Gündem

Ayhan Çarkın'ın isimlerini verdiği 6 Özel Harekâtçı gözaltına alındı

Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın’ın Ankara’daki dört faili meçhul cinayetle ilgili isimlerini verdiği altı Özel Harekâtçı gözaltına alındı.

11 Ağustos 2011 03:00

T24 - Ankara’da 1994’te işlenen Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, DEP Ankara İl Başkanı Faik Candan ve Avukat Yusuf Ekinci cinayeti soruşturmasında çok önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Savcılığı, söz konusu cinayetlerle ilgili itiraflarının ardından tutuklanan Susurluk hükümlüsü özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın itiraflarında ismi geçen altı eski özel harekâtçı hakkında yakalama kararı çıkarttı.

ÇOK ÖZEL HAREKÂT
İstanbul’da Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, yakalama kararı üzerine dün öğlen saatlerinde eş zamanlı operasyonlar yaptı. Baskınlarda eski özel harekâtçılar Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Yusuf Yüksel ve Enver Ulu’nun da bulunduğu altı özel harekâtçı gözaltına alındı. Akşam saatlerinde uçakla Ankara’ya getirilen şüpheliler, Ankara Emniyeti’ne götürüldü. 

Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin yürüttüğü bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 5 kişi adliyeye getirildi.
Soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Ayhan Akça, Yusuf Yüksel, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Enver Ulu, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı'na getirildi.
Söz konusu kişiler, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel tarafından sorgulanacak.
Öte yandan, soruşturma kapsamında gözaltına alınan Alper Tekdemir'in de bugün (11 Ağustos)adliyeye getirilmesi bekleniyor.


Çarkın’ın itirafları

Taraf'ın haberine göre, Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın, 1994’te Avukat Yusuf Ekinci’nin öldürülmesi soruşturması kapsamında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı. ‘’Geçmişe ilişkin gerçeklerin üstünün örtülmesini istemiyorum. Tamamen gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak istiyorum’’ diyen Çarkın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadede, Ankara’da Mecit Baskın’ın öldürülmesine ilişkin şunları söylemişti:


Baskın’ın cesedi orda kaldı

“Mecit Baskın Altındağ Nüfus Müdürüydü. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya’nın olduğu araçta Mecit Baskın emniyete götürüldü.” Baskın’ın Gölbaşı’nda öldürüldüğü belirten Çarkın, şöyle devam etmişti: “Yanlarına gittiğimizde Mecit Baskın’ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile kavga ettik, ‘Bu ne biçim görev, bu ne biçim iştir’ diye söyledim. ‘Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma’ dedi. Oradan uzaklaştık. Ceset orada kaldı. Olay yerinde Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya vardı. Biz Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy ile birlikte aynı araçla sonradan gitmiştik.”


Ekinci’yi Akça öldürdü

Çarkın’ın Avukat Yusuf Ekinci cinayetiyle ilgili verdiği bilgiler şöyle: “Avukat Ekinci, Yusuf Yüksel isimli komiserin kullandığı arabayla bürosunun önünden alındı. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı, sivil insan da vardı. Gölbaşı’na giderken Ümitköy yolu sapağından sağa dönüldü. Yakın bir mesafede Ayhan Akça tarafından öldürüldü. Başkasının kurşun atıp atmadığını bilmiyorum. Ayhan Akça bana ‘Bacanak seni göreyim, al bir siftahın olsun, sen de milli ol’ diye Uzi marka silah verdi. Ben de silahı fırlatıp attım. Aramızda tartışma çıktı. Yusuf Ekinci’nin ne amaçla öldürüldüğünü bilmiyorum.’’


Faik Candan bürosundan alındı

Çarkın, ifadesinde Avukat Faik Candan’ın öldürülmesiyle ilgili olarak şu bilgileri vermişti: ‘’Faik Candan, bürosundan alındıktan sonra Oğuz, ben ve Ercan Ersoy bizim kullandığımız arabayla gittik. Biz avukatın bulunduğu aracı takiben peş peşe 4 veya 5 araçla gittik. Gölbaşı’ndan sonra biz araçla devam ettik. Konya yolunda sol tarafta açık arazide Ahmet Sakarya’nın öldürdüğünü kendi beyanıyla duydum. Ondan sonra ben aylarca göreve gitmedim. İhraç edilmek istedim, silahı da bıraktım. Sonra peşimi bırakmadılar. Abdullah Çatlı’nın yardımıyla İstanbul’a gittik."