifade özgürlüğü”yle ilgili 10’uncu maddelerinin ihlal edildiğini savunmuşlardı. AİHM bu iki başvuruyu 13 Haziran 2017 tarihinde Türk hükümetine bildirmiş ve davacıların “iç hukuk yollarını tüketip tüketmediklerini” sormuştu. Türk hükümeti AİHM’ye gönderdiği yanıtta davacıların AYM önündeki başvurularının incelenmekte olduğu ve bu inceleme sonuçlanmadan AİHM’nin karar vermemesi gerektiği teziyle kendisini savunmuştu.
AYM kararını verdiği için, gazetecilerle ilgili şikâyetleri hızlandırılmış prosedürle ele alacağını daha önceden duyuran AİHM’nin de Alpay ve Altan davalarında kararını yakın bir gelecekte vermesi bekleniyor. AİHM yargıçlarının AYM’nin gerekçeli kararına göre Şubat veya Mart aylarında konuyu ele alabileceği söyleniyor.
AİHM içtihadı
AYM gibi yüksek mahkemelerin aldığı “hak ihlali” kararlarının birinci derece mahkemelerce görmezden gelinmesiyle ilgili olarak AİHM’nin yerleşik bir içtihadı bulunuyor.
AİHM, Yüce Divan’ın tahliye kararına rağmen salıverilmeyen eski Batum Belediye Başkanı Tenguiz Assanidze tarafından Gürcistan’a karşı açılan davada, “Hukukun üstünlüğüne tabi olan devlette, bir kimsenin, salıverilmesine yönelik mahkeme emri olmasına karşın özgürlüğünden mahrum bırakılması anlaşılır bir durum değildir” hükmünde bulunmuştu. Mahkeme, Yüce Divan kararı görmezden gelinerek yasalara aykırı ve keyfi biçimde özgürlükten mahrum edilme durumunun doğduğunu belirtmiş ve AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5.1-a maddesinin (kişinin, yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkûmiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması) ihlal edildiğine hükmetmişti. AİHM’nin geçmişte karara bağladığı Quinn (Fransa), Manzoni (İtalya) ve Van der Leer (Hollanda) davaları da bu alanda içtihat oluşturuyor.
Tüm bu kararlar dikkate alındığında AİHM’nin, Şahin Alpay ve Mehmet Altan davalarında, bireysel başvurularda AYM'yi “iç hukuk mekanizması” olarak tanımaya devam ettiğini tekrarlamakla birlikte, AİHS’nin 5’inci maddesinin ihlal edildiği yönünde karar verme olasılığı ön plana çıkıyor.
Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe